Bölüm 20

1.4K 159 46
                                    

Sınıfa giren kız gülerek bize yaklaştı ve Ron'a sımsıkı sarıldı önce.
"Çok özledim sizi." dedi Ron sarılmasına karşılık vermezken.

Sınıftaki herkes kendini bir rüyada sanıyor gibi so hyun'a bakıyordu. Yakından daha da güzel olan bu kızı görünce kıskançlık hormonlarım tavan yapmıştı.

Kris'e baktım. Dudaklarını oynatıyor, ama hiçbir şey söyleyemiyordu.

"So Hyun?" dedi so hyun , ron'dan ayrılınca.

"Kris?" dedi so hyun ona içtenlikle gülümserken. Şu anda ikisinin göz göze olması beni ciddi anlamda rahatsız ediyordu.

"So hyun!"
Kyung sırasından ışık hızıyla kalkmış ve So Hyun'a sımsıkı sarılmıştı. Aynı şekilde so hyun'dan karşılık almıştı. O sırada baekhyun'a baktım. Nefes almakta zorlanıyor ve karşısındaki kızı izliyordu sürekli.

"Yine rüyalarımdan birisi mi?" dedi kolunu tuttuğumda.

"Hayır." dedi Kris fısıldayarak.
"Bu gerçek so hyun. Bu benim so hyun'um."

Kris'in sözlerinden sonra oracıkta ölmek istemiştim. Yere düşen birkaç damlayla ağladığımı fark etmiştim. Kalbim öyle batıyordu ki. Vücuduma fazlalık olduğunu hissediyordum. Kilitli olan kalbimi ona açmıştım ve o paramparça etmişti kalbimi.

So Hyun, Kyung dan ayrılıp, Baekhyun'a yaklaştığında gözleri dolmuştu. Tam karşısında dikildi Baekhyun'un.

"Merhaba ilk aşkım."
Yutkundu ve kollarını Baekhyun'a doladı. "Seni özledim."

Baekhyun hiçbir şekilde karşılık vermemişti. Ron gibiydi o da. Şaşkındı ve korkuyordu.

"Kris?"
So Hyun , Baekhyun'dan ayrılıp benim yanımda durdu. Kris kendi ismini onun dudaklarından duyunca ağlamaya başlamıştı. Beni , onu görebilmek için kenarıya ittiğinde ise değersizlik hissi hücrelerime nüfuz etmişti. Hana'nın sırasına çarpan kolumu tuttum sımsıkı. Acısı şu an için umrumda değildi.

"So Hyun sen..."

"Evet Kris. Ben yaşıyorum."

"Seni özledim..."

Ağlamam orada hıçkırıklara karışmıştı ve tam bir rezil olmuştum. Hana'nın bana acıyarak bakan gözleriyle karşılaştığımda ne yapacağımı bilememiştim.

"Bende seni özledim Kris."

"Ciddi misin?!" diye bağırdı onların sarılmasına izin vermeden Ron.

"Sen! Sen nasıl?"

"Ben özür dilerim. Ben kaçtım..."

Kris yaşlı gözlerini yumdu sımsıkı.

"Ah!" diyerek ağladığından, onun çektiği acının daha fazlasını yaşıyordum.

Sınıftan sessizce çekip gitmeden önce son kez arkama baktım.
Kris... O kesinlikle so hyun'dan başkasını sevemezdi... Ben... Ben bundan sonra Kris'ten başkasını sevemezdim...

***
Koridorda Sehun'la karşılaştığımda selam vermiştim.

"İyi misin?" dedi benim bu halimi görünce.

"Hayır." dedim akan burnumu çekip."Onun sevdiği kadın geldi. Nasıl mutlu olabilirim?"

Bencil miydim? Sonuna kadar. Ama ben onu kaybetmek istemezken , kazanmaya çalışırken birden herşey çöpe dönmüştü işte.

***
Parka geldiğimde banklardan birisine oturdum. Sızlayan koluma baktım. Kolumda deri kalkmasına sebep olmuştu sıraya çarpmam. Şimdi ise derinin kalkan yer kıpkırmızıydı. Canım acıyordu ama kalbim daha fazla acıyordu. Ne olacaktı bundan sonra? So Hyun Sehun ile sevgiliydi. Peki Kris? Ya da Baekhyun? Onlar ne yapacaktı? Onlar daha fazla acı çekecekti belkide.

***
(Kris)

İlk aşkım... Öldüğünü sandığım, benim yüzümden öldüğünü düşündüğüm, kendimi uğruna katil ilan ettiğim kadın karşımdaydı. Onu deli gibi özlemiştim. Ama yaptığı şey affedilir şey değildi.

Özledim demiştim. Özlemiştim de. Ama eskisi gibi olamazdık. Büyümüştük, zaman geçmişti, yalanlar söylemiştik, en önemlisi ise artık kalbimde o kız vardı. Yoo jung...

"...Yani Sehun ve sen!" diye bağırdı Baekhyun. Kardeşim için son derece üzülüyordum. Sehun... O bana da , kardeşime de ihanet etmişti. Ben so hyunla olmasını affetmiştim ama saklaması...

"Üzgünüm. Yapmak zorundaydım Baekhyun!"

"Ben?" dedim araya girerek.
"Peki ben kendimi suçlarken? So hyun? Kendimden nasıl nefret ettim haberin var mı? Başkasını sevemeyeceğimi düşündüm."

"Bende kardeşimle ölmeliyim dedim. Biz seninle kardeşiz sanıyordum. Bunu bize nasıl yaparsın so hyun?" dedi Ron.

"Ve ben..." dedi zorla kelimelerini toparlayan Baekhyun.
"Senin yüzünden kardeşime katil dedim! Senin yüzünden birbirimizden nefret ettik biz!"

So Hyun hıçkırarak ağlarken, Sehun'da sınıfa girmişti.

"Sehun?" dedi Baekhyun hayal kırıklığıyla. Abim dediği kişiden, en değer verdiği kişiden beklemiyordu böyle bir şey.

"Çok üzgünüm Baekhyun. İnan ki çok üzgünüm."

"Üzgünsünüz...Bitti değil mi? Ne beklediniz siz? Üzgünüz deriz ve affederler. Herşey birden kaldığı yerden devam eder. Bunu mu düşündünüz?"

Ron bağırırken, aynı düşüncelere sahip olduğumuz için ses çıkarmıyor, onlardan cevap bekliyorduk.

"Hayır. Bizi affetmeyeceğinizi biliyoruz. Ama... Ama ben çok özledim."

"So Hyun." dedim ismini söylemenin verdiği acıyı umursamadan.
"Bizimle dalga mı geçiyorsun?"

"Kris ben-"

"Sen bizim için bu saatten sonra gerçekten öldün so hyun. Ve sen Sehun... Abim olduğun için utanıyorum senden."

Baekhyun sınıftan çıktığında, yoo jung'un sınıfta olmadığını fark etmiştim. Telaşla etrafa baktım ama yoktu.

"Yoo jung nerede?!" diye bağırdım sınıfta.

"Gitti." dedi Hana omzunu silkip. Oturduğu sıradan dizi izler gibi bizi izliyordu.

"Nereye?"

"Bilmem. Sanırım onu ittiğini unuttun Kris. Komik. Ben bile üvey kardeşime şiddet uygulamamıştım."

Sınıftan koşarak çıktığımda gideceğim yeri biliyordum. Ona koştum. Lanet düşüncelerimden kurtulup ona koştum. Onu da kaybetmek, yaşamam için artık bir amacım yok demekti.

***
Parka geldiğimde, Baekhyun çoktan oradaydı. Yoo jung ve onu gizlendiğim çalıların arkasından izlemek daha iyiydi benim için. Onları öpüşürken görmek yaşadığım en acı verici dakikalardandı çünkü.

LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin