Göğsüme kadar gelen düz kahverengi saçlarımı at kuyruğu şeklinde toplamıştım. Lacivert okul formasının içinde güzel göründüğümü düşünmeye çalışarak sınıfıma doğru ilerledim. Çünkü insan kendini nasıl hissederse diğerleri de ona onun hissetiği gibi davranır.
10. kat öğrencileri bütün dersleri almak zorundaydılar. Onların ayrı bir sınıfı olurdu. Sanat ve spor derslerini sanat ve spor gruplarıyla işlerlerdi. Bunun haricinde 10'ların sınıfına diğer gruplardan da birileri eklenebilirdi. Mesela çok başarılı bir sporcu, bir zeki ya da bir ressam.
Bu yüzden sınıfın kapısının önüne gelip sınıfa baktığımda sinir olmaktan kendimi alamadım.
Lydia ve grubu sınıfın sol sıralarını işgal etmişti. 10'lardan birkaç çocuk onların yan sıralarına oturmuş yalakalığa ve gereksiz pohpohlamaya başlamışlardı. Iyy.
Ama beni asıl sinir eden şey dün asansördeki yeşil gözlü sporcu çocuğun ve iki arkadaşının da bu sınıