Bölüm 19

1.3K 149 24
                                    

Kris ve Baekhyun ile onların evine giderken üçümüzde ses çıkarmamıştık.

"Kim Hana." dedim uzun süren sessizlikten sonra. Onlara bir açıklama yapmam gerekiyordu.

"O benim üvey annemin kızı. Aynı yaştayız. Hatta babamla annesi evlenmeden önce sınıf arkadaşıydık."

Kris kaşlarını çatarak bana baktı.

"İyi anlaşamıyor gibisiniz?"

"Hmm. " dedim onu onaylayarak. "Öncedekine göre çok değişti herşey."

"Neyse " dedi baekhyun ve üst kattaki asansörü çağırdı tuşa basarak.
"Artık üzülme."

***
Altıncı kata geldiğimizde utanmıştım. Yine onlara gelmiştim ve arsız birisi gibi burada kalıyordum. Kris'i yatağından, odasından alıkoyuyordum.

"Hoş geldiniz kuzularım." dedi kapıyı açan bayan wu ve hemen oğullarına sarıldı. Bu güzel tabloyu gülümseyerek izliyordum. Bayan wu oğullarını serbest bırakıp beni sımsıkı kucakladığında şaşkınlığıma engel olamamıştım.

"Size pizza yaptım. Baekhyun istemişti geçen geldiğinde." dedi bayan wu ve ceketlerimizi alıp gitti.

"Üzerlerimizi değiştirelim." dedi baekhyun ve odasına gitti.

"İstersen kıyafet verebilirim." dedi yalnız kaldığımızda Kris.

"Gerek yok. Sırt çantama koydum."

Gülümsediğinde bende gülümsedim. Nerede giyinecektim? Aynı şeyi Kris'in de düşündüğüne emindim.

"İstersen önce sen giyin."

Kris'e baktım. Neden sürekli utangaç konuşuyordu? Egoist beye ne olmuştu?

"Tamam." diyerek Kris'in odasına geçtim.

***
Bay Byun gelmemişti. Yine mesaisi varmış. Bu yüzden yemeğe erken başlamıştık. Mis gibi çıtır çıtır pizzalar önümüze geldiğinde yutkundum. Kaç gündür düzgün birşey yememiştim ve şimdi önümde çok güzel bir sofra vardı.

"Teşekkür ederim." dedim bayan wu'ya.

Bana samimi bir şekilde gülümsedi.
"Gelinim sayılırsın. Baekhyun ile güzel görünüyorsunuz."

Birden nefes boruma su kaçmış gibi öksürmeye başlamıştım. Baekhyun sırtıma vururken Kris'te su uzatıyordu.

Kendime geldiğimde bayan wu'ya gülümsedim. Gelinleri? Baekhyun?

***
(Sehun)

"Bir senedir bıkmadın mı saklanmaktan?" dedim küçük burnuna ufak bir öpücük kondurup.

"Hayır. Hemde hiç." diyerek ellerini yanaklarıma koydu.

"So hyun. Geldiğinde neler olacak çok merak ediyorum."

Yutkundu. Yavaşça kalkıp, dudaklarımı öptü.

"Bildiğim tek şey eskisi gibi olmayacak." dedi benden ayrılınca.

"Başından beri hatalıydın." dedim akan göz yaşlarını elimle silerek.

"Biliyorum..." Derin bir nefes aldı.
"O gün o hapları içip sadece bayıldım. Sonra hastaneden kaçıp, benim yerime geçecek olan bir kızın ailesiyle anlaştım. Kız zaten intihar etmişti. Yüzü şişti. Kimliği belli değildi. Sen bile beni ölü biliyordun Sehun. Senin aşkından seni bile incittim ben. İki gün sonra sana geldiğimde nasılda şok olmuştun. Seni kimseye söyleme diye çok zor ikna etmiştim."

"Benim acımı hatırlıyorsun değil mi so hyun?" dedim. Onu öldü bildiğim iki gün boyunca defalarca kendimi öldürmek istemiştim.

"Hatırlıyorum." dedi zorla.

"İşte. Benim acım gibisini çeken çok fazla kişi var şu an. Aileni düşünsene. Baekhyun'u , Kris'i..."

Yaşları daha da hızlı akmaya başladığında başını göğsüme gömdü.

"Sehun...Ben cezamı çekmeye hazırım. Peki sen? En değer verdiğin kuzeninin seni asla affetmeyeceğini göze alıyor musun?"

