Tüm gece uyuyamamış ve o iki tuhaf yakışıklıyı düşünmüştüm.
Sabah kalktığımda göz çevremdeki morluklar ,sanki ölümcül bir hastalığa yakalanmışım hissi veriyordu. Sae-ron ile üniformalarımızı giyip okulun yemekhanesine indik. Okulun yemekhanesinde kız ve erkek öğrenciler karışık bulunuyordu.Elimizdeki tepsilerle kalabalık içinde yer bulmak için sae-ron ile göz gezdirdik. Sonunda köşede boş bir yer bulup hemen oraya koştum ve sae-ron a gelmesi için işaret ettim. Sae-ron gelip gelmemek konusunda tereddüt ederek bana yaklaşmıştı ve altı kişilik boş masaya oturmadan başımda dikilmişti.
"Otursana." dedim peynirden ağzıma atıp.
"Yoo jung. Kalkalım. Burada oturamayız."Sae-ron a doğru kaldırdım başımı.
"Nedenmiş?"
"Çünkü burada Kris ve takımı oturur."
Kaşlarım istemsizce çatılmıştı.
"Kris ve takımı?"
"Yani Kris ve onun takıldığı kişiler işte."
"Kris'i yalnız takılıyor sanıyordum."
"Sadece sınıfta yalnız takılıyor. Okulda bir grup var. Genelini son sınıflar oluşturuyor. Herkese zorbalık yapan bir grup. Kris sınıf dışında onlarla takılır."
Sae-ron'un açıklamasıyla hayretle gözlerimi pörtletmiştim.
"Şaka?"
Başını sağa sola sakladığında içimdeki korku bedenimi sarmış ve hemen oturdugum yerden kalkma isteği uyandırmıştı.
"Siz kimsiniz? Yeni grup üyeleri mi?"
Ben yerimden kalkamadan , sarışın çocuk tam benim karşıma oturmuş ve ağzını doldurarak , sıçrayan tükürükleri arasından konuşmuştu.
Korkuyla yutkundum.
"Ha-hayır." diyebildim kekelememe engel olamadan.
"Tamam." Sarışın çocuk beni umursuyor gibi görünmüyordu. Bu yüzden derin bir nefes aldım. Tepsimi sıkıca iki yanından tutup ayağa kalktım.
"O zaman neden orada oturuyordun?"
Buradan ayrılamadan diğer üyelerde gelmişti. Aralarında Kris'in de bulunduğu beş kişi tam yüzüme bakarken rahatsızca gülümsedim.
"Üzgünüm. Yeni geldi. Bilmiyor."
Sae-ron benim yerime cevap vermişti onlara. En irileri ve cidden korkunç görünen uzun boylu esmer çocuk beni süzdü bir süre. Bu grubun lideri gibi bir hali vardı.
"Kris? Sizin sınıfa gelen yeni kız mı?"
Esmer çocuğun Kris'e yönelttiği soruyla afallamıştım. Kris benden mi bahsetmişti yani arkadaşlarına?"Evet abi." Kısa ve net cevabı Kris'i soğuk birisi gibi gösteriyordu.
"Gidelim." dedim Sae-ron a bakarak.
"Ron?"
Kris sae-ron a seslenmişti ve herkes Kris e bakıyordu.
Sae-ron da şaşırmıştı bu duruma.
İkisi hüzünle ve sanki konuşacak çok şeyleri varmış gibi birbirlerine bakıyorlardı."Yok bir şey. Bir daha bu masaya oturmasın." Kris'insöylediği şeylerden sonra kimse bizi takmamış,hepsi masaya dizilmişti. Orada öylece kalakalmıştık.
Sae-ron gözünü kırpmadan Kris e bakıyordu.
"Gidelim." diyerek onu elimdeki tepsiyle hafifçe dürttüm.**
Sınıfta Baekhyun bana gülümsemişti. Buna karşılık ona "günaydın" demiş ve gülümseyerek sırama oturmuştum. Kris yoktu ve daha rahat hissediyordum. Onunla arkadaş olmayı isteyen bendim. Ama bu soğuk davranışları beni ürpertiyordu."Yoo jung?"
Baekhyun'a baktım.
"Hmm?"
Küçük elleriyle oynamaya başladı.
"Diyorum ki... Yani istersen okul çıkışı bir şeyler yapar mıyız?"
Kalbim nedensizce boğazımda atarken gözlerimi kaç kere kırpıştırdığımı bilmiyordum bile. Doğru mu duymuştum?
İstiyordum. Onun gibi birisiyle olmayı kim istemezdi ki? Yakışıklı,zeki, herkes tarafından sevilen, kibar ve komik. Herkesin kolayca aşık olabileceği birisiydi o.
Elimle terleyen alnımı sildim çaktırmadan ve benden hala cevap bekleyen Baekhyun a baktım."Olur."
**Tüm gün onunla bakışmış ve uyanmıştım. Kris bu bakışları fark etmişti ve sürekli somurtuyordu. Onu secmiştim arkadaşlık olarak fakat hislerim Baekhyun dan yanaydı işte. Onu yarıyolda bırakıyor gibi hissetsederek canım sıkılmıştı durduk yere.
Çıkış zili çaldığında tüm sınıf çıkmıştı. Yanımda uyuyan Kris'e baktım ve çantamı sırtıma geçirdim. Baekhyun beni başucumda bekliyordu. Şimdi Kris'i uyandıracak cesareti bulamıyordum kendimde.
Sesli bir şekilde öksürdüm ayağa kalkmadan. Ama Kris uyanmamakta ısrar ediyordu.
Bana gülümseyerek bakan Baekhyun dudaklarını diliyle yaladı."O kolay kolay uyanmaz. Dürtmelisin."
Söyledikleriyle ona baktım. Kendimi savunma iç güdüsüyle ellerimi sallamaya başlamıştım.
"Hayır hayır. Öyle yapmaya çalışmadım."
Baekhyun daha belirgin gülerken daha da yakışıklı görünüyordu.
"Oda arkadaşım olur kendileri. Ve uzun bir dönem arkadaştık. Yani huyunu suyunu bilirim. Sertçe dürtmelisin."
Baekhyunun bana açıklama yapması tuhaf hissettirmişti. Çünkü oda arkadaşıyla düşmandı. En iyi arkadaşıyla düşmandı. Kardeşim demişlerdi belki de birbirlerine ve şimdi düşmanıydı.
Huyunu suyunu bilen birisi nasıl olur da güvenmezdi dostuna? Bunları söylemek istesemde söyleyemezdim. Bilmiyormuş gibi yapıp gözlerimi açtım irice.
"Aaaa. Öyle mi? Arkadaş mıydınız?"
Güzel gözleri daha da bir gülüyordu.
"İyi yalan söyleyemiyorsun. Mimiklerin bile kötü. Senden oyuncu olmaz."
"Neden ki? Bilmiyorum cidden." diyebildim sadece.
Güzel parmaklarıyla burnuna dokundu ve sanki bir toz tanesi varmış gibi dokunup çekti.
"Çünkü Sae-ron un sana anlattığını biliyorum."
Gözlerim bu sefer gerçek şaşırmadan dolayı açılmıştı.
"Nasıl?"
"Sae-ron u tanıyorum çünkü. Seni sevdi. Anlatmadan duramaz."
Bu sefer ben gülümsemiştim ona.
"Hadi. Dürtte şunu gidelim."
Baekhyun'a bakarak gözlerimi kıstım.
"Sae-ron u bu kadar tanırken, Kris'i daha çok tanıman gerekiyor. Çocukluğunu geçirdiğin birisine neden güvenmiyorsun o zaman?"
Sorduğum soruyla güzel gülüşü kaybolmuştu. Bin pişman olmuştum.
"Çünkü..."
"Çekil!"
Baekhyun açıklama yapamadan Kris birden ayağa kalkmış ve ikimizinde suratına bakmadan sertçe bana bağırmıştı. Ayağa kalkıp ona geçmesi için yol verdiğimde yine kendi aptallığıma lanet ettim. Kris duymuştu her şeyi ve benim yüzümden şu an iki kişi birden çok üzülmüştü.
"Ben özür dilerim." dedim Kris'in ardından bakakalan Baekhyun'a.
"Çünkü korkuyorum. Güvenmek istesemde anlattığı şeylerin yalan olduğu çok belli. Kaza yapan arabada tek bir çizik bile yok. Anlıyor musun yoo jung? Korkuyorum. Delicesine hemde."
Baekhyun u gözlerim dolu bir şekilde dinlemiştim. İçimden gelen hisle kollarımı onun beline dolaşmış ve ona sımsıkı sarılmıştım.
"Anlıyorum. Anlıyorum Baekhyun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise
FanfictionBaekhyun ve Kris çocukluktan beri çok iyi arkadaşlardı. Liseye başladıktan sonra herşey değişmişti. Lisede birbirlerine olan güvenleri kırılmış, sevdikleri kızı toprağa vermişlerdi. İki düşmandan başka birşey değillerdi artık. Kim Yoo Jung, üvey ann...