Multi'de Miray'ın elbisesi var bakabilirsiniz :)
Bölümü sana ithaf ediyorum canım.O güzel yorumların için çok teşekkürler ❤
Hepinize keyifli okumalar! :D
Şu geçen bir hafta her şey normaldi.Derslerime çalışmış,sınavlarıma girmiştim.Babam sık sık arayıp sorguluyordu beni.Eğer Çağatay'la görüşmeye devam edersem İzmir'e götüreceğini söylemişti.Ama açıkçası umurumda bile değildi. Çağatay'la görüşüp görüşmeyeceğime o karar veremezdi.Ve son 2 günde tanımadığım bir numaradan mesajlar geliyordu.Her şeyimi biliyordu.Hangi Üniversitede okuduğumu.Kaç yaşında olduğumu.Adımı.Her şeyi.İlk başta Buğra sanmıştım.O ama değildi.Mesajlar geldikçe umursamamaya karar verdim.Çünkü birisi kesinlikle benimle kafa buluyordu.Kızlara bile söylememiştim.
Üzerime beyaz gömleğimi altına da siyah şortumu giyindim.Siyah beyaz kombinleri seviyordum.Hoşuma gidiyordu.Odamdan çıkıp aşağı indim.Çağatay üstü çıplak altında da eşortmanı vardı.Bilerek mi yapıyordu bunu?
"Günaydın."
"Günaydın." Mutfağa girince burnunu çok güzel bir koku geldi.Çağatay krep yapıyordu.Masaya oturup onu izlemeye başladım.Bana omzunun üstünden bakıp sırıttı.
"Demek kaslarımı dikizliyorsun ha?"
"H-ayır ne dikizliycem senin kaslarını." Tabağa krepleri koyup masaya önüme bıraktı.
"Çıplakken çok güzel kahvaltı hazırlarım demiştim değil mi?" Göz kırptı."Kreplerin tadına bak sevecek misin?"
Kreplerden bir ısırık aldım.Gerçekten güzeldi.Yedikçe iştahım açılmıştı.Çağatayda masaya oturup yemeye başladı.
"Beğendin mi?" Evet,beğenmiştim.
"Evet çok güzel gerçekten.Ellerine sağlık."
"Afiyet olsun.Sen istersen her sabah yapabilirim." Söyleyecek bir şey bulamadığım için sustum.Kreplerin hepsini yedikten sonra mutfaktan çıktım.Çağatayla bir hafta geçirmiştik.Ama onunla aynı ortamda bulunmaktan kaçıyordum.Elimde değildi.Gözlerimin içine o kadar güzel bakıyordu ki.Ne yapacağımı şaşırıyordum.Oda bunun farkındaydı.Askılıktan çantamı alıp boynuma geçirdim.Tam kapıdan çıkıyordum ki.Bileğimden tuttu.
"Benden uzak durmanın sana karşı hislerimi değiştirmeyeceğini farkındasın umarım?"
Başımı çevirip ona baktım.
"Senden uzak durmuyorum.Sadece..."
"Duygularından korkuyorsun." Gözlerimi kaçırdım.Aşık olmaktan korkuyordum,evet.Bu benim için fobi gibi bir şeydi.Güvenle alakası yoktu.Hayatımı bir çok erkek girmişti.Ama hiçbirine aşık değildim.Benim duygularımı Buğra yerle bir etmişti.
"Çağatay ben..gitsem iyi olacak." Bileğimi çekip evden hızlıca çıktım.Kimseye aşık olmak istemiyordum.Buğraya aşık olmuştum da ne olmuştu.Beni başka adamların eline teslim etmişti.Ona olan duygularımı kullanmıştı.Piçin tekiydi.
Cafe'ye geldiğimde Melis abla önemli bir işi olduğunu söyleyip çıktı.Tek başıma idare edebilirdim.Gelen müşterilerin siparişlerini alıp veriyordum.En sonunda cafede kimse kalmadı.Derin bir nefes alıp sandalyaye oturdum.Azra ve Sıla alış-verişteydiler.Ben gitmek istememiştim.Cafenin kapısı açıldı ve içeri iki tane erkek girdi.Oturduğum yerden kalktım.
"Hoş geldiniz." dedim yanlarına giderken."Ne alırdınız?"
İkisinden birisi beni baştan aşağı süzüp diğeri göz kırptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ YABANCI (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteAşk.3 harf bir kelimeden oluşan bir sözdü.Kimileri için çok güzel olan bir şey,kimileri içinse acı,üzüntü ve hayal kırıklığından ibaretti.Birini seversin oda seni sever olur biter.Ama olmuyor işte.O kadar basit görünen bir şeyin insana bu kadar acı...