Bayan wu odadan çıkınca hemen Kristen uzaklaşmış ve odanın içinde telaşla turlamaya başlamıştım. Ne yapacaktım ben? Nasıl o kadının yüzüne bakardım bir daha? Bu eve nasıl girerdim?
"Yeter artık yoo jung. Fazla abarttın. Bir şey demedi işte. Gel buraya."
Sinirle hala daha yatakta uzanan ve hiçbir şeyi umursamayan Kris'e baktım.
"Bana bak!" dedim işaret parmağımı ona doğrultarak. "Ben burada annene yakalandık diyorum, utancımdan ne yapacağımı düşünüyorum. Sen hala bana seks diyorsun. Yat uyu Kris!"
Kris kahkaha atmaya başladığında sinirim daha fazla artıyordu.
"Kalk kalk kalk" dedim başının altındaki yastığı çekip. "Git oturma odasında uyu."
Kris'i zorla kalkması için iteklerken, şaşkın halinden kurtulmuştu ve hala daha arsızca kahkaha atıyordu.
"Git." dedim kapıyı açıp dışarıya onu itekleyerek."Bir yapamadık ya. Hep bir aksilik hep bir aksilik" diye homurdanırken yüzüne kapıyı kapamış ve yarın ne yapacağımı düşünemeye devam etmiştim.
***
(Sae-ron)"Birisi sizi görmeye geldi. Sanırım sınıf arkadaşınız efendim." dedi odama,izin alarak giren bir hizmetlimiz.
Kulaklığımı çıkarıp, kenarıya bıraktım.
"İsmini söylemedi mi?" dedim kaşlarımı çatarken. Kim bize, beni görmeye gelirdi ki? So Hyun'dan başka.
"Hayır efendim söylemedi. Bahçede bekliyor."
Onu başımla onaylayıp odadan çıkmasını bekledim ve hemen altımdaki kısa şortumu, uzun bir eşofman altıyla değiştirdim. Bileğimdeki lastik tokaylada saçlarımı hemen toplayıp bahçeye çıktım.
"Jongin? Burada ne işin var?" dedim bahçede, karanlıktan parlayan havuzun yanında bekleyen Jongin'i görünce.
"Seninle konuşmak için geldim."
Konunun geçen gün yaptığım saçmalık olduğunun farkındaydım ve ister istemez gerilmiştim.
"Tamam. Konuşalım."
"Benimle gel Ron." dediğinde ne saçmalıyorsun der gibi ona baktım.
"Anlamadım?"
"Benimle gel diyorum. Burada kalmanı istemiyorum. Baban tehlikeli birisi. Senin bu hale gelmenin sebebi baban. İstemiyorum Ron. O adamla bu evde kalmanı istemiyorum."
"Jongin?" dedim ondan duyduklarımın şokunu yaşarken.
"Sen ne diyorsun? O adam dediğin benim babam!""İşte bu yüzden!" diye bana bağırmıştı. "Babana güvenmiyorum!"
"Jongin saçmalama. O bana zarar vermez."
Neden bu kadar düşüncesizdi? Bana acımıyor muydu? Terleyen ellerimden de mi anlamıyordu? Böyle yaparsa gitmek zorunda kalacaktım artık. Acım sürekli katlanıyordu ve dayanma gücüm kalmamıştı. Çığlıklarım içimde sürekli büyüyordu. Bende geriye dönmemek üzere gitmek istiyordum. Ama ailemi bırakamıyordum. Nasıl bırakırdı bir insan ailesini? Ne olursa olsun babamdı o adam benim.
"Ron sana benimle gel diyorum!"
"Hayır Jongin. Gelmeyeceğim!"
"Ron!" dedi karanlıkta yankılanan bağırışıyla. "Bir seçim yap. Geliyor musun, kalıyor musun?"
Ne saçmalıyordu jongin? Nasıl bir seçim yapabilirdim?
"Jongin seçim yapmamı isteme." dedim boğuk sesimle.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise
FanfictionBaekhyun ve Kris çocukluktan beri çok iyi arkadaşlardı. Liseye başladıktan sonra herşey değişmişti. Lisede birbirlerine olan güvenleri kırılmış, sevdikleri kızı toprağa vermişlerdi. İki düşmandan başka birşey değillerdi artık. Kim Yoo Jung, üvey ann...