28. Kısım

66 4 0
                                    

Off...
Uyandığımda yaşadığım baş ağırısından bahsetmeme gerek yok sanırım.

"Uyuyan güzel uyandı." Dedi bir ses.

Sesin geldiği yöne bakınca Selin'nin yanı başımda oturduğunu gördüm.

"Başım.."

Ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkar kalkmaz başım döndü, yattığım yere geri düştüm.

"Yorma kendini. Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Selin.

"Yaşıyorum diye cevap verdim."

Selin rahat tavrıyla konuşmaya başladı.

"Ben..."

Tam o sırada bir kapı açılma sesi geldi.

İçeriye Uğur, Ege ve Ahmet'in girdiğini gördüm.

"Emre! Yaşıyorsun!" dedi Uğur.

"Öyle mi?" diye sordum.

Uğur bana öyle bir sarıldı ki kaburgalarım kırıldı sandı.

"Evet... bende.. özle.. "

"Uğur!" Dedi Ege.

Uğur hızlıca geri çekildi.

"Pardon." dedi gülerek.

Teker teker sarıldık. Onları görünce o kadar rahatladım ki bir an için mutlu hissettim kendimi.

"Beni nasıl buldunuz?" diye sordum.

"Valla," dedi Uğur. "Bizi çok uğraştırdın. Elli tane organ kaçakcısı yakalamışızdır sayende. Ülkeye büyük hizmet ettik."

"Bir dakika."

Selin Uğur'a sert bir bakış attı.

"Bir organ kaçakçısının elinde olduğumu nereden biliyordunuz?" diye sordum.

Selin: "Ben.."

"Ben biliyordum." dedi bir ses.

İçeriye amcam girdi.
Amcama sert bir bakış attım.
"Nasıl?"

"Ekrem'in kanını istediğini biliyordum. Bu yüzden arama alanımız daraltabildik."

Etrafa bakındım.

"Başka kim biliyordu?"

"Sadece ben." dedi amcam.

Yattığım yerden kalktım. Amcama doğru yaklaştım.

"Peki ben neden bilmiyordum?" diye sordum.

"Kendi güvenliğin için sana söylememeyi tercih ettim." dedi.

"Tercih mi ettin? Ne zamandan beri benim hayatımla ilgili sen tercih yapıyorsun?"

Rıza amca yaklaştı.

"Sen, bana Rıfat'ın emanetisin. Seni korumak için her şeyi yaparım." dedi.

"Bu, sana kalmış bir şey değil." dedim.

"Ayrıca sen kimsin de bana babamın emaneti diyorsun lan? Aileme ihanet etmeden önce de böyle düşünüyor muydun ha?"

Amcam bunları söyledikten sonra bana okkalı bir tokat attı.

"Benimle ilgili hiç bir şey bilmiyorsun!" dedi.

Yumruklarımı sıktım.

Ama bir şey yapmadım. Hızlıca odadan çıkıp başka odaya geçtim, kapıyı kilitledim.

Sinirden ellerimin titrediğini fark ettim, duvara sert bir yumruk attım. Sonra yere oturdum, duvarı seyretmeye başladım.

Ailem gitti.
Evim gitti.
Aşk bitti.
Hayat acımasızlaştı.

Her dert dermanıyla doğar demişler. Peki benim dermanım nerede?

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin