Jason kendi kendine lanetler savurup kapıyı daha çok açmaya zorluyordu. Kapı bir santim bile kıpırdamamıştı. Sonunda kapının açılmayacağını anlayan Jason zorlamayı bırakarak bana döndü.
“Şimdi ne yapacağız?”
“Bilmiyorum Jason.”
Jason gözlerini arkama dikmiş, öylece bakıyordu. Hemen arkamı döndüm. Annem kanlar içinde önümde duruyordu.
Gülümsedi ve dişlerinden kanlar akmaya başladı. Birkaç dişi eksikti. Tanrım.
Saçımdan tutup beni sürüklemeye başladı.
“Jason, yardım et!”
Jason bir an için annemin elinden kurtulmamı sağlamıştı. Yere düşmüştüm. Kalkmaya çalışıyordum, başımı duvara çarpmıştım. Jason hemen yanıma koştu, ama annemin yakalaması fazla uzun sürmedi. Beni ayaklarımdan yakaladı ve tekrar sürüklemeye başladı. Jason küfürler yağdırıyor, anneme vurmaya çalışıyordu. Annem durdu ve elini havaya kaldırdı. Jason bir anda dondu ve geriye doğru yere yapıştı. Tanrım. Ne oluyordu böyle?
Annem beni odasına getirmişti. Annem beni tek hareketle yatağa yatırdı. Ellerimi bağlamaya başladı. Burası gerçekten çok karanlıktı. Ayrıca annemin davranışları, insan uçurmalar falan. Gerçekten kafayı yiyecektim. Odanın ortasında, bir masa vardı. Masanın üzerinde dört tane mum vardı, oda o sayede biraz aydınlıktı. Masanın arkasında hareket eden bir şey gördüm.
O adam.. Yanıma geldi, başucumda durdu.
“Sonunda gelebildin,” dedi o iğrenç gülümsemesiyle beraber.
“Beni rahat bırak seni lanet olası,” diye bağırdım.
Adam kahkaha attı. Tekrar odanın ortasında ki masaya gitti. Mumların ortasındaki bir şeyi eline aldı. Kâseye benziyordu. Bir tür ayin falan mı yapıyordu?
Kâse gibi şeyin içine göremediğim bir şeyler attı. Kâseyi ağzına doğru götürüp üfledi. Bu adam gerçekten ruh hastasıydı. Ve yüksek sesle bir şeyler söylemeye başladı. Adamın sesi kulaklarımda yankılanıyordu sanki. Ve konuştuğu dil.. Anlayamamıştım. Belki Latinceydi.
Adamın her sözünde sesi sanki yükseliyormuş gibiydi. Ellerimle kulaklarımı tıkamak istedim ama lanet olası ellerim bağlıydı. Gözlerim yavaşça kapanmaya başladı. Aniden derin bir uykuya dalar gibi oldum.
*
Gözlerimi araladım. Sabah olmuştu. Sabah mı olmuştu? Ve yatağımda yatıyordum. Hemen yataktan fırladım. Jason yanımda gözlerini ovuşturuyordu.
“Edith, ne oldu?”
Jason şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Ne mi oldu?
“Ne mi oldu lanet olası. Sen iyi misin?”
Gidip ona sarıldım. Kollarıyla beni saran Jason ‘bir şey yok’ diyerek sırtımı sıvazlıyordu.
Geri çekildim.
“O adam orada bana ne yaptı?” diye sordum.
“Neden bahsediyorsun sen Edith? İyi olduğuna emin misin?”
“Jason ne diyorsun? Bütün o olanları hatırlamıyor musun?”
Jason aptalca bana bakıyordu. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi?
“Tişörtünü çıkar,” dedim Jason’ı incelerken.
“Edith sevişmenin sırası değil, sen gerçekten iyi misin?”
![](https://img.wattpad.com/cover/8737770-288-k787364.jpg)