özel bölüm

1.6K 121 43
                                    


(Yoo jung)

"Şimdi mi?" dedim bir saattir önümde isteğinin olması için zıplayan jun-baekris'e.

"Evet anne. Lütfen. Sadece babamı ikna etsek olmaz mı?"

"Ahh!" diyerek saçlarımı karıştırdım.
"Babanı nasıl ikna edeceğim ben jun-baekris? Beni bu konuda dinlemiyor. Sen ikna et."

Düşündüm bir süre.

"O zaman Baekhyun amcana söyleyelim. O kabul ederse babanda kabul eder."

"Tamam?"dedim saçlarını okşayarak.
"Akşam gelsinler bir eve. Önce Baekhyun amcanın aklına girersin."

***

Büyükannem vefat edince, bizim evimize geçmiştik. Bay Byun ve bayan wu bu teklifi kabul etmemişlerdi. Baekhyun ve Kris ayrılmadığı içinde, Baekhyun'un ailesi ve biz o küçük ev yerine, jun-myeon'un bana bıraktığı evde yaşıyorduk. Kyungsoo'da bizimle yaşıyordu. Eski yeşil odamın hiçbir şeyini değiştirmemiştim ve Kris ile o odada kalıyorduk. Jun-myeon'un odasını ise, jun-baekris istemişti. Hiçbir eşyayı değiştirmemiştik. Onun anılarıyla yaşamak, daha bir huzur vericiydi.

"Yoo jung?" diyerek oğlumla sohbet ettiğimiz odama kucağında Mi-Hi ile Hana girmişti.

"Gel gel." diyerek ona yatakta yer açtığımda, kucağındaki Mi-Hi'si ile jun-baekris hemen oyun oynamak için odalarına gitmişlerdi.

"Bir sorun mu var?" dedim gülümseyerek.

"Hayır. Sadece seni görmek istedim."

***

(Sehun)

"Olmuyor." dedi gözleri yaşlı bir şekilde bana bakarak."Benden ayrılmalısın Sehun."

Anında kaşlarım sinirle çatılmıştı.

"Saçmalama so hyun!" diye bağırdım. "Olmuyorsa olmuyor. Seni seviyorum bunu biliyorsun."

"Ama bir bebeğin olsa daha mutlu olmaz mıydın? Sana bir bebek bile veremiyorum ben."

Ona kocaman sarıldım ve kokusunu içime çektim.

"Bir tane evlat edinebiliriz. Tabi sende istersen."

"Cidden mi?" dedi umutla gözlerime bakarak.

Ona cevap olarak ise sadece güzel eşimi öpücüklere boğmuştum.

***
(Xiumin)

"Hey! Gel buraya! Çabuk gel buraya seni velet!"

Chen'in, oğlumuza bağırış şekline alttan alttan gülüyordum.

"Xiumin! Ne gülüyorsun sende?" diye bana bağırdığında fark edildiğimi anladım.

"Git getir şu çocuğu. Bıktım artık kıyafet giyerken kaçmasından. Çıplak çıplak ortalıkta koşuşturmaktan ne anlıyorsa artık? Babası kılıklı şey."

Chen'e gülüp, oğlumuz chemin'i kucakladım ve chen'in önüne bıraktım. Chemin iki babasına da dudaklarını büzerek baktığında onun minik başına ufak bir öpücük bıraktım.

"Şımartma şunu." dedi Chen. Chemin hiperaktif bir çocuktu ve bakımı cidden zordu. Chen'e bazen hak veriyordum ama bu halleri cidden çok komikti. Onun sinirli hali daha bir seksi olmasına neden oluyordu.

"Bak güzel oğlum. Bugün büyükanne ve büyükbaba gelecek. Daha uslu dur olur mu?"

"Tamam anne." dedi chemin ve chen sinirle soluyarak bana baktı. Ben kahkaha atarken, chemin'i bırakmıştı ve bana ufak yumruklar geçiriyordu. Gülmekten yerlere yatmış, ağrıyan karnımı tutuyordum.

LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin