37

8.4K 376 38
                                    

Kafamı ellerim arasına alıp saatlerce ağlamıştım onun başkasını sevdiğini öğrenince, sanki ruhum bedenimi terk etmişti. Kaç defa tekrar etmiştim kendime asla affetmeyeceğim diye. Günlerce ağladım, yemedim içmedim. Aklıma geldikçe ağladım. Peki ya bu kadar çabuk neden affettim?

Kaç defa bu soruyu sordum kendime şu arabanın içinde dışarıya bakıp kaç defa sordum bu soruyu kendime. Cevap yok tu sevmek affetmedir? Beynim kaç defa bana 'salak' olduğumu söylesede kalbim rahattı, hemde hiç olmadığı kadar sebepsiz nedensizce. Anlamıyordum ben bu kadar sevmeyi nasıl başarıyordum ne olursa olsun nasıl oluyordu bu?

Bana yaptığı yaşattığı onca şeye rağmen ben bu arabada onunla birlikte nasıl yolculuk edebilirdim. Bunu gururuma nasıl yapabilirdim. Bilmiyorum, çıldırmak üzereyim. Sol tarafımda oturan adama gözümün ucuyla bile bakmıyorum, bakamıyorum. Utançtanmıydı bu? Kendimce duyduğum basit bir utanç mı beni ondan mahrum bırakıyordu. Bir an kendime çok kızdım, aşırı derecede sinirlendim kendime hemen kafamı sol tarafa çevirmem bir oldu.

Ama yine de olamamıştı hemen kafamı geri dışarıya bir olmuştu. Çünkü olmuyordu, ben hiçbir şey bilmiyorum. Beynim tam bir sarsıntıya uğramıştı kendini kaybetmişti resmen. Bu adam beni maffetmişti. Ama bir yandan da beni muhteşem hissettiriyordu bu hissi kelimelere dökemem, bu da imkansızdı.

"Bizim eve gidelim üzerine değişmelisin kıyafetlerin hâlâ bizim evde, hasta olmanı istemiyorum. "

Söyledikleri benim ona bakmamı sağlamıştı, yüzünü buluşturarak söylemişti bu sözleri. Beni mi düşünüyordu? Hah! Uzun zaman sonra onun için öldükten sonra şimdi mi düşüneceği tutmuştu, şaşkınlık içerisindeyim şuan da. Burnumun direği sızlamıştı, ama şimdi ağlayamazdım. Allah'ım bu değişen ruh halime kolaylık ver!

-"Beni şu sağda bıraksan da olur minibüs ile eve giderim ben, başımın çaresine bakabilirim. Sonuç olarak şu son zamanlarda böyle yapmam gerekiyordu.

İmayı da çok güzel yapıştırmışdım vallahi. Onu canımdan çok seviyor olabilirim ama gururum bunlara engel zaten çok zedelenmişti şimdi eline geçen ilk fırsatlarda toparlamaya çalışıyordu. Hâlâ Savaş'ın yüzüne bakarken sözlerimden sonra farklı bir şekile bürünürken gülmemek için yanak içlerimi ısırmıştım. Özlemiştim onu be.

-"Yağmur, sanki yardım istedin de bir şey yapmadık. Ben her zamam yanındaydım, sana kaç defa söyledim."

Yüzüm gerilirken sinirlendim. Ciddimiydi bu adam, benim hemen bu araçtan inip onu 'unutmak' adlı hayatıma devam etmek istiyordum.

-"Sana ihtiyacım yok, bak ben seni o gece aradığımda bitirdim. Ben senin bir sözün ile her şeyi aşıp sana gelebilirdim. Sen beni kendi ellerin ile o gemiden ittin ben boğulurken elini dahi uzatmadın. Şimdi ne yanımda olmaktan bahsediyorsun, sağda indir beni. "

Sert konuşmuştum benim bile içime oturmuştu bu sözler. Ama haklıydım bir rabdeden sonra kalbime söz geçirmem gerekiyordu, tabi elimden geldiğince. Ona baktığımda dişlerini sıkmaktan çenesi kasılmıştı. Gözlerim direksiyonu sıkan ellerine kaydı bembeyaz olmuş boğumlarda kaldı gözlerim.

-"Hiç bir sikim bilmeden boş konuşma. Ben her şeyi senin iyiliğin için yapıyorum. Şimdi sözümü dinle."

Derince bir kahkaha atmıştım, bu sözler cidden beni güldürmüştü. Benim iyiliğim için ben bu durumlara düşmüştüm demek. Arabanın kapısına elimi attığımda konuştum.

-"Beni indiriyormusun yoksa ben mi atlıyayım?"

Bu sefer o beni kendine hayran bırakacak bir kahkaha atmıştı. Bir anda bir düğmeye basması ile 'klik' diye bir ses geldi bu ses kapıyı mı kilitlemişti bu pislik? Kahretmesin!

Mafyanın Güzel AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin