Bu bölümde biraz azdık sanırım..
İstek üzerine sonunda;)
İyi okumalar.."Tenini özledim." Dedi kafasını gömdüğü boynumdan
çekmeden. Sıcak ve ferah nefesi boynumda dans ederken sert bir şekilde yutkunarak sessiz kaldım."Ben de seni özledim." Diye mırıldandım. Sesim o kadar sessiz çıkmıştı ki kendim bile zor duymuştum.
Aybars aniden boynumdaki kafasını kaldırarak bana bakmaya başladı.
Yeşilin en gizemli tonu olan gözleri gözlerime kenetlendiğinde, gözlerimi kaçırmadan ona bakmaya devam ettim.
Ucu ateşte kızdırılmış mızraklar gibi gözlerimi acıtan bakışları nefesimi tutmama sebep oldu. Bakışlarındaki ağırlık bir an beni domino taşları gibi yerle bir edecek zannettim.
İkimiz de yatakta birbirimize yakın bir şekilde otururken, gözlerim kazağının üstündeki kabarıklığa kaydı. Tam karnının yanında hafif bir şişlik vardı. Kendime engel olamayarak ona doğru uzanırken Aybars'ın ne yaptığımı çözmeye çalışığı yüzünde değişen ifadeden belliydi. Keskin bakışları az da olsa yumuşamış ve üzerimde gezinmeye başlamıştı. Zaten yakındık fakat ona yaklaşmam iyice birbirimize sokulmamızı sağlamıştı. Vücudumuz birbirine değiyordu. Işıklar kapalı olduğu için uzaktan bakan biri bizi başka bir pozisyondaymışız gibi görebilirdi.
Aybars'ın yüzünün yarısını aydınlatan ay, yüzünün sağını aydınlığa teslim etmiş gibi dursa da sol tarafını karanlığa hapsetmişti. Güzelliği bu ışık altında bakınca daha da belirginleşmişti. Uzun ve kemikli yüzünün gerginliği netti. Yutkundu. Gözlerim bir anlığına mükemmel bir şekilde hareket eden adem elmasına kaysa da bakışlarımı oradan ayırdım. Ellerim kazağına doğru kayarken hafif kabarık duran karnının hemen yanına yavaş bir şekilde dokundum. Aybars gözlerini kapatarak hafif sesli bir şekilde inlerken benim gözlerim onunkinin aksine kocaman olmuştu. Gözlerini açmasına fırsat vermeden üzerindeki siyah kazağın eteklerine gitti ellerim. Hızlı bir şekilde kazağı sıyırırken Aybars itiraz etmeden çıkartmam için kollarını kaldırdı. Bunu yaparken bakışlarında kabullenmiş bir ifade vardı. Kazağı çıkartarak rastgele kenara koydum. Gözlerimin önüne serilen kan izi bulaşmış sargı bezi dudaklarımın şokla aralanmasını sağlarken Aybars tıpkı bir robot gibi durmuş tepkime bakıyordu.
"Aybars," Dedim titrek bir sesle. "Kim yaptı bunu? Sana bunu kim yaptı!"
Sesimi ele geçiren kederli tını boğazımı yaktı. Boğazımdan aşağı akarken bir suyu andırsa da aslında bir zehir kadar acıydı tadı. Kana bulanmıştı. Yetmemiş kendini kanın kollarına atmıştı.
"Sakin ol Mevsim," Dedi gözlerimiz buluşurken. "Ufak bir şey." Sesindeki mekanik ton kalbime ağır bir yük bırakırken bunu beni daha fazla endişelendirmemek adına yaptığını çok iyi biliyordum. Çünkü gözlerindeki ifade söylediği kelimeleri mezara çoktan gömmüş, üzerini ise kanlı toprakla örtmüştü. Canının yandığını gözlerinden okumak sanki sonunun kötü biteceğini bildiğim bir kitaba başlamak gibi umutsuzdu. En kötüsü de her ne kadar umutsuz olursa olsun mutlu son için umut ediyordum.
"Ufak," Dedim elim yaraya giderken.
"Sen beni salak sanıyorsun galiba?" Yaklaşık yedi santim olan yaraya dokunan parmaklarım sanki bir şöminede yanan taze oduna dokunmuş gibi yanmıştı. Acısı bütün uzuvlarıma yansımıştı.
"Sakin ol küçüğüm. Güçlü insanlar her zaman yara alır ama onları ayakta tutan da bu yaralardır." Dedi uzun kemikli parmaklara sahip eli yarasının üzerinde duran elime yavaşça dokunurken. İfadesiz bakan gözlerimi yeniden gözleriyle buluşturduğumda asla görmeyi beklemediğim, yok olduğuna dair yemin edebileceğim o duyguyla karşılaştım:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Melek
FanfictionO karanlık bir melekti; Bense karanlığın ta kendisiydim. Mevsim- Hande Erçel Aybars- Tolga Sarıtaş Oğuzhan- Çağlar Ertuğrul Eylül- Burcu Özberk Murat- Emre Kınay Doğu- Alperen Duymaz Anne- Didem İnselel Ada- Afra Saraçoğlu Yağız- Onur Tuna Dr. Sima...