7. Kısım

101 9 2
                                    

'' Gir! ''

'' Müdürüm, müsait misiniz? '' Müdür beni görünce gözlerinde korku ifadesi oluştu.

'' Sen yeni gelen çocuksun dimi? Emre'ydi sanırım. Geç otur, bende seni çağıracaktım. ''

Oturdum, bir süre sessiz kaldı. '' İçecek ne vereyim sana? Çay, kahve? ''

'' Yok hocam, teşekkürler. Benim size bir sorum olacaktı. Ben ailem kaybolmadan önce özel okulda okuyordum, doğal olarak okul masraflarımı ailem karşılıyordu. Şimdi onlar yok, ben nereye gideceğim? ''

Müdür bilgisayarında bir şeyler kurcaladı, sonra konuşmaya başladı.

'' Emre normalde yetimhanenin öğrencileri özel durumlar dışında tek bir okula gider. Ama.. senin bilgilerini inceliyorum da, hala okul taksitlerin ödeniyor.''

'' Ne? '' sanırım bunu sesli düşünmüştüm. Müdür devam etti.

'' Hala eski okulundasın. Kaydın alınmamış aksine bir sonra ki ayın taksiti yatmış. Birileri senin masraflarını ödüyor. ''

Adamın dedikleri karşısında tek kelime edemedim. O iğrenç okuldan kurtulmam için bir şansım vardı o şans da elimden alındı. Onu bunu bırak, kim ödüyor okul taksiti mi? Ailem? Olabilir. Cama yazılan '' SENİ KORUYORUZ '' yazının sahibi? Olabilir. Kafam allak bullak olmuştu.

'' Yurttan çıkabilir miyim? '' diye sordum.

'' Evet ama akşam ondan önce burada olmak zorundasın. Aksi taktirde yurda alınmazsın ve bu siciline işler. Aynı hatayı iki kere yaparsan yurttan atılırsın. '' diye soruma yanıt verdi.

Bir kaç dakika sonra yurttan çıkmıştım. Saat ikiydi, hala zamanım var. Metroya binip mahallemize doğru yol aldım.

Evime geldiğimde kapı kapalıydı. Anahtarla açıp içeri girdim, hala savaş alanı gibiydi, banyoya gittim, camda yazan o yazı kaybolmuştu! Odama girdiğimde yarısı çatlamış masamın üzerinde bir kredi kartı, yanında da bir not vardı. '' İradeli kullan. '' Wow...

Evi araştırmaya başladım. Biz hep kirada otururduk, üç yılda bir ev değiştirirdik babamın tayin durumlarına göre. Bu yıl da taşınma yılımızdı.

Araştırmaya devam ettim, sonra aklıma dank etti. Babamın benden uzak durduğu bir çantası vardı. En son o çantayı yatak odasında ki balkona koymuştu. Balkon çok karışıktı, gözlerimi iyice açtım... Buldum!

Çantayı aldım ama kilidi vardı. Evin her yerini arasam da anahtarını bulamadım. Çantayı yanıma alıp salona girdim.

Genelde salonun camından dışarı bakmak gibi bir alışkanlığım vardı benim. Yine cama baktım, bu sefer aşağıda duran polis arabasını ve içinden inen o iki tanıdık polisi gördüm. Hemen odama koştum, odamda bir tane cam vardı, dışarıda da kocaman bir ağaç vardı. Evin kapısının açıldığı duydum. Hep aklımda geçmişti ama hiç yapmamıştım. Camı açtım, derin bir nefes aldım, ''Hassiktir! '' diyerek camdan atladım.

Ağacın dallarından birine tutunmayı başardım. Ama bizim dördüncü katta oturduğumuzu unutmuştum. Tutunduğum dal kırılmaya başlıyordu, yavaşça ayağımı ağacın gövdesine yasladım, aşağı inmeye başladım. Tutunduğum dal kırıldı, panikledim ama sonra başka bir dala tutundum. Sanırım ikinci kata inmiştim. Yavaşça inerken kulağıma ' Çat' diye bir ses geldi. İçimden bir ses bana bildiğin geçmiş olsun diyordu. Tutunduğum ikinci dal da kırıldı, ayağım kaydı ve yere doğru düşmeye başladım. Allah tan yer çimlerle kaplıydı. Yani, GÜM diye yere sırtüstü çakılınca çimlerinde bir etkisi olmamıştı. Her yerim ağrıyordu, hareket edemiyordum. Zar zor ayağı kalkınca ilk önce dengem bozuldu, etraf bulanıklaştı, anca kendime gelebildim. Evin önüne geldim, yanımda duran polis arabasını görünce aklıma bir fikir gelmişti.

Metro durağına doğru giderken yüzümde arabanın lastiklerinin havaların indirmenin verdiği sırıtma vardı.

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin