46. Bölüm '' Hırsız ''

545 25 2
                                    

Gece uyandığımda susadığımı hissetiştim.Arda uyuyordu.Hafifçe göğsünden kafamı çektim ve yorganı üstümden çektim.Arda hafif kıpırdadıktan sonra arkasını döndü.Bende kapının önüne geldiğimde mutfakta yere bir kaşık düşme sesi geldi.Korkudan hemen kapının arkasına girdim ve kapı yavaş yavaş itildi.Korkudan bağırmayayım diye kendi ağzımı kapattım ve içeri giren hırsız giysi dolabını açtı yavaşça az ses çıkmıştı.Bu yüzden Arda'ya feneri tuttu ve uyuduğunu geri görünce feneri dolaba çevirdi.Camda yansıma yapan fenere baktığımda eve girenin kar maskesi taktığını fakat yüzünün gözüktüğünü gördüm.Kaşları çatıktı.Hırsızla göz göze gelmiştik.Korkudan dizim titrerken kapanan ağzımla konuşmaya çalışıyordum.Kısık çıkan sesimi Arda duymuyordu.Daha sonra hırsız elini pantolonun arkasına çekti ve bir bıçak çıkardı.Gözümden akan yaşlar sel olup akarken adamın eline gitti ve adam hemen elini çekti.Bağırmamam için bıçağı boğazıma dayayan adam fısıltıyla konuştu.

Kes sesini!

Emir verici cümlesi beni korkutmuş ve Arda'ya gözüm gitmişti.Bana bakıyordu.Uyanmıştı.Yüzüme yerleşmekte olan tebessümü hırsız fark etmesin diye silip gözümden yaşlar akmasına devam ediyordu.Neden olduğunu bilmiyordum.Hırsıza söyledim.

Bırak beni...

Neden uyandın ki sen Allah'ın belası!

S-su...

Zıkkım içseydin!

Gözümden akan yaşlarla beraber Arda ve adam şuan boğuşuyor ve bıçak adama doğru dönüyordu.Tam bıçak adamın yüzünün yanında iken beklemediğim bir şey oldu ve Arda ile adam bir anda birbirine yapışmışlardı.Kime bıçak saplandığını anlayamadığım için ellerimi kafama götürüp çığlık attım.Daha sonra bıçak yere düştü.Kanı görmemle vücudum yere yığıldı.

***

Sabah uyandığımda bir kabus olduğunu ve Arda'nın hala göğsünde uyuduğumu gördüm.Huzurla gözlerimi geri kapattığımda bir ses duydum.

Bakıyorum da alıştın oraya kalkmıyorsun.

Sen uyumuyor muydun?

Hayır.Aynadan seni izliyorum.

Daha sonra aynaya baktığımda Arda ile gözlerimiz çekişti ve gözlerimi geri çevirdim başka yöne.Gözüm aynaya kaysa da bakmamaya çalışıyordum.En sonunda yenik düşüp baktım ve Arda gülüyordu.Kafamı kaldırıp ona ciddi baktığımda o da ciddileşti ve öylece bakıştık.Daha sonra onu yanağından öpmem ile şaşkınca sordu.

Bende ciddi bir şey diyeceksin sandım.

Gülüp ona baktığımda konuştum.

Çok kötü bir kabus gördüm.

Yataktan doğruldu ve bende doğrulup yatağın başlığına sırtımızı dayadık.

Anlatmak ister misin?

Hırsız girmişti eve bende uyanmıştım.Susamıştım.Hırsız beni görmüş ve boynuma bıçağı dayamıştı.Sana bakıyordum uyanmıyordun.Yerinde kıpraşıyordun ama uyanmıyordun.Sonra hırsızla konuşuyorduk tekrar sana gözüm gittiğinde sen uyanmış ve boğuşmaya başlamıştınız.Daha sonra birbirinize yapışmıştınız.Kime bıçak saplandığını anlayamadan kanlı bıçak görüp bayılmıştım.

Sözlerim bittiğinde ellerimi saçımın arasından geçirdim.Arda bana sarıldı ve bende ona sarıldım.

***

Saat 15.42 idi.Bu saate kadar Arda ile evde film izledik.Yemek sipariş ettik ve şuan ikimiz hazırlanıyoruz,ayrı ayrı.Krem renkli kazağımın üstüne siyah hırkamı giyinince hazırdım.

Arda ile aynı anda kapımızı açtığımızda Arda'yı nedense bir süzme ihtiyacı duymuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arda ile aynı anda kapımızı açtığımızda Arda'yı nedense bir süzme ihtiyacı duymuştum.Siyah tişört üzerine siyah hırka siyah pantolon sorma gereği duyduğum soru vardı ve sordum da.

Cenazeye gidiyoruz da benim mi haberim yok?

Güldü ve bu sefer o yanıt verdi.

Cennete gidiyoruz da benim mi haberim yok?

Bu sefer ben güldüğümde kolunu omzuma attı ve kapıya doğru yöneldik.Ben tabureye oturup botumu giyinmeye çalışırken yavaş yavaş kafamı kaldırdım ve Arda'ya baktım.

Ne çabuk?

Güldü ve bende giyindiğim de kapıyı açtı ve çıktık.

***

Işıklı bir tabelası olan bara girdiğimizde masalar boştu doğal olarak.Sonuçta prova olacaktı.Bir sandalyeye oturduğumda Arda sahneye çıktı ve mikrofona hafiften üç parmağıyla vurdu.Titreşen mikrofon sesi bittiğinde arkadan gitar sesi gelirken konuştu.

Bu şarkı senin için Hayat'ım...

Ben başımı öne eğerek güldüğümde kafamı kaldırdım ve Arda'da şarkıya başladı...

Yine yaz bitti

Biz göremeden güneşi

Bulutlara esir olduk.

Kararıp gitti,yıllarım bilemeden neşeyi,

Büyük sandıklara koyduk

Gelen olmadı yerine

Kimse sormadı yüreğimde bu koca boşluk niye?

İnen olmadı daha derine

Ki ben yormadım bu rüyayı bir gün gidebileceğine...

Yokluğunda yine yüz çevirdim aşka...

Güz geçirdim onca yaprağım sarardı soldu.

Sonbaharın sonunda bahar yok artık

Yağmuru vurunca derde det oldu

Rüzgarı vurunca derbeder oldum.

( Oğuzhan Koç - Bulutlara Esir Olduk )


Şarkı bittiğinde bende alkışlamıştım.Nakarat sözleri çok anlamlıydı.Daha sonra bana gel işareti yapmış ben ise anlamadan gitmiştim.

Sende söyle?

Sesim çok kötüdür.

Buna inanmıyorum lütfen?

Peki anlamında başımı salladım ve şarkımı arkadaki ekibe söyleyip sözlerin başlamasını bekledim.


BÖLÜM SONU...

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin