12. Kısım

72 8 1
                                    

8 YIL ÖNCE
YER: ANKARA
ANNEMLE BABAM YİNE KAVGA EDİYOR.

" Bu çok riskli! " diye bağırmaya devam etti annem.
Abimle birlikte kapının arkasından onları dinlediğimiz için yüz ifadelerini göremiyorduk.

" Başka çaremiz yok, eğer bu borcu almazsak evimize haciz girecek. Sokaklarda parasız ne yapacaz? "

"Başka bir yolu olmalı..." annem ağlıyordu.

Kavga bittikten sonra babam odalarından dışarı cıktı, gözünden yaşadığı çaresizliği görebiliyordum. Elinde orta boylarda bir çanta vardı, bize baktı, sonra bana baktı.
"Oğlum, gel az konuşalım seninle" dedi, beni küçük evimizin başka bir odasına çekti.

" Bak oğlum, " babamın sesi hiç olmadığı kadar sert geliyordu.
"Bu dünya çok zalim bir yer, insan tek bir hatasıyla bile bu acınası dünyada daha da acınası birisi olursun. Güçlü ol evladım, kimseye güvenme. Sen herkesten farklısın, sen benim oğlumsun."

"Memnun oldum Arda, ben Emre."
Hayatımda gördüğüm en korkunç çocuğa(çocuk demek bin şahit ister.) bakıyordum: tahminimce 1.88 boylarında, saçlarının iki tarafı da kazınmıstı; gördüğüm en kaslı vücutlardan birine sahipti ve çok korkutucu bakışları vardı. Korkumu gizlemek için elimden gelen her şeyi yaptım.

Arda cebinden sigara paketini çıkardı, içinden bir tane alıp cebine geri koydu, diğer cebinden Çakmağını çıkarıp sigarasını yaktı, iki fırt çekti, sonra gözlerimin içine baktı.

"Ne istiyorsun?" diye sordu. İlk bir kaç saniye konuşamadım, sonra kendime gelip konuşmaya zorladım.

"Kilit açmayı biliyormuşsun diye duydum, bana yardım edebilir misin?"
Arda sigarasından bir fırt daha çekti, sonra gülmeye başladı.

"Neden sana yardım edeyim?"
Yanımda duran Ege'ye baktım, yüz ifadesi hemen buradan gidelim diyordu.
"İstediğin bir şeyi yaparım." Dedim.

Arda bir fırt daha çekti. O kadar uzun çekiyordu ki sigara dört nefeste bitti.
"Bu zavallı yerde ne isteyebilirim ki senden?" deyip pis bir sırıtış attı. Düşünmeye başladım. Arda'nın burada kötü bir üne sahip olmasının bir nedeni olmalıydı. Yetimhaneden bir kere atılışını düşündüm, şansımı o yönden denedim.

"Yetimhaneden atıldığını duydum, neden atılmıştın?" Arda'nın yüzünde ki sırıtış kayboldu. Ege korkulu gözlerle bana bakıp omzumu dürttü. İstifimi hiç bozmadan bakmaya devam ettim.

" Bana ait olan bir şeyi çalmaya çalışıyordum, müdür yavşağı beni yakaladı, sonra attı. Sokaklarda ölmek üzere olduğumu görünce bana acıdı ve geri aldı. Bundan sanane?"

" Neyi çalmaya çalışıyordun?"
Arda bana tehtidkar bir bakış attı. Hiç bir şey söylemeyince konuşmaya devam etmek zorunda kaldım.

"Yani, ne olduğunu söylersen senin için onu çalabilirim." diye devam ettim.
" Sadece nerede olduğunu söylemen yeterli, bunun karşılığında kilit açma konusunda da bana yardım edersin. Bence adil bir antlaşma."

Arda sustu, cebinden bir tane daha sigara çıkarıp yaktı, bu sefer hiç konuşmadan beş nefeste bitirdi. Sonra bana tekrar baktı.

" Kabul, ama senin için kilit açmam." dedi, " Ama sana kilit açmayı öğretebilirim."
*************************************
On beş dakika sonra kantindeydik. Ege odaya geri dönmüştü, Arda kendi odasında sakladığı bir kaç maymuncuğu çıkarıp cebine koymuş, beni buraya getirmişti.

" Kilit açmak öyle kolay bir iş değil, pür dikkat yaptığın işe odaklanmalısın."
Cebinden iki tür maymuncuk çıkardı.
" Sağ elimde duran, küçük kilitleri, kapı, çanta vb. Şeylerin kilitlerini açmaya yarar, ama bu sol elimde ki," sol elinde ki maymuncuğu salladı. " çok daha farklı kilitleri açar, bunu öyle her yerde bulamazsın."

Gecen 1 saat boyunca Arda bana kilit açmanın temel kurallarını öğretti, kantinin kapısı üzerinde bir kaç alıştırma yaptıktan sonra kilit açma işini çözmüştüm. Aklımda çantanın kilidini açabileceğim düşüncesi beni heyecanlandırıyordu. Arda'ya teşekkür ettikten sonra asıl konumuza geldik.
" Benden ne çalmamı istiyorsun?" diye sordum.
Arda sırıttı.

" Bir yüzük, gümüş bir yüzük. Genel Müdürün odasında, kilitli kasasının içinde ki gümüş yüzüğü çalacaksın."

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin