14. Bölüm

629 39 55
                                    

Arabanın bagaj kısmına tek hamleyle oturup, karşımdaki manzaranın tadını çıkardım. Sessizlik, hepimizi kontrol altına alıyor gibiydi. Hiçbirinin ne düşündüğüne dair bir fikrim yoktu fakat böyle dikkatli düşünecek ne olduğunu, akıllarında ne tilkiler dolandığını merak etmiyor değildim.

Geleli çok uzun zaman olmamıştı ama -neredeyse- şehirden uzak denebilecek bir yerde, manzaraya kıyasla daha kuru bir alandaydık. Arel kuru olmasının sebebini depoya bağlıyordu. Ona göre, eğer burada, bu büyüklükte -aslına bakılırsa üstten büyük durmuyordu ama Arel nedensizce gizli bir sığınağa açılabileceği fikrindeydi- bir depo yapmışlarsa, bunu buradaki ormanlık alanın bir kısmını kesip, burayı kuru bir alana -yani bir yola- çevirerek yapmışlardı. Doğrusu söylediğine katılıyordum çünkü deponun etrafına doğru yayılan ağaçlık alan, buranın da eskiden karşıdaki manzara gibi göründüğünün kanıtı olabilirdi. Ki zaten ağaçların kendi aralarında, "O alanı beğenmedim, oraya kök salmayalım," diyeceklerini sanmıyordum.

Giray'ın sürekli hareket edip durması bir şeyin hoşuna gitmediğinin ya da bir konudan emin olamadığının göstergesiydi. Yanında bir saat durmak bile bunu anlamaya yeterdi. "Neden şu manzaranın keyfini çıkarmıyorsun?" dedim Giray'a odaklanarak. Öyle dikkatli bakıyordum ki fark etmemesi imkânsızdı. "Kafanda neler dönüyor?"

Giray, yıllardır bunu bekliyormuş gibi derin bir nefes bıraktı. "Buraya kadar geldik, bunun artık dönüşü yok," dedi.

"Yani?" dedi Atakan, sesi kendinden daha rahattı. "Buraya kadar geldik, biliyoruz ama ne için geri dönüş yok?"

"Galiba kaçacağımızı düşünüyor," dedi Yağmur, Ekin'i dürterek. Ekin'in suratına baktığınızda gülmek istediğini fark ediyordunuz fakat gülememe sebebi Yağmur'a olan sevgisinden olsa gerekti. Hala içimizde ona karşı gereksiz bir ön yargı vardı, özellikle bir saat önceden dolayı olsa gerek.

"Her şey çok çabuk oldubitti," dedi Arel, Giray'ı duymamış gibi. "İçimde kötü bir his var."

Giray gülmemeye çalışarak dudaklarını birbirine bastırdı. "O bizimle alâkalı bir şey değildir," dedi hızlıca. "Çabucak olup biten şeyi siz kendi aranızda halledersiniz. Ben ondan bahsetmiyorum. Nasıl desem..." Doğru kelimeleri arar gibi kısa bir an durakladı. "Sizce de bizden yardım istemelerini çok çabuk kabullenmedik mi? Kim onca silâhı, cephanesi ve milyonlarca parası varken, bir grup gence yardımınıza ihtiyacımız var der. Hatırladığım kadarıyla biz 'Hızlı ve Öfkeli' takımı falan değildik. Olamayız demiyorum, oluruz o problem değil ama çok çabuk kabul etmedik mi sizce de?"

Arel kafasını salladı. "Ekin'in cümlesi hepimizin egosunu yükselişe geçirdiği için, beynimize kan gitmemiş olabilir."

"Biz de o beyin olsa doğmazdık bence," dedi Atakan. "Neyse ki artık düşünecek bir aksiyonumuz var, boş boş gezmiyoruz."

"Sen kafanı yorma," dedi Ekin. "Sen de o beyin bile yok zaten."

Atakan yandan bir bakış atsa da cevap verme gereği duymadı ya da Giray'ın konuşması, konuşmama kararı almasını sağladı. "Ciddîyim ben," dedi. "Bu bir tuzak olabilir. Zaten bir tuzak olduğu takdirde kurtuluşumuz sıfır. Bir cephanemiz, silâhımız hiçbir şeyimiz yok anlıyor musunuz? Çok felsefî olabilir ama babalarımız olmadığı takdirde bir milyonerliğimiz bile yok. Böyle adamlar gelip bizden yardım istiyorsa, lütfen gelin sizi daha rahat öldürelim, diyebilmek içindir."

Arel, kafasını ileri uzatarak depoyu inceledi. "Haklı olabilir," dedi.

"Olmayabilir de," diye ekledim. Kafaları yavaşça bana döndü. "Fazla karamsar düşünmüyor musunuz? Yani hepimiz kabul ediyoruz sonuçta. Efsane silâhları, cephaneleri ve paraları var. Neden bize tuzak kurmak istesinler? Yanımıza gelip, bizden yardım istemek yerine hepimizi teker teker öldürebilirlerdi. Karşı koymayacağımızdan değildir, her türlü karşı koyarız zaten, burada olmamız bir anlam ifade etmiyor. Bir düşünün, biz Arel'le dışarı çıktık, belki bir tartışmanın içindeydik. Bizi öldürmek ne kadar zor olabilirdi ya da içeri bir grubun girdiğini düşünün, siz şoktan çıkana kadar onlar çoktan sizi etkisiz hale getirmiş olmazlar mıydı sizce?"

Anka: Ateşten BuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin