55. Bölüm '' Sürpriz ''

467 22 0
                                    

'' Bir hayalim vardı.Sadece seni barındıran,baş karakteri sen olduğun bir hayal dünyam... ''

Ferhat Ece ( #SözlerDuyguSerisi )

KEYİFLİ OKUMALAR...

Paketi yavaş yavaş açarken gelen telefonu görünce hemen açmayı bıraktım ve cevapladım.Arayan Ecem'di.

Alo Hayat.

Efendim Ecem?

Napıyorsunuz?

Hiç işte iş güç.

Hım.Diyorum ki çıkışta böyle bir gezsek mi?

Bilmem ki bir işimiz çıkmazsa neden olmasın?

Tamam haber verin bana.

Tamam görüşürüz.

Görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra Hilal heyecanla paketi gösterdi.

Açsana!

Tamam.Benden çok sen heyecanlanıyorsun.

Hilal tereddütle bana bakıyorken ben konuştum.

Çıkar ağzındaki baklayı.

Bu da siyah gül olayı gibi olmasın?

Hilal bunu söyledikten sonra kafam allak bullak olmuştu.Ama cesaretimi topladım ve derin bir nefes alıp paketi açtım.İçinden beyaz bir kart çıktı.Heyecanla Hilal bana bakarken ben içindekileri içimden okumaya başladım.

'' Sana sabah söylemeyi unuttum Hayat.Akşam saat 8'de seninle yemeğe çıkalım.Sana ben öğlen saat 1 gibi giyecek göndereceğim.Prenses gibi olacağından şüphem yok. ''

Kartı Hilal'e uzattım ve yüzümdeki gülümsemeyle onun da yüzünde gülücükler açtığını gördüm.

Romantik eniştem benim.

Söylediğine bir kahkaha attım ve o sırada Gizem içeri girdi.

Aah! Gizem erken geldin saat daha 11?

Heyecandan duramadım.

Biz gülüşürken Gizem mor koltuğa oturmuş ve başlamıştı yine esprilerine.

Sen bana bir adım gel, ben sana bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kavanoz bal 100 TL.

Kahkaha attık ve Hilal bu sefer konuştu.

Gizem ayda yılda bir güzel espri yaptın ha.

Ben ayda değilim ki?Ayda nasıl espri yapacağım kızım!?Hadi yaptım diyelim,siz nasıl duyacaktınız?

İyh!

Hilal bana bakıp söylendi.

Özüne döndü!

Durun durun şunu dinleyin.Tatlı yeyip, tatlı konuşuluyorsa; bundan sonra mantı yeyip mantıklı konuşacağız gençler anlaştık mı?

Çok güzel.O halde hemen sana bir porsiyon mantı!

Hilal telefonuna sarılınca aceleyle cevapladım.İki deli bir araya gelememeliydi.Ateş barut gibiler.

Hilal manyaklaşma.

Gizem heyecanla söyledi.

Neden çok severim ben mantıyı.

İş görüşmesinde ağzın sarımsak kokacak.

Hım...Tamam istemiyorum.

Aradan yine zaman geçince Gizem konuştu.

İyi ki İtalya'da doğmamışız.

Neden?

Çünkü İtalyanca bilmiyoruz.

Soluk aldı ve hemen devam etti.

Fransızların nesi eksiktir?

Bizim cevap vermemizi beklemeden yanıtladı.

Franları tabii ki!

Kafamı masanın üstüne koyup kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başlamıştım ki.Biri beni ısrarla dürtüyor.En sonunda bağırarak kalkacaktım ki iyi ki yapmamışım.

Hayat hanım size paket var.

Tamam sağ ol.

Gizem hemen merakla konuştu.

Ne oluyor?

Arda ile akşam yemeği yiyecekler.

Oo!

Kutuyu açtığımda mavi düz bir elbise ve üstüne bırakılmış siyah topuklu ayakkabılar.Kutunun en üstünde ise bir not vardı.

'' Sen mavi giyin.Ben denizi unuturum. ''

Bu mesajı sesli okumuştum ve hepsi ağzı açık bana bakıyordu.Gizem telefonuna sarıldı ve kimle konuştuğunu daha sonra anladık.

Alo.

Bana neden hediye göndermiyorsun?

Bak Arda'ya Hayat'a ne jestler yapıyor.

Az örnek al!

Maço muydun sen ya!?

Bundan sonra yok öyle yağma.Romantik ol azıcık.

Telefonu kapattı ve ben hemen bu tripbal konuşmalarını dinlemek istemediğim için elbisemi alıp hemen şirketten çıktım.Nereye mi gidiyorum.Tabii ki hazırlanacağım!

***

Akşam saat 19.48 de anca hazırlanmıştım.Hava kararmış ve Arda'dan gelen mesajı hemen okumaya başlamıştım.

-----

Kimden : Arda ♥

Evin önüne gelen siyah arabaya bin ve onlara soru sormadan sabırla yolun bitmesini bekle...Biliyorum soru soracaksın ama öldüresiye sorma. :)

-----

Mesajı okuduktan sonra çantama koyduğum telefonuma yeni mesaj sesiyle hemen baktım ve yine Arda'dandı.

-----

Kimden : Arda ♥

Seni seviyorum. 💘

-----

Tekrar çantama koydum ve camdan evin önündeki arabayı görünce anahtarımı alıp evden çıktım.Arabanın önüne geldiğimde arka kapıya kadar gidilen yolda kırmızı halı serilmişti.Şimdiden büyülenmiştim.Arabaya bindiğimde vakit kaybetmeden araba hareket etti ve heyecanla arabanın durmasını bekledim.

***

Bir limanın önüne geldiğimizde tekneye bineceğimi anladım.Fakat bu yaşıma kadar tek bir kez denize girmiştim.O da küçükkendi.8-9 yaşlarımda.O da az kala boğulduğum için korkmuş ve daha yüzmemiştim.

İçimde tedirginlik yok değildi.Korkuyordum az da olsa.Bir teknenin önünde yakışıklı mı yakışıklı takım elbisesiyle bekleyen bir Arda vardı.Hemen oraya doğru ilerledim ve heyecanla olacakları bekledim.

BÖLÜM SONU...

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin