Herkese Merhaba.Uzun zaman oldu biliyorum 1 aydır falan yayımlayamıyordum hikayeyi.Bazı sorunlar çıktı.Sağlık sorunları vs. Ama elimden geldiğince sizler için güzel bir bölüm yazmaya çalıştım.Umarım beğenirsiniz.Sizleri çook özledim.❤️
Keyifli okumalar hepinize 😘
Çoğu zaman hayatımda beyaz atlı prensimin gelip beni bulacağına inanırdım. Ve hayatımızın sonuna dek mutlu bir şekilde yaşayacağımızı düşünürdüm.Sonradan büyüyünce aslında beyaz atlı prens diye bir şeyin olmadığını anladım.Ama ben çoktan prensimi bulmuştum.Ve mutluydum.
Banyodan çıktıktan sonra saçlarımı havluyla sardım ve odama doğru ilerledim.Odamın kapısını açar açmaz yüzüme yumuşak bir şey çarptı.Dengemi korumak için kapının kolundan sıkıca tuttum.
"Ay çok özür dilerim Miray!" dedi Elif kahkaha atarak.Üçü odamda yastık savaşı yapıyordu.Derin bir nefes aldım.
"Gidin başka yerde yapın yastık savaşınızı." Dedim.Dolabımın kapağını açtım kıyafetlerimi çıkarıp yatağa fırlattım.Kızlar beni dinlemek yerine hala devam ediyorlardı yastık savaşına.Onlara aldırmadan hemen üzerimi değiştim.Saçlarımı kurularken Azra hafifçe vurdu yastıkla.
"Hadi Miray sende oyna."
Saçlarımı tepeden topuz yapıp kızlara baktım.
"Benimle yastık savaşı mı oynamak istiyorsunuz?" diye sordum.Üçü de sırıttı.
"Bu bir savaş çağrısı mı?" dedim ciddiyetle.Üçü de onayladılar beni.
"Come!" diye çığırdım ve yerde duran yastıkla kızlara giriştim.Azra yatağımın üzerine çıkıp Elifle bana vurmaya başladığında kendimi geri çekip bende Azraya vurmaya başladım.Artık nasıl vurduysam kız dengesini kaybedip yataktan yere düştü.Biz gülme krizine girerken Azra'nın öfkesini yüzünden belli oluyordu.
"Bittin sen Miray!" diye bağırdı.Odamın çıkışına doğru koşup merdivenlerden üçer beşer aşağı indim.Azra da peşimden tabi.O sırada kapının zili çaldı.Kimin geldiğini umursamadan kapıyı açtım.Gelen Çağataydı. Azra bana doğru bana bir hamle yaptığında beni kolunun altına alıp Azra'dan kurtardı.
"Sakın o yastıkla Miray'a vurmayı deneme bile." Dedi.Beni kolunun altına alarak kendisine yasladı.Azraya dil çıkarıp Çağatay'a sarıldım.
"Aman yemedik sevgilini! Ben intikamımı sonra alırım." Dedi gözlerini kısarak.Çağatay Azranın dediğini umursamadan bana döndü.
"Çocuk gibi yastık savaşımı yapıyorsunuz güzelim?" Başımla onayladım onu ve gülümsedim.Ne yapalım? Biraz çocuk olmaktan zarar gelmezdi.Çağatay'la birlikte salona geçerken iyice sokuldum ona.Özlemiştim.Dudaklarını saçlarıma bastırıp kokumu içine çekti.
"Her gün her an yanımda ol istiyorum.Tekrar beraber yaşamaya mı başlasak?"
"Babam varken mi hayatta olmaz.İzin vermez."
"O kadar da emin olma güzelim."
"Sen babamı hiç umursamıyorsun değil mi?" Sırıttı.
"Sikime bile takmıyorum." Omzuma geçirdim sertçe.
"Terbiyesiz misin ya!" Ona vurduğum elimi tutup öptü.Diğer kolunu omzuma attı.Yanımda küfür etmesini sevmiyordum.Çağatay cebinden sigara çıkardı ve dudaklarını arasına koydu.Sanki bunu ilk defa yapıyormuş gibi hareketleri izledim.Dudaklarının arasındaki sigarayı yaktıktan sonra büyük bir nefes çekti içine.Ardından yüzüne bana döndü.Ve dumanı üfledi.Yüzümü buruşturarak elime dumanı savurdum.Çağatay benim bu halime gülerken kızlar salona girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ YABANCI (TAMAMLANDI)
Teen FictionAşk.3 harf bir kelimeden oluşan bir sözdü.Kimileri için çok güzel olan bir şey,kimileri içinse acı,üzüntü ve hayal kırıklığından ibaretti.Birini seversin oda seni sever olur biter.Ama olmuyor işte.O kadar basit görünen bir şeyin insana bu kadar acı...