Düşündüm. Bu hayatta Baekhyun kadar beni seven var mıydı? Canını bile verirdi benim için. Olmayan kardeşimdi. Ben büyük olandım ama her zaman bana akıl veren o'ydu. Onu kaybetmeyi göze alabilir miydim?

"Evet." dedim so hyun'a."Beni affetmemesini göze alıyorum. Sadece artık acı çekmesini istemiyorum. Diğerleri gibi. Seni özlemelerini istemiyorum. Peki sen so hyun? Onları özlemedin mi?"

Göğsüme gömdüğü başını kaldırdı ve çenemden öptü. Daha sonra ise gözlerimin içine baktı.

"Cenazemde oradaydım..." Yutkundu. "Onları izledim uzaktan. Hepsi o kadar perişan haldeydi ki Sehun... Koşup sarılmak istedim. Yaşıyorum diyebilmek. Ama yapamadım. Çünkü artık bıkmıştım. Kendi istediğim hayatı yaşayamamak beni çok daha berbat etti Sehun. Düşündüm sonra. Kendi istediğim hayatta sadece sen vardın."

Kollarım arasındaki So Hyun'a sımsıkı sarıldım.
"Sen benim herşeyimsin." dedim saçlarını öperken.

*****
(Yoo jung)

Sessiz sakin bir haftasonu geçirmiştik demeyi çok isterdim. Ama öyle olmamıştı. Kris ve Baekhyun'un barıştığını öğrenen bayan wu ve bay Byun sürekli sevinç gösterileri yapmışlardı. Bizi alışverişe götürmüş ve ne istersek alabileceğimizi söylemişlerdi. Ben birşey istemesemde Kris gördüğü pembe bir kazağı kucağıma fırlatmış ve "bunu da sana alsınlar." demişti.

Diğer gün ise üçümüz film izlemiştik. Coolluk abidesi Kris abimiz izlediğimiz korku seansı 2 filminde resmen kolumu koparmıştı. Film sonrası ise Baekhyun ile birbirlerine girmişlerdi. Kris korkmadığını söylesede, Baekhyun onun çığlıklarını taklit ediyor ve yumrukların havada uçuşmasına sebep oluyordu.

***
Sınıfa üçümüzde aynı anda girmiştik ve yine tüm bakışlar bize odaklanmıştı.

"Günaydın Baekhyun!" dedi sınıftan birkaç kişi. Sanki Kris ve ben yokmuşuz gibi.

Baekhyun gülerek, onlara gülümsediğinde onu görmüştüm. En arkada, Baekhyun'un​ yanındaki sırada oturan Kim Hana'yı.

Kris ve ben yerimize geçtiğimizde Kris bana destek olmak istercesine omzuma dokunmuş ve daha sonra uyumak üzere sırasına gömülmüştü.

Baekhyun'un geçmesi için Hana kalktı ve tekrar oturduğunda bana nefretle baktı.

"Seni." dedi dişleri arasından tıslayarak.

"Ne? Dövecek misin?" dedim bende.

Güldü.

"Hayır. Seni affediyorum sadece."

Gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Beni ne için affediyordu?

"Sen mi beni affediyorsun?" diye sordum şaşkınca.

"Evet. Ben seni affediyorum."

"Hana! "dedim biraz yüksek sesle.
"Ben seni affetmiyorum."

"Yoo jung?" dedi o sırada endişeyle bana doğru koşan Ron.

"Ne oldu? Ron iyi misin?" dedim ayağa kalkarak. Uyuyan Kris uyanmış ve ayağa kalkmıştı benim gibi. Baekhyun ise Hana'yı iterek aradan çıkmış ve Ron'un yanına gelmişti.

"Ben..." dedi Ron nefes nefese.
"Ben jongin için endişeleniyorum."

"Neden? Ne olmuş jongin'e?" dedi birden Kris. Jongini ne kadar sevdiği her halinden belliydi.

"Benimle telefonda konuşuyordu. Sonra kapı çaldı. Jongin telefonunu birden kapadı. Bir saat sonra beni aradı ve gelmeyeceğini söyledi. Nedenini sorduğumda ise kardeşim uyandı dedi. Bu ne demek oluyor Kris? Aklını kaçırmış olmalı değil mi?" dedi Ron.

Kris ve Baekhyun öylece donup kalmıştı. Tek bir kelime bile söyleyecek halleri yoktu.

"Hayır. " dedi o sırada sınıfa giren, fotoğraftaki kız.

"Abim aklını kaçırmadı."

LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin