2. Kısım

175 13 2
                                    

Yanımda polislerle binada yürüdüğümü gören öğrenciler bana tip tip bakmaya başladı. Özellikle de Gizem... 


Karakola geldiğimizde beni yarım saat boyunca dışarıda beklettiler. Camdan o iki polis memurunu ve amirleri olduğunu düşündüğüm adamı görebiliyordum. Yüzlerinde telaş ifadesi vardı, amirleri onları azarlıyordu sanki. En sonunda beni odaya çağırdıklarında amirim tam karşısına oturdum. Amir çok samimi bir ses tonuyla konuşmayı başlattı:

" Merhaba Emre, benim adım Arda, sana ailenle ilgili birkaç soru sormam lazım." 

'Aile' kelimesini söyleyince kalbimde bir boşluk oluştu sanki. Yutkunarak cevap verdim:
" Ta- tabikide."

" Ailen, son günlerde hiç garip davranıyorlar mıydı? Ya da, hiç bir yere gitmekten bahsediyorlar mıydı?"

" Hayır, hatta borçlarımızdan dolayı uzun bir süre tatile çıkamayacağımızı söylemişlerdi bir keresinde."

" Anlıyorum, peki onları hiç bir şeyden kaçıyorlarmış gibi geldi mi? "

" Ne saçma bir soru bu? Yoksa onlarla ilgili bir bilginiz mi var " diye sordum. Adamın yüzü kızardı.

" Olsa sana söylerdik, şimdilik bir bilgimiz yok ama eğer yeni bir bilgi edinirsek ilk sana haber vericeğiz bundan emin olabilirsin." Yavaşça ayağa kalktı.

"Şimdi, yanında ki arkadaşlar seni evine götürecek, geceyi orada geçireceksin, ertesi gün okul sonrası yetimhaneye götürecekler seni. Eşyalarını hazırlamayı unutma."

Yetimhane mi? Daha bu sabah ben ailemle evdeydim, ne ara yetim bir çocuk oldum? Aileme ne oldu? Beni nasıl bırakıp gittiler? Bilmediğim olaylar oluyor ve bu polisler kesinlikle bir şeyler biliyorlar. Polisler beni eve götürürken birden araba ani fren yaptı. Durmanın etkisiyle arabanın üst ayna bölümünden bir arma düştü. Simsiyah olan armanın üstümde beyaz bir melek sekli vardı. Birden kafama dank etti, ben bu armayı bir yerde görmüştüm ama nerede? Eve vardığımızda direksiyonda oturan polis güvenli bir ses tonuyla:

" Sen eve çık, biz gece boyunca burada olacağız " dedi. Eve girdim, ev savaş alanına dönüştü gerçekten. Televizyon parçalanmış bir şekilde yerde, salonda ki masamız devrilmiş, odama gittim, masam kırılmıştı. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittiğimde kırılmış aynada asetat kalemiyle bir yazı yazılmıştı. 

"SENİ KORUYORUZ"

Bu da ne böyle? Bunu ailem yazmış olabilir mi? Yorgunluktan aşağı inip polislere söylemeye üşendim. Salona gidip sırtımı duvara yaslar bir şekilde oturdum, polislerin bana verdiği notu çıkarıp okumaya başladım.

" Emre, biliyoruz, bu çok ani oldu, ama bizim gitmemiz gerekti. Abini yurt dışına yollamakla güvenini sağladık ama sen daha tehlikedesin. Babanla ben geçmişte yaptığımız bir şeyin cezasını şimdi çekiyoruz. Bunu bize yapan adamlar seni arıyorlar şimdi. Bundan böyle eskisi gibi bir hayatın olmayacak. Sana bunları yaşattığımız için kendimizi asla affetmeyeceğiz. Sakın bizi aramaya çalışma. Annenle Baban"

Annemle babam beni hiç tanımamışlar, ben asla söz dinlemeyen bir çocuğum.

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin