Çalan telefonum sayesinde izlediğim filmi durdurmak zorunda kaldım.Arayanın Eylül olduğunu tahmin ediyordum çünkü beni bir günde yaklaşık yedi sefer aramaya programlanmıştı.
"Alo."dedim gülümseyerek.
"Alo Mevsim.Çabuk bize gelmen gerek!"dedi heyecanla Eylül.Acaba neydi onu bu kadar heyecanlandıran.
"Sen bizimkileri bili-"dememe
kalmadan lafımı kesti."Tamam tamam.Bekle ben geliyorum."dedikten sonra telefonu suratıma kapattı şapşal.
Tam filmi geri yürütüyorum ki evin kapısı açıldı.Herhalde bu Eylül olamazdı.Birincisi anahtarı yoktu.İkincisi o kadar da hızlı gelemezdi.
Ayak sesleri yaklaşırken siyah bir skinny görüş açıma girdi.Bu Doğu olmalıydı.
Önümden geçerken bana öyle bir bakış attı ki bir garip oldum.Doğu ile aramızın çok iyi olduğu söylenemezdi fakat yine de onda bir gariplik olduğu belliydi.
Odasına doğru yürümeye başladım.Onunla bu konuyu konuşabilirdik.
Tam kapının kulpunu çeviriyodum ki telefonla konuştuğunu farkettim.Sanırım Boran'la konuşuyordu.Boran onun en yakın arkadaşıydı.Birbirimiz hakkındaki neredeyse herşeyi biliyorduk sadece...Sadece çok yakın değildik. "Boran ne yaptım ben?!"dedi odada volta atarken sinirle.
Kısa bir süre de karşı tarafı dinleyerek ve elinden saçlarını geçirerek.
"Ben nereden bileyim? Nasıl olabilir hem bu?!"dedi yeniden ve neredeyse yarım dakika geçtikten sonra telefonu kapattı.
Hemen odaya girdim.Şaşkınca bana baktı ve ceketini fırlatıp oturdu.Yavaş adımlarla bende yanına oturdum. Aramızda bir yaş vardı.Bu yüzden bana abla demezdi.Bende çok üzerinde durmazdım.
Sormadan konuştu.
"Çok yakın bir arkadaşının senden hoşlandığını nasıl anlardın Mevsim? " demesiyle ikimiz de birden birbirimize baktık.
"Ne demek o?"dedim kaşlarımı çatarak.
"Basbaya."dedi dümdüz bir şekilde. Biraz düşündükten sonra fikirlerimi söylemeye başladım.
"Bence göz temasıyla olur çünkü bir insanın ne demek istediğini,nasıl hissettiğini gözlerinden anlarsın.Onlardan ele verirdi.Bir de...Kızlar daha çok zaman geçirdiği erkeklerden genelde hoşlanır.Eğer en yakınlarımdan biri benden hoşlansaydı zaten davranışlarından anlardım.Hiç yaşamadım ama..."dedim.
Anlaşılan Doğu'dan hoşlanan bir kız vardı ve o daha yeni farketmişti. "Çok salağım...Ada.O başından beri beni seviyordu.Bense...Ona kötü davrandım."dedi büyük bir hata yaptığını dile getirircesine.
Sadece Boran'ı ve diğer çocuğu tanıyordum.Kız olduğunu bile arkadaş gruplarında şimdi öğrenmiştim.
"Ne yapacağım ben?"dedo Doğu yeniden ellerini saçlarından geçirerek.
"Onu seviyor musun?"dedim uzanıp elini avucumun içerisine alırken. "Bilmiyorum..."dedi kararsızlıkla. "Eğer duygularından emin değilsen onun kalbini kırarsın çünkü sen ona adım attığında o sana güvenecek."dememle zil çaldı. Gülümseyerek odadan çıktım.Koridoru geçip kapıyı açtığımda Eylül karşımdaydı. Beni iterek hızla odama doğru yürüdü.Bense sakince evin kapısını kapatarak odama yürüdüm.
Odaya girdiğimde Eylül yatakta çoktan zıplamaya başlamıştı.
"Eylül iyi misin?"dedim onu süzerek.
Yatakta zıplamaya devam ederken bir anda ayağı kaydı ve yere uçtu.Evet uçtu.
"Eylül!İyi değilsin sen!"Diyip yanına konuştuğumda sırıtıyordu.
"Yok yok.Turp gibiyim sahiden.Sana bomba haberlerim var!"dedi ve birden yerden ayağı fırladı.Zar zor koltuğa otururken merakla konuştum.
"Anlatsana Eylül!"dedim.Gerçekten güzel bir haber olmalıydı.
"Evinizin Prensesi, annelerin gözbebeği,altın günü teyzelerinin halay idolü olan Eylül ilk randevusuna çıkıyor!Hemde ultra yakışıklı Yağız ile birlikte!"dedi ve gülmeye başladım.
"Bir saniye.Yağız kim?"dedim kaşlarımı hafifçe çatarak.
"Geçen hafta tanıştığım delici bakışlara sahip, hem kaslı hem zeki olan deli oğlan."dedi ve koltuktan kalkıp o hızla halay çekip şarkı söylemeye başladı:
"Hadi deli Yağız, Bendeki de bu bak sakız"şarkının sözlerini değiştirip halay çeken Eylül'ü izlerken aklıma Oğuzhan geldi.Acaba nasıldı? "Eylül."dedim Oğuzhan'ı sormak için. "Hele bir öp bakalım wooow haram!"kendini kaptırmış dans eden Eylül beni duymuyordu. "Eylül!"dedim bu sefer bağırarak.Elindeki nereden bulduğunu bile tahmin edemediğim peçeteyi masaya koyarak cevap verdi: "Bir halay çektirmedin! Halay kırıklığına uğradım!"dedi içindeki Oğuzhan'ı bastıramayarak.
Yine de Oğuzhan kadar komik değildi.
"Oğuzhan çakması olmayı bırak ve Oğuzhan nasıl bana söyle."dedim hafof moralimin bozuk olduğunu belli edercesine.
"Oğuzhan çakması olmam için Oğuzhan olmam lazım.Oğuzhan olmam için Çin malı olmam lazım.Çin malı olmak için-"derken elimle ağzını kapattım.
"Şimdi ağzını açtığımda bana sadece Oğuzhan'ı söyleyeceksin.Tamam mı?" Dediğimde kafasını salladı ve elimi ağzından çektim.
"Bilmiyorum."dedi.
"Ne? Sadece bu mu?!"dedim merakla.
"Bu.Neyse ben ne giyeyim?Düşünürken Yağız'ın resmine bak sen de bu arada."dedi elime telefonunu fırlattı.
Duvar kağıdında yeşil gözlü ve üzeri çıplak baklavalı bir çocuk resmi vardı.Orta uzunluktaki saçları hafif çikolata kahvesiyken havalı bir duruşa ve tipe sahip çocuğa şaşkına baktım.
Hadi ama...Eylül ve bu çocuk.Eylül gerçekten çok iyi ve saf bir kızdı.Oysa ki bu çocuğun gülümsemesi bile sevgili bulmak için yeterliydi.Tam bu çocuk Eylül'ü kullanma peşinde düşüncesiyle konuşacakken benden önce Eylül davrandı:
"Beğendin mi? Çok yakışıklı dimi Mevsim.Sanki gerçek değilmiş gibi bu...Çok tatlı."Bunları heyecanla söylemesi beni geri adım atmaya itmişti.O bu kadar hevesliyken onu kıramazdım.Buna hakkım yoktu. "Nerde tanıştınız? "Dedim bu sefer. "Dershanede."demesiyle kafa salladım ve giysi için fikir oluşturmaya başladık.
Yaklaşık bir saat sonra sonunda pudra tulumda karar verdik.Saç hakkında ve makyaj hakkında konuştuktan sonra da Eylül bana mesaj atacağını söyleyerek evden çıktı.
Bende Aybars'la mesajlaşmaya başladım:
Kimden:Mevsim Hastane nasıl? Kimden:Aybars Aslına bakarsan şu an hastanede değilim. Kimden:Mevsim Ama bana öyle söylemiştin.
Kimden:Aybars Önemli işlerim var!
Kimden:Mevsim Nerdesin?
Kimden:Aybars Salıncakların oradayım.Hani annemle yaptığımız.
Kimden:Mevsim Geliyorum.
Kimden:Aybars Olmaz! Önemli gelme.
Dediğiyle Mart ayında olmamıza rağmen esen havadan dolayı ceketimi giyinip oraya doğru yürümeye başladım.
**
Orada olmadığını söylemişti içimdeki bir ses.Ona güvenerek hastaneye gitmeye karar vermiştim.
Biraz uzak olduğundan hastaneye gitmem yarım saatimi almıştı.Neyin özel olduğu beynimi kurcalarken gözüm onu aramaya başladı.
Bir an gördüğüm şey şaşırmama neden olmuştu.Murat,Aybars ve bugün resmini gördüğüm Yağız hastanede konuşuyorlardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Melek
FanfictionO karanlık bir melekti; Bense karanlığın ta kendisiydim. Mevsim- Hande Erçel Aybars- Tolga Sarıtaş Oğuzhan- Çağlar Ertuğrul Eylül- Burcu Özberk Murat- Emre Kınay Doğu- Alperen Duymaz Anne- Didem İnselel Ada- Afra Saraçoğlu Yağız- Onur Tuna Dr. Sima...