10. Bölüm

768 41 39
                                    


"O elindeki şeyin işe yarayacağından emin miyiz?" diye mırıldandı kaşlarını çatarak Atakan. Saatlerdir Giray'ın elindeki küçücük flâş diski incelemesine rağmen suratındaki ifadede herhangi bir değişiklik olmamıştı. Yola çıkıp evime geldiğimiz andan itibaren ne Giray'a ne Giray'ın elindeki diske güveniyordu ama hepimiz ondan başka çaremiz olmadığını biliyorduk.

"Bunu internetten bulmadım," diyerek güldü Giray. Gergin bir gülüştü. "Güvenilir bir kaynaktan rica ettim diyelim."

"Rica mı ettin yoksa çaldın mı?" dedi Arel, Giray'a bakma gereği duymadan.

Kaşlarını çatarak şapkasını taktı Giray. "Ödünç aldım desek daha doğru olur."

Atakan'ın gülüşü kısıktan yükseğe doğru arabada yankılanırken istemsiz olarak hepimiz ona döndük. "Bu görev," dedi gülmemeye çalışarak. "Hepimizin içindeki suçluyu ortaya çıkardı. Ekin desen Yağmur'u oyalıyor, Giray güya bir diski ödünç almış, biz zaten yaklaşık on katımız olan adamların güvenlik olduğu bir eve girmeye çalışıyoruz."

"Senin on katın olan adamlar diyelim mi şuna?" Atakan, Arel'e sinirli bir bakış atarken Arel ona bakmamakta ısrarcı gibiydi.

Yaklaşık bir saattir, evin arka tarafına aracı park etmiş, güvenlik görevlilerinin mesai değiştirmesini bekliyorduk. Onlar mesai değiştirirken bizim yaklaşık on dakikamız oluyordu ve bu on dakika arka taraftan eve girmemiz için yeterli bir süreydi. Evin arka kapısından değil, çalışanların girip çıktığı kapıdan girersek işimizi daha kolay halledebilecektik. Arellerin evlerinde de çalışanların arka tarafta giriş çıkış yaptıkları bir kapı bulunmasından ötürü, nereden bildiğim çok sorgulanmamış, aksine mantıklı bulunmuştu. Plâna göre biz kasayı ararken, yanlarında ben olduğum için aramamıza gerek olmadığını hala bilmiyorlardı, Giray elinde tuttuğu küçücük disk ile kameraları kapatacak ya da en azından deneyecekti. Atakan'ın henüz gelip gelmeyeceğinden emin değildim ama -ben hariç herkes burada kalıp biz çıkış yaparken görevlilerin dikkatini dağıtması gerektiği fikrindeydi. Fakat onun dikkatleri dağıtması demek, biz buradan çıkış yaptıktan ve birkaç belgenin çalındığı fark edildikten sonra görevlilerin ondan şüphelenmek için bir gerekçesi olması demekti. Kendimizi koruma altına alırken onu tehlikeye atma fikri hoş gelmiyordu -ki bu sadece benim umurumda gibi duruyordu.

Ekin, Atakan'ın büyük ısrar ve uğraşlarına rağmen gelmemiş, Yağmur'u oyalamak için kalmıştı. Herkes neden Yağmur bilmesin diye sorduğundaysa onun üstün zekâsı yüzünden yakalanabileceğini düşündüğünü söylemişti, gelin görün ki herkes onunla aynı fikirde gibiydi. Tek kız olmaktan ve birazda haftalardır girmediğim evime hırsızlık yapmak için gireceğimden olsa gerek sadece gergin değil, biraz mutsuzdum. Babam evde olsaydı çoktan beni aramaya çıkardı diye düşünerek evde olmadığını düşünüyordum ama bir taraftan evde olduğu takdirde ne olacağını bilmek istemiyordum. Atakan sabah onlara anlattığım andan beri haberlerde Alkın Andaç'ı aratıyor, evinde mi değil mi öğrenmek için yanıp tutuşuyordu. Evde olduğu düşüncesini onu neden bu kadar korkutuyor anlayamamıştık ama onun bu araştırması işimize yarayacağı için bir şey deme gereği de duymamıştık.

"Ya evdeyse?" dedi Giray zihnimi okurcasına.

Onaylamayan bir şekilde hızlıca kafasını salladı Atakan. "Araştırmalarım, henüz gittiği iş gezisinden dönmediğini söylüyor. Adam bizim gibi işsiz olmadığı için Amerika'ya gitmiş." Suratındaki ifadeden çıkardığım övünmenin nedenini anlayamasam da güldüğümü fark etmemesi için önüme döndüm.

"O Amerikalarda gezerken, hangi çalışanı ölmüş falan umurunda oluyor mu acaba?" diye sordu Arel. Sanki bizimle değil de kendi kendine konuşuyor gibiydi. Böyle yaralı bir tonda söylemesi bundan kaynaklanıyor olsa gerekti.

Anka: Ateşten BuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin