18. Bölüm

63 6 0
                                    

Haydi hayırlısı.

Normalde kavga yanlısı birisi değilimdir, ama Ömer çok kaşınmıştı.
Etrafımız da ki herkes tezahüratlar yapıyor, "VUR! VUR!" diye bağırıyorlardı.

Ömer bu insanların gazına gelerek bana doğru yürümeye başladı.

Yüzümün sağ koşesine bir yumruk geçirdi, acıyla geriye doğru sendeledim, ikinci yumruğunu atacakken kolunu tuttum, yüzüne bir dirsek attım, ardından kolunu tutarak kolunun arkasından geçıp kolunu bükmeye başladım.

Ömer acıyla haykırdı, en sonunda yüzüme bir dirsek geçirdi, burnumdan kanlar akmaya başladı. Kolunu bırakıp geriye gittim, burnumun kanaması dikkatimi dağıtmıştı.

A hadi ama, bu mu dikkatimi dağıtıcak?

Ömer yüzümün tam ortasına bir yumruk indirince yere yığıldım.

Kalabalıktan ondan geriye saymaya başladıklarını duydum.

Gözlerimi kapattım, görüntüler canlandı. İlk önce Gizem geldi görüntüye, bana gülümseyip elini uzatıyordu, daha sonra annemle babam geldi onların yerine, babam her zaman ki dik duruşunu yapmış, beni azarlama moduna geçmişti.

Sen benim oğlumsun, bu dünyada senden daha güçlü kimse yok. Şimdi kalk ayağa ve mücadeleni vermeye devam et, hiçbir şey bitmedi.

Görüntüler kayboldu, gözlerimi açıldı, Ömer kalabalığa ellerini sallıyor, şov yapıyordu. Ondan geriye sadece üç sayı kalmıştı, büyük bir sinirle ayağı kalktım.

Ayağa kalktığımı gören kalabalıktan sesler daha da yükselmeye başladı, beni gören Ömer şaşırdı.

"Hala da doymadın mı?" Deyip üzerime yürümeye başladı.

Hareket etmedim. Tam sağımda bir sıra duruyordu. Ömer'in gözlerinin içine bakıp gelmesini bekledim. Hızlıca gelirken ellerini yumruk yaptı, üzerime atladı.

Bu son şansım.

Yumruğun yüzüme gelmesine ramak kala yana çekilip Ömer'in yüzüne yumruğu geçirdim, yaşadığı şoku atlatmasına izin vermeden saçlarından tuttum, sağımda duran sıraya kafasını vurmaya başladım. Vurdum da vurdum, vurdum da vurdum...
****
Aradan ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum, söylediklerine göre beni Göktuğ ayırmış Ömer'den. Çocuğa en son baktığımda sağ gözü inmiş, sol gözü şiş ve burnu yamulmuştu. İçimde kötü bir his oluştu.

Ben bu kadar acımasız mıyım?

Müdür benimle Ömer'e disiplin cezası verdi. Ömer yüzüme bakamıyordu, tamam çocuktan kurtulmuştum ama çocuğu gördükçe içim acımıştı.

İki ders sonra herkes olanları unutmuştu, normal hayata geri dönülmüştü. Ben sıramda otururken yanıma Gizem geldi. Normal şartlar altında acayip heycanlanırdım ama Gizem, artık o benim için sadece bir araçtı.

"Hey, nasıl oldun?" Diye sordu. Zoraki gülümsedim.

"Daha iyiyim." Dedim. Gizem yanıma oturdu, yüzümü inceledi.

"Yüzün çok fazla hasar görmüs Emre, revire gitmelisin."

Ah be Gizem, böyle rol yapmayı nerden öğrendin?

"Gerek yok ya, yarına geçer bunlar." Gizemin gözlerine baktım. Gizem bana gülümsedi.

"Biliyor musun, sanırım ailemi buldum."

Bunu duyar duymaz Gizem'in yüzünde ki gülümseme kayboldu.

"Nasıl?" Diye sordu.

"Hani beni kaçıran adamlar vardı ya, onlarla karşılaştım dün, bana ailemle ilgili bilgiler verdiler."

"Bu.. çok iyi." Gizem'in yüzünde ki endişe her yerinden belli oluyordu.
"Şey, ben bi kantine ineyim, görüşürüz." Diyip sınıftan çıktı.

Artık bekleme sırasıydı.

Okul çıkışında yetimhaneye giderken takip edildiğimi fark ettim, adımlarımı hızlandırdım. Sonra biri kafama bir poşet geçirdi, kafama bir darbe yedim ve bayıldım.

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin