29. Kısım

90 4 2
                                    

Rüyalardan sıkıldım artık.

Evdeyim. Salonda tek başıma oturuyorum, ailemi bekliyorum herhalde. Kafamın içinde sesler dönüyor.

Emre.

Emre.

Emre!

Kafamı sağa doğru çeviriyorum. Salonumuzda duran aile fotoğrafımızı görüyorum.

Emre!

Kafamı diğer tarafa çeviriyorum. Neler oluyor?

"Emre."

Kafamı sesin geldiği yere doğru çeviriyorum ve annemi görüyorum.

Tam o sırada elektrikler kesiliyor, her yer karanlık oluyor.

"Anne! Nerdesin?" diye bağırıyorum.

"Annen öldü." Diyor bir ses.

Elektrikler tekrar geliyor ama bu sefer karşımda başka birisi duruyordu.

Ekrem.

"Annem nerde?" diye bağırıyorum ama cevap vermiyor.

Sen benim eserimsin. Damarlarında akan kan benim kanım. Senin sahibin benim ve o kanı bana vereceksin.

Hızlı soluklarla uyanıyorum yataktan.

Anne, nerdesin?

****

"Emre'yi Ankara'dan acilen çıkartmalıyız." Dedi amcam.

"Ben hiçbir yere gitmiyorum." Dedim amcama.

"Emre," dedi Ege.

"Burası senin için çok tehlikeli bir yer. Ekrem seni bulduğu anda seni öldürür, kanını alır ve dünya üzerinde güçlü insanlara satar. Bu ne demek oluyor biliyor musun?"

"Savaş." Dedi diğer yanımda duran Selin.

"Hem de dünya savaşı denilebilecek büyüklükte."

"Kimse 3. Dünya savaşının çıkmasını istemez dimi?" diye sordu aynı odada bulunan Ahmet.

Sonra herkes bana baktı.

"Ne bakıyonuz? Tamam giderim buradan ne ısrar ettiniz be."

Odadan çıkıp kendi odama girdim, telefonumu açıp birini aradım.

"Alo kanka naber? Kızılay'da buluşalım mı ne dersin? Küçük bir işim varda."

***

İnşallah yaptığım şey işe yarar çünkü evden çok büyük uğraşlarla çıktım.

"Ve işte adamım geldi. Naber Göktuğ?"

"İyi kanka seni sormalı." Dedi Göktuğ.

"Çok şükür." Dedim.

"Ee neymiş bu küçük işin bakalım?"

"Islahevine girmek için suç işleyeceğim." Dedim.

Göktuğ "NE? Diye bağırdı.

"Şş sakin ol. Islahevine girersem ailemin bundan haberi olabilir belki. Beni oradan çıkartmak için gelebilirler."

"Olum sen manyak mısın? Ya seni çıkartmaya gelmezlerse?"

"Bu almam gereken bir risk." Dedim.

"Sen," dedi, "Hayatımda gördüğüm en değişik insansın Emre."

Göktuğ'ya sırıttım.

"Bana bilmediğim şeyler söyle."

***

Bir saat sonra Kızılay'da polislerin etrafa bakındığı taraflarda bir giysi dükkanı buldum. Bu gecen bir saatte kendime kuru sıkı bir tabanca ve bir maske almıştım. (Yalan, ben almadım Göktuğ aldı; benim param yok.)

Dükkanın önünde duran polisleri iyice inceledim. Tam adımımı atacaktım ki içimde ki bir şüphe beni durdurdu. Etrafıma bakındım.

Bunu yapmalı mıyım?

Aklıma ailemi getirdim. Bunu onlar için yapacaktım. Onlara ulaşmak için.

"Sen acaba burada napıyorsun?" dedi yanımdan bir ses.

Yanıma baktığımda Selin'i gördüm.

Çok güzel, bi sen eksiktin zaten.

"Bu seni ilgilendirmez." Dedim.

"Bak," dedi Selin.
"Rıza amca burada olduğunu bilmiyor. Bilmeyecek de. Sana yardım etmek istiyorum."

"Bu aralar harbiden beni şaşırtıyorsun." Dedim.

"Çok komik." Dedi.
"Bir kere eğer ıslahevine girmek istiyorsan bunu dükkan basarak yapamazsın. Hele ki elindekinin kuru sıkı silah olduğunu öğrendiklerinde sana küfür edip seni dışarı atarlar."

Selin'e gıcık olmuş bakışı attım.

"Ee, ne yapmamı öneriyorsunuz hanımefendi?"
Selin bana baktı.

"Öp beni." Dedi.

Selin'e bakakaldım.

"Ne?"

"Öp dedim sana."

Seline doğru yaklaşıp dediğini yapmak üzere hazırlandım. Kızın yüzüne yaklaştıkça gözlerinde ki heyecanı fark ettim, gözlerimi kapadım, kendimi ne olduğunu anlamadığım bu olayın akışına bıraktım, tam kızı öpücem Selin bana okkalı bir tokat attı.

"Ah!"

Sonrada avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

"SAPIK! AY İMDAT YETİŞİN POLİSLER YETİŞİN TACİZE UĞRUYORUM!"

Ardından bir tokat daha attı.

"ŞEREFSİZ! SAPIK, IRZ DÜŞMANI ABAZA SENİ! UZAK DUR BENDEN!"

Selin bağırırken yakınımızda duran polislerin bize doğru koştuğunu gördüm. Şimdi anlamıştım ne yapmaya çalıştığını.

Kıza daha çok yaklaştım, hafifçe kollarını sıktım.

"Benimsin kızım anlasana benimsin!" diye bağırdım.

Sonra polisler geldi, beni Selin'den ayırdılar.

"Dikkat edin silahı var." Dedi Selin.

Polisler üstümü arayıp kuru sıkı silahımı aldılar, sonra ellerimi kelepçeleyip beni ve Selin'i polis arabasına bindirdiler.

Az kaldı anne, size ulaşmama az kaldı.

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin