7. Bölüm

1.2K 56 32
                                    

Saatlerdir gözlerini bir saniye bile ayırmadığı ekrandan başını kaldırıp bana baktı Giray. "Tamamdır," dedi derin bir nefes bırakıp. "Binanın bir krokisini çıkarabildim ama daha önce de söylediğim gibi, değişiklikler yapmış olabilirler. O yüzden yinede buna güvenmesek iyi olur. Bu belgelerden birinde gereksiz bir şekilde IP adresleri falan var. Belki, eğer doğrularsa, IP adresiyle kamera görüntülerinin bir kopyasını alabilirim. Sonuçta bilgisayarlarına kayıtlıdır. Bu konuda efsane değilim ama sadece krokiden emin olmamız yeterli."

Sırtına vurarak güldü Arel. "Felicity Smoak* gibi çocuksun yemin ederim," dedi.

Kafasını yavaşça Arel'e çevirdi Giray. "Bunu bir iltifat olarak alabilirdim ama onun kadın olduğundan haberin var değil mi?"

Arel çaktırmadan gülerken kafa sallayarak belgelerin başına geçti.

Atakan tişörtünü kafasından geçirip kısa bir an durdu. "Bu IP adresi olayını internette görmüş olabilir misin?"

Giray suçüstü yakalanmış gibi başını salladı. "Herkes benden mantıklı bir şey bekliyordu ama ben sandığınız kadar mantıklı falan değilim. Mantıklı olsam sizinle ne işim var?"

"Teşekkürler ya," dedi alınmış gibi yaparak Atakan. "İyi güzel, gördün ama yapabilecek misin?"

"Bir denerim," diye cevap verdi Giray.

"Giray'ı uğraştırmak yerine daha mantıklı bir plân yapsak olmaz mı?" Yağmur telefonunu yeniden kontrol ettikten sonra konuşmaya devam etti. "Sonuçta düşündüğünüzün aksine, baktığınızda da görebileceğiniz gibi Giray bir Felicity Smoak değil maalesef. Ayrıca pahalı birkaç bilgisayar falan var diye, buranın takımımızın üssü olmadığı düşünüldüğünde plânda hepimiz olmalıyız. Onun burada kalması âdil olmaz."

Ekin, topladığı saçını beğenmeyip yeniden açarken kısa bir an Yağmur'a döndü. "Bunu tek başına ölmek istemediğin ve özellikle Arel'in ölmesini istemediğin için mi istiyorsun yoksa gerçekten takım birliğinin önemi için falan mı?"

Yağmur suratını asarak, "Takım birliğinin önemi için," diye mırıldandı. "Ayrıca birini bırakmak şartsa beni bırakın. Kulaklıktan yönlendirme işi falan acayip havalı."

"Buldum," diye bağırdı bir an Arel. Sesinde bu konuşmanın bitmesi için yalvaran bir tını gizliydi. Bağırmasıyla herkes bir anda sıçrayarak ona döndü. "Binaya girmek falan tehlikeli şeyler çünkü bir gün önce oradaydık. Yeniden oraya dönme ihtimalimize karşı birkaç önlem almışlardır. Tabi, bu önlemleri gizlice aldıkları için biz ne kadar etrafa baksak bile muhtemelen göremeyeceğiz. Bu da demek oluyor ki, eğer tekrar gitmek gibi bir hata yaparsak, yarım bıraktıkları işi bitirmek gibi bir mantık yürütebilirler. Doğru olan öyle yapmaları olur zaten ama konumuzun bununla alâkası yok."

"Kısaca," dedi Atakan kısa kesmesini söyleyen bir tavırla.

Arel ona ciddî bir bakış atarak devam etti. "Kısaca," dedi üstüne basa basa. "Bu yöntem dışında başka bir şey yapabiliriz."

"Meselâ," dedi Atakan pis pis gülerek.

Arel bu sefer ona bakmadan 'sabır' dileyerek attı ciddî bakışlarını. "Anka Şirketlerinin internet sayfası var mıdır?" dedi bir an durup. "Mesai saatlerini öğrenmek için yani."

"Mesai saatlerini öğrenmek ne işimize yarayacak?" dedi Yağmur.

"Şöyle düşündüm," diye başladı Arel, sanki çok uzun zamandır birinin ona bunu sormasını bekliyor gibi bir hali vardı. "Eğer mesai saatlerini öğrenebilirsek, her yerde aynı mıdır bilemedim, çıkışı kapının önünde bekleriz. Fatih dışarı çıktığında da takip edip yerini belirleriz. Sonra zaten işimizi hallederiz."

Anka: Ateşten BuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin