Karanlık Melek B10

327 30 3
                                        

Canınız acırdı bazen.Kanamaya başlardı kabuk bağlayan yaralarınız.Kalbiniz acırdı,ruhunuz acırdı lakin canınızın acıdığını bildiğiniz halde hissetmezdiniz.Çünkü duygularınız zamanla küflenmiş ve artık etkisini yitirmiştir.Vücudunuz acıya katlanmaya başlamıştır.İşte o an sizin gücünüzü durdurabilecek hiçbirşey yoktur ki kalbiniz çarpmaya başlayana kadar.

  ** 

Uyanmıştım lakin hala gözlerimi açamayacak kadar yorgun hissediyordum kendimi.Yine de bu bana huzuru veriyordu.Sırf bu yüzden uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim çünkü gözlerimi açtığım an bu tatlı huzur son bulacaktı. 

Büyük ihtimalle odamda, yatağımda yatıyordum.Bayıldığımda belki bir an olsun vicdan yapmış beni yatağıma kadar taşımışlardı.Öyle umuyordum en azından.Biraz huzurlu hissetsem de sebebi yorgunluktandı.Öğrendiklerimi hala sindirememiştim. 

Annem bağımlıydı ve kocasının beni vahşice dövdüğünü bildiği halde ses çıkarmıyordu...Ağlama hissi bedenimi sanki ilk defa öğrenmişim gibi yeniden sardı.Ben hergün odamda sessizce ağlarken ve bu durumdan utanırken, annem hiçbirşey olmamış gibi davranabiliyordu.Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken, o gülüyor, ben yalnızlığa hapsolmuşken, o herkesle arasını iyi tutuyordu.Şu an ona olan bütün hislerimi yitirmiştim.Birazcık olan sevgimi, inancımı,güvenimi...O artık annem değildi.Ona istesem de o kadar değer veremezdim.Artık onunla herşey farklı olacaktı.  Babamın adı Mehmet'ti, annemi bağımlılığınından kurtarmaya çalışmıştı,onu sevmişti.Peki neden bizi terkettmişti öyleyse? 

Anneme yine ne demeliydi? Babamın yokluğunu bahane ederek beni ve Doğu'yu düşünmeden madde bağımlısı olmaya itinayla devam etmişti.Murat'a inanmıştı.  Murat,hayatımızı mahvetmişti.Gelişi annemi kötüleştirmeye ve bizi mahvetmeye yetmişti. 

Önemli olan şu an ne yapacağımızdı.Artık Doğu'nun da benim gibi herşeyi öğrenme vakti gelmişti.Ne olursa olsun annem ölmemeliydi.

-AYBARS'IN AĞZINDAN- 

Yağmur damlalarının ıslattığı dar sokaklarda koşuyordum.Onu o eve ne derse desin yalnız göndermemeliydim. 

Onu merak edip aradığımda oldukça soğuk sesli bir kadının telefonu açmasıyla bayıldığını öğrenmiştim.  Mevsim'i evine yalnız göndermenin pişmanlığı beynimi ele geçirirken kendimi yerde buldum.Geçirdiğim şokla etrafıma bakınırken bir öksürme sesiyle kendime geldim. 

Yaklaşık benim yaşlarımda esmer bir kızın üzerine düşmüştüm. 

Hemen üzerinden kalkmaya yelteniyordum ki konuşmaya başladı.Al başına belayı (!)

  "Ayy sapık mısın be?!"diyerek ceketimin yakasına tutunarak beni sarsmaya başladı.

  "Afedersin acelem var."dedim aksine sakin bir şekilde ve kalkmaya yeltindim.Kalkamadım.

  "Tabii tabii kesin öyledir.Bende yedim.Siz erkekler hepiniz aynısınız."dedi hiddetle bağırarak.  "Yakamı bırakır mısın?Acelem var kalkacağım."dedim ve ellerimle ellerini yakamdan ayırmaya çalıştım.  "Bak bir de elimi tutmaya çalışıyor.Pis sapık seni şikayet edeceğim.Yakışıklısınız diye dünyayı etrafınızda mı döndürebileceğinizi sanıyorsunuz siz be? Kalk üzerimden!" 

Sinirle soluyan bu kızı umursamayarak hızlı bir şekilde iterek üzerinden kalktım ve ceketimi sirkeledim.Hemen Mevsim'in yanına gitmek için koşmaya yelteniyordum ki; 

"Hiçbir yere gidemezsin! Bir özür bile bilemedin benden."demesiyle arkamı dönerek ona en sinir bozucu bakışlarımla bakmaya başladım.  BEN?ONDAN?ÖZÜR? DİLEYECEKTİM? 

Karanlık MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin