Sizden ricam daha anlayışlı olmanız. Lütfen yorum ve votelerinizle bana bunu gösterin. İnanın yapacağınız her yorum, vereceğiniz her vote benim kendimi geliştirmemde bir o kadar etkili.
Keyifli okumalar.Seviliyorsunuz. :* Şaşkınlıkla orada öylece duran Oğuzhan'a baktım. Bunu anlamış olacak ki Boran sorgularcasına konuştu."Tanıyor musun yoksa?" Ses tonu oldukça meraklı ve iğneleyiciydi. Sanki Oğuzhan hakkında birşey biliyormuş gibi.
"Evet, en yakın arkadaşım." dediğimde kaşlarını çattı.
"Peki."
Anlamamışcasına tekarar ona baktığımda bu sefer zoraki bir gülümseme yolladı.
"Neyse görüşürüz. Ben Oğuzhan'layım." diyerek yanından ayrıldım. Sonuçta yanında daha fazla durmamın bir anlamı yoktu. Arkamdan baktığını hissettim.
Yavaş adımlarla ona doğru yürümeye başladım. Oğuzhan' ın görüş alanına girdiğimde yanına birinin geldiğini hissetmiş gibi ani bir hareketle bana döndü.
"Mevsim?" Anlaşılan bugün hastanede olarak herkesi şaşırtıyordum.
Yorgun bakışları üzerimde gezinirken onun için üzüldüm. Fazla üzgün durmaktan yana normal duruyordu ama kuzeninin durumu stabildi. Ona gülümsediğimde konuştu.
"Ah, Doğu yüzünden buradasın değil mi?" Demek biliyordu. Boş bakışlarla ona bakarken, onun hakkında o kadar da fazla şey bilmediğimi farkettim. Oysaki o hakkımda iyi veya kötü herşeyi öğrenmişti. İsteyerek ya da istemeyerek... İstemsizce gözlerimin önünde hastanede yatarken elimi tuttuğu görüntü belirdi.
"Evet. Demek sende biliyorsun?"dediğimde kafasını salladı. Hani sadece annesi ve İlayda biliyordu? Bunları düşünürken aniden buradan gitmek istediğimi farkettim. Gerçekten bu ortam fazla sıkıcı ve yorucuydu. İnsanlar sürekli ağlıyordu.
"Evet, kuzenimle oldukça yakınız ve bu yaptığı beni şaşırtmadı... Artık ailecek alıştık Ada'nın bu dengesiz hareketlerine." Sesi sinir doluydu. O da bu yaptığını benim gibi saçma buluyordu anlaşılan. Yine de kuzeni hakkında böyle konuşması şaşırmama sebep olmuştu. Sonuçta durumu belli değildi.
"Yine de ölebilirdi." dedim içimdeki düşünceleri kendime saklayarak. "Ama ölmedi."
Peki.
Oğuzhan'la aramız biraz bu aralar limoni olsa da şu an bana normal davranmasına sevinmiştim. Sonuçta onu kaybetmek, isteyeceğim en son şeylerden biriydi. Benim için fazla değerliydi, yıllardır arkadaş olmamızın yanında asla yalan söylememesinden kaynaklıydı sanırım.
"Doğu' da gelmedi." dediğimde omzunu silkti. "Ben gidiyorum öyleyse." Bakışlarını bana yeniden çevirdi ve tek kaşını kaldırdı. "Nereye?"
Oğuzhan'dan önce Eylül aramıştı. Sesi oldukça kötüydü bugün. Anlaşılan ya Yağız moralini bozmuştu ya da birşeye almıştı. Eylül fazla alıngan bir kızdı. Bu yüzden yine babama ulaşma işini erteleyerek, Eylül'le favori mekânı kebapçıda buluşacaktım. Evet kebapçı. Normal kızlar sinirlenince çikolata veya dondurma, Eylül ise kebap, dürüm ya da çiğköfte yerdi. Gerçekten garip bir arkadaşım vardı.
"Eylül'le buluşacağım." Gülümsedi. Oğuzhan ağlamazdı, bize hergün ağlayan insanlardan nefret ettiğini söylerdi. Şu an sanki Ada'nın kuzeni değil de uzak bir arkadaşı gibi duruyordu. Yorum yapmadım. "Bende geleyim mi? Anlaşılan unutuldum." dedi hâlâ gülerken. "Soruyor musun cidden? Hadi gel." dedim ve beraber yürümeye başladık. Elini yavaşça omzuma attı. Bu hareket bana çok itici geldiğinden sinir olurdum. O da zaten tepkimi ölçüyor gibiydi. Bu sıralar aramız bozuk olduğundan dolayı sesimi çıkartmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Melek
FanfictionO karanlık bir melekti; Bense karanlığın ta kendisiydim. Mevsim- Hande Erçel Aybars- Tolga Sarıtaş Oğuzhan- Çağlar Ertuğrul Eylül- Burcu Özberk Murat- Emre Kınay Doğu- Alperen Duymaz Anne- Didem İnselel Ada- Afra Saraçoğlu Yağız- Onur Tuna Dr. Sima...