İnsanlar hayallerinin doldurduğu bir okyanusta boğuluyorsa aşk;
yüzme bilmeden o okyanusa atlamaktır. Yüzme bilmediğin hâlde, sana çekici gelen su seni kendine çeker usulca. Hayallerin, arzularını kamçıladığı zaman ise boğulmak kaçınılmaz olur. Bunun yanı sıra insanların unuttuğu bir şey daha vardır. Suya teslim olmak... Suya teslim olmak, güvenmenin en küçük sembolüdür. Eğer güvenmezsen;
batarsın. Aşka teslim olduğun zaman ise yanarsın.
"Bırak kolumu!" Yeşil gözleri loş odada siyah kadar koyuyken içinde nefreti gördüm. İliklerini bile aşmış bu tüyler ürperten ifade gözlerine işlemişti. Vücudundan nefret akıyordu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi kolumu bırakıp beni ileri savurarak. Dengemi zar zor sağlarken odadaki koltuğun kenarına tutundum. Neredeyse düşecektim.
Ben Ada'ya o lafları söylerken kolumdan tutarak beni az öncekinden farklı bir odaya sürüklemişti. Şimdi ise bir çocuk gibi beni azarlayacaktı. Bundan adım kadar emindim.
"Birşey yapmadım!" dedim bağırarak. Gözlerindeki ifadeye karşı kendimi korumanın tek yolu gardımı almamdı. Eğer güçlü durmazsam gözlerindeki o ifadeyle bile beni eritebilir, zırhımı savurup bir kenara fırlatabilirdi. Ondaki gücün yüzde biri, beni yerle bir etmeye yetecek kadar etkili ve özgüven doluydu. "Göz göre göre, kızın üzerine gittin. Sana zararı bile yoktu." dedikleri karşısında gözlerim fal taşı gibi açılırken derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Ses tonundaki tını, bana bakan yeşil gözleri ürpermeme sebep oldu. Öyle düşünceli söylemişti ki... Bir an herkes gibi geldi gözüme. Beni dış görünüşümdeki soğukluğumla yargılayan insanlar gibi, yüzümde çürükle okula gittiğimde bütün sınıfın ortasında hesap soran öğretmen gibi... "Sen... Bunu neden yapıyorsun?" dedim gözlerimi yeşillerinden ayırmadan. Sesim sandığımdan tok ve güçlü çıkmıştı. İlk defa kendimi savunuyormuş gibi hissetmeme neden olmuştu. Bunu kanıtlayan ise, bir anlığına olsa da duygusu değişen gözleriydi. "Neyi neden yapıyorum?" Gözlerindeki nefret ile sesindeki ifadesizliğin oluşturduğu tezatlık beni boğabilecek kadar ruhsuzdu. Bu tezatlık kalın bir intihar ipini kafamdan geçirse geri adım atamazdım. Kafamı karıştıran en büyük noktaydı.
"Sırf sinirlenmem için o kızı savunuyorsun! Bana tepeden bakıyorsun Aybars... Fazla tepeden. Beni tanıdığını söylüyorsun ama aslında hiçbir şey bildiğin yok senin! Sence ben neden böyleyim? Madem tanıyorsun, bunu da bil. Neden gözlerim hergün şiş? Neden Eylül yok? Neden Oğuzhan benden kaçıyor? Neden annem beni umursamıyor?Neden yalnız hissediyorum? Neden beni bunlara mecbur bırakıyorsun Aybars? Yine de en önemlisi, bana sanki bir oyuncakmış gibi davranıp ardından neden yakınlaşıyorsun? Bir uzak, bir yakın olmazsın... Beni kırıp parçalarımı yapıştırmaya çalışamazsın. İkisinden birini seçmek zorundasın. Beni yoruyorsun!"
Sanki bir okyanustu gözleri... Yeşil bir okyanus. Aslında var olmayan, sadece bilinçaltımın yarattığı hırçın dalgalara sahip bir okyanus. Sanki yüzme bilmiyordum o okyanusa hayranlıkla bakarken. Su, en büyük fobimdi lâkin bu sefer beni kendine çekiyordu. Güzelliğinde boğulacağımı bilse de, asla durulmuyordu. Ve o şu an da bana tam da bir okyanus kadar hırçın bakıyordu.
"Seni üzüyorum, evet." dedi boş bir ses tonuyla. "Buna mecburum. Seni kendimden uzaklaştırmaya da mecburum. Seni korumaya, anneni takip ettirmeye, insanları öldürmeye de mecburum. Benim hayatım bu. Sağ da değilim, sol da. Ortadaki o ıssız yoldan yürüyorum. Bunu ben seçmedim. Senin... Hayatıma gireceğini de ben seçmedim. Hepsi böyle olmak zorunda."
Yeşil gözlerindeki parlak ifade karanlık bir odada tek başına yanan bir mum kadar güzeldi. Bana baktığında o mum her salise eriyordu. Yarattığı etkiyi, zihnimi ele geçiren o gözler sanki sussa da anlatıyordu birçok şeyi. Aşkı, sevgiyi... O gözler bir kalbi acıtmayı iyi biliyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/105203470-288-k77871.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Melek
FanfictionO karanlık bir melekti; Bense karanlığın ta kendisiydim. Mevsim- Hande Erçel Aybars- Tolga Sarıtaş Oğuzhan- Çağlar Ertuğrul Eylül- Burcu Özberk Murat- Emre Kınay Doğu- Alperen Duymaz Anne- Didem İnselel Ada- Afra Saraçoğlu Yağız- Onur Tuna Dr. Sima...