Selamlar! Nasılsınız canlarım benim.Bölümü yazdım ve yayımladım.Umarım seversiniz.
Multi'de Çağatay var.❤️
Keyifli okumalar! 😘
"Miray bebeği doğuramazsın." Kafamın için bu cümle yankılanıp duruyordu.Çağatay'a ilk hamile olduğumu söylediğimde ne kadar da sevinmişti.Her şey çok güzel olacak diye söz vermişti.Şimdi değişen neydi? O Çağatay'la benim bebeğimdi.Ona nasıl kıyabilirdim? Aldırmak daha önce benim de aklıma gelmişti evet.Ama bu düşünceyi silip atmıştım kafamdan.Bu bebeğin hayatımızı değiştireceğini biliyordum.Sorumluluk alacaktık.En basiti anne baba olacaktık biz.Çağatay'la aramızda her zaman özel bağ olduğunu biliyordum.Bir bakışından ne hissettiğini anlardım.Bu aramızda özel bağ aşktı.Ona öylesine bağlanmıştım ki ona öylesine aşıktım ki hayatımın bundan sonrasın da hep o olacaktı.Evleneceğim adam o olacaktı.Bebeğimin babası o olacaktı.Onsuz hayatımı düşünemiyordum.Çağatay ne derse desin ben bu bebeği doğuracaktım.Eninde sonunda kabul edecekti.Belki de sarhoş olduğunu için öyle söyledi diye düşündüm.Aklından neler geçiyordu bilmiyordum.Sormaya da korkuyordum.Derin bir nefes aldım.Kahvaltı için domates kesiyordum ama dikkatim tamamen başka yerdeydi.Parmağıma sivri bir şey bir şey battığında çığlık attım.Canım yanmıştı.Kanayan parmağımın üstüne elimi bastırdım.Bir bu eksikti! Gaye omzunun üzerinden bana baktı.
"Ne oldu Miray?" diye sordu.Suratımı astım.
"Parmağımı kestim."
"Ne? Bir bakayım dur." Elimi parmağımın üzerinden çekti.Kan akıyordu.Gaye çeşmeyi açıp parmağımı yıkadı.Sabah uyanınca Buğra bizi aramıştı.İşe gitmesi gerektiği için Gaye'nin yanından ayrılması gerekiyordu.Ben de Çağatay'a Gaye'nin yanına gidip orada kahvaltı edebiliriz diye teklif de bulundum.Ve şimdi de buradaydık işte.Gaye kaç gündür işe gitmiyordu korkudan.Tek bile kalamıyordu evde.Çağatay elinden ekmeklerle mutfağa girdiğinde bizi öyle görünce kaşlarını çattı.
"Ne oldu güzelim?" Benim yerime Gaye konuştu."Parmağını kesti o kadar fazla derin değil yara bandı getireceğim." Gaye mutfaktan çıktı.Yüzümü buruşturdum.Canım yanıyordu.Çağatay bana doğru yürüdü.
"Sabah buraya geldiğimizden beri yüzüme bakmıyorsun fark ettin mi?" dedi.Sesi sertti.İster istemez gözlerine baktım.
"Fark etmedim hayır.Bir şey yok." Elini parmağıma götürdü.Kanayan yaraya baktı.
"Acıyor mu?"
"Biraz." Parmağımı geri çektim ellerinin arasından.İki elini birden tezgaha dayadı.Beni tezgahla kendi arasında hapsetti.Gözlerini kıstı.
"Ne olduğunu söyleyecek misin güzelim?" Omuzlarımı silktim.
"Bir şey olduğunu yok Çağatay."
"O zaman neden üzgün duruyorsun?"
"Üzgün durduğum falan yok." Gözlerini devirdi.Ellerini beline koydu.
"Miray konuş ne oldu?" Tane tane üstüne basa basa konuştu.Ağzımı açtım konuşmak için ama Gaye elinde yara bandıyla geri döndü.Yara bandını elimi yapıştırdıktan sonra Çağatay,"Gaye sen bir çıksana bizim konuşacaklarımız var." Dedi.Gaye bir bana bir de Çağatay'a baktı.Ekmeklerini alarak çıktı mutfaktan.
"10 dakikanız var.Yoksa bütün kahvaltıyı ben bitiririm ona göre." Diye seslendi .İkimiz de umursamadık.Gözlerime baktı.Mavilerim yeşillerini buldu.Bir kaç saniye sürdü aramızdaki sessizlik.Ama o birkaç saniye de bakışlarımız değişmedi.Çağatay sağ yanağıma dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ YABANCI (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilAşk.3 harf bir kelimeden oluşan bir sözdü.Kimileri için çok güzel olan bir şey,kimileri içinse acı,üzüntü ve hayal kırıklığından ibaretti.Birini seversin oda seni sever olur biter.Ama olmuyor işte.O kadar basit görünen bir şeyin insana bu kadar acı...