Başımı sevdiğim adamın omzuna yaslayıp manzaranın güzelliğine iç çektim. O kadar güzeldi ki. Hayran kalmamak elimde değildi. Bir de sevdiğim yanımdaydı kokusu ile ciğerlerim bayram etmişti, bir insan daha ne isteyebilirdi ki.
Hastaneden dışarı çıkmak için izin almak zor olmamıştı. Yani ben değilde Savaş konuştuğu için bir şey dememişlerdi. İyi ki de izin almış.
Onun derin ve sıkıntılı nefes alışlarına karşı bedenim gerilmişti. Niye bu kadar gergindi? Kafamı omzundan kaldırıp ona bakmaya başldım. Yüz ifadesini hemen değiştirip mutlu görünmeye çalıştı.
Beni aptal mı sanıyordu?
Yoksa üzülmemi istemiyordu?
Bilmiyordum. Ama gerginliğinin sebebi hastalığım ise çok fena bozulurdum. Ben bile bunu çok fazla dert etmezken onun bunu abartması hoşuma gitmiyordu.
-"Savaş. Neden bu kadar gerginsin?
-"Bir şey yok bitanem."
-"Yalan söyleme ayrıca bana 'bitanem' deme biri duyarsa ne olur? Ya Aydan'ın kulağına giderse."
Bana kızgınlıkla bakarken kaşları olabildiğince çatılmıştı bile.
-"Yağmur... Bana o kadını savunma. Beni affetme o kadar büyük bir köpeklik yaptım ki. Şimdi ise sen hastasın. Eğer sana bir şey olursa ben ne yapacağım?"
Ona gülümseyerek baktım gözlerinin içine o kadar güzel baktım ki aklıma kazırmış gibi.
-" Sen her gece o kadının koynuna da girsen sonra gelsen desen ki 'seni seviyorum' ben seni yine affederim. Çünkü seni seviyorum. Bana bir şey olacak ben huzurla gözlerimi kapayacağım çünkü mutluyum. Seninle çok mutluyum. Arkama bakmadan veda edebileceğim, sevdiğim adamın bir ailesi var, bir çocuğu olacak. Her ne olursa olsun o güvende."
Konuşurken aynı anda yüzünü avuc içlerime alıp okşadım. Elime batan sakalları hoş bir gıdıklama yaparken dilim ile dudaklarımı ıslattım.
-"Hayır! Sana hiçbir şey olmayacak izin vermem! Gideceğiz yarın amerikaya en iyi şekilde atlatacaksın bu hastalığı. Sonra senden bir çocuğum olacak o kadın umrumda bile değil. Hata, anlıyormusun koca bir hata yaptım ama kâhrını biz çekmeyeceğiz."
-"Sevgilim... Çocuğunu babasız mı bırakacaksın? Onun günahı ne. Savaş, doktorları duydum son evredeyim her an ölebilirim. Hayatımın son günlerini hastane köşlerinde değilde senin omzunda geçirmek istiyorum. "
Gözlerinden akan yaşlar ile boğazımda koca bir yumru oluşmuştu. Ağlıyordu, benim için, benim yüzümden. Ellerini sıkıca belimden geçirerek beni kendine çekmişti. Sıkıca sarılırken ağzından çıkan hıçkırık sesi ile kalakalmıştım.
Bunca zaman ben onun omzunda ağlamıştım şimdi ise o benim omzumdaydı. Yaşamak çok zordu, imkansızlıklar içinde olan bu yaşam insanı usandırıyordu. Omzumdan kafasını çekince bakışlarımı ona çevirdim. Elleri ile göz yaşlarını silerken konuştu.
-"Nereye gitmek istersin sevgilim? "
Yüzüne ufak bir tebessüm kondurarak sorduğu soruya karşılık gülümsedim. Güçlü adamım benim.
-"Bilmem ki burayı çok sevdim hiç gitmesek?"
Koca bir kahkaha atarak konuştu.
-"O zaman burada kalırız. Baksana şurada ki dağ evi benim. Istediğin kadar kalırız sonra istediğin başka biryere gideriz ama doktoru ihmal etmek yok."
Sonuna uyarı ekleyip söylediği cümleler kıkırdamamı sağlarken başımı olumlu anlamda salladım. Bir anda beni kucağına alıp kalkması ile 'Savaş' diye çığlık attım ellerimi boynuna sararken huzurla kafamı göğsüne bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Güzel Aşkı
ChickLit☆Aşk kaçınılmaz bir sondu onlar için ☆Mutlu son yok onlar için. Yada mutlu yarınlar... *********************** ♧Bir sigara daha eksildi paketten ve yine geldi aklına güzel gözlüsü. ♧Sevdiği adamın o eşsiz kokusunu bir kez daha doldu içine yine ve y...