JASON(GABRİEL)'IN ANLATIMINDAN
- (1 Gün Önce)
"Bana ne yaptınız?" diye bağırdı. "Beynimle oynadınız değil mi? Hatırlayamıyorum." Zachriel'i iterek, "Bunu sen mi yaptın?" diye bağırıyordu Edith.
Onun yüzüne bakmadan gözlerimi yere dikmiştim. Onun beni tanımadığını biliyordum ama beni gördüğü zaman beyninde bir boşluk hissedeceğini de biliyordum. Bunu ona yaptığım için kendimden nefret ediyorum. Ona bakamıyordum, çünkü ona sarılamamaktan korkuyordum, içimde ki bu duyguyu bastıramayacağımdan. Öylesine korkuyordum ki, onun yüzünü bir daha göremeyeceğimi düşünürken şimdi karşımda duruyordu ve ona dokunamamak canımı gerçekten yakıyordu. Beni tanımadığını düşünmek bile beni yeterince hayal kırıklığına uğratıyordu.
"Edith ben hiçbir şey yapmadım, sakin ol lütfen," dedi Zachriel sakince.
Edith tekrar bağırdı, "Sakin falan olamam." Biraz duraksadıktan sonra devam etti. "Hiçbir şey yapmadıysan neden beynimde boşluk varmış gibi hissediyorum? Neden böyle hissediyorum lanet olsun?"
Bunun tek suçlusu bendim. O beni gördüğü an beyninde ki boşluklar onu delirtecek seviyeye ulaşabilirdi. Ve gerçekten bunun suçlusu sadece bendim. Onu korumayı düşünürken, onun delireceğini düşünmemiştim. Çünkü beni bir daha göreceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Ya da Michael'ı. Lanet Michael.
Edith'e cevap vermemiştim. Kimse vermemişti. Gerçekleri açıklayabilirdim ama burada değil. Edith biraz daha konuşmaya devam ederse ağlayabilirdi ve ben buna gerçekten dayanamazdım. Tekrar içimden kendime bir lanet okudum.
"Siz melek değil, lanet birer şeytansınız," diye bağırdı ve koşarak buradan çıktı.
Kafamı yerden kaldırdığımda gözlerimiz Zachriel ile buluştu. Öfkeli görünüyordu. Öfkelenmeliydi de. Hiçbir şey söylemeden Edith'in peşinden gitti.
"Buraya neden geldin?"
Başımı Michael'a çevirdim. "Ölmeyi mi dilerdin?"
"Beni kurtardığın için sana teşekkür etmeyeceğim Gabriel. Ben kendi başımın çaresine her zaman bakabilirim."
"Öyle mi? Senin için gelmediğimi bilmen içini rahatlatsın o zaman."
Michael son sözlerim karşısında rahatsız olmuşa benziyordu. Onun da Edith'i istediğini biliyordum. Ama bu asla olmayacaktı. Çünkü o herkesi takıntı haline getirir, kölesi gibi kullanırdı.
"Bu işi burada halledeceğiz Gabriel."
Gülümsedim. "Bu işi burada kendin hallet Michael. Ben Edith'e her şeyi anlatmaya gidiyorum."
"Böyle bir şey olmayacak."
"Neden olmasın? Beni durdurabileceğini mi düşünüyorsun?"
"Sizin tekrar birlikte olmanız, cennetin sensiz kalacağı anlamına gelir. Bu ikinci bir ihanet olur Gabriel. Herkes senin peşine düşer, başta ben olmak üzere."
Dediklerini düşündüm. Evet, bu doğruydu. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Edith'siz zaten bir yıl geçirmiştim, daha fazlasını geçiremezdim. Bu onun için de iyi olmayacaktı. Çünkü hafızasını yavaş yavaş geri kazanacaktı. Beni hatırladığında gerçekten yanında olmak istiyordum. Ona tekrar dokunabilmek istiyordum. Bunu en başından yapmadığım için kendime tekrar bir lanet savurdum. Edith'i onun yanındayken daha iyi koruyabilirdim. Cennetten tekrar kovulacak olsam da bunu yapabileceğimi biliyordum.
Michael'ın düşündüğümü anladığı belliydi. Kaşlarını kaldırmış beni bekliyordu. Vazgeçeceğimi düşünüyordu ama yanılıyordu.
"Bu önemli değil," dedim en sonunda.