Final

1.3K 113 87
                                    

TrisMartialis 'e ithaf ediyorum :)

~Yedi yıl sonra~

(Kris)

"Aigooo." dedi annem yanaklarımı sıkarak. "Benim oğlum ne kadar da güzel bir iş adamı oldu değil mi?"

Babamdan onay alınca, Baekhyun'un kravatını düzeltti.

"Kim derdi ki ikisinin de başarılı bir iş adamı olup, eve para getireceğini?" dedi babamda bizimle gurur duyarcasına. Babam bir sene önce emekli olmuştu ve bir sene boyunca yaşlılıktan olsa gerek bize karşı daha bir hassastı.

"Baekhyun'um neyse de. Kris'im bile oldu." diyerek babamın yanına gitti annem.

Bu konuşmalara alışmıştım artık. Baekhyun ile aynı üniversiteye gitmiştik ama yinede benden değilde ondan bekliyorlardı iyi bir iş adamı olmasını. Ama üç yıl önce Baekhyun ile aynı şirkete girip, onlara aksini kanıtlamıştım.

"Gelinim daha uyanmadı mı?" dedi babam kahvaltıya başladığımızda.

Hepimizin bakışları Baekhyun'a dönmüştü.

"Dün gece Mi-Hi hiç susmadı. Tüm gece uyuyamadılar. O yüzden uyandırmak istemedim."

"Neden beni uyandırmadınız? Ben bakardım." dedim Baekhyun'a.

Gülümseyerek bana baktı.

"Geçen sefer sana bıraktığımızda çocuk ağlamaktan ölecekti Kris. Amcası öyle horlayarak uyuyor ki kızımı korkutuyor."

Ona göz devirip kahvaltıma odaklandım.

Onu özledim... Onu her gün,her saat, her dakika özlüyorum... Aklımdan hiç çıkmıyor...

***

(Yoo jung)

Oğlum koşarak yanıma geldiğinde, telefonumu bıraktım ve onu kucağıma aldım.

"Anne ya!" dedi onun peşinden yanıma koşan Chanyeol'u işaret ederek. "Chanyeol dayım benim elimden boyalarımı alıyor ve kendisi yapıyor. Bana göstermek istediğini söyleyip tüm boyamayı kendisi yapıyor."

Onun bu tatlı haline gülümseyerek onu yanıma oturttum. Ayağa kalkıp, oğlumu sinir etmekten zevk aldığı için sırıtan Chanyeol'un sırtına birkaç tane geçirdim.

"Oğlumla uğraşmayı bırak Chanyeol. Kyungsoo bile senden daha olgun. Hem sen işe gitmiyor musun?" dedim azarlar gibi yapıp.

"Gitmiyorum." dedi jun-baekris'in yanına oturarak. "Şirket zaten senin değil mi? Sen gitmiyorsun bende gitmem."

"Sen işçisin. Gitmen gerekiyor." dedim onu sinir etmek isteyerek.
Kore'deki şirket durmasına rağmen,bir tanede Amerika'da açmıştık. Her şey şu an üniversitede okuyan Kyungsoo'nundu. Ama bunun mantıklı olacağını o da düşünmüştü.

Chanyeol'la her gün olan atışmalarımız, bizi güldürüyordu. Üniversitede başarılı olamamıştı ve şirkette genel müdür olarak çalışmak istemişti. O, bizim için çok değerliydi ve ondan başkasına güvenmezdik zaten. Bana olan hislerini ise görmezden gelmemi , bu şekilde de mutlu olacağını söylemişti.

"Gitmem."

Chanyeol, jun-baekris gibi kollarını birbirine bağlayıp, dudaklarını sarkıtmıştı ve bu cidden çok komikti.

"Ah!" dedim elimle alnıma vurarak.
"Yedi yaşındaki çocuktan farkın yok Chanyeol."

"Evet dayı. Yedi yaşındaki çocuktan farkın yok."

LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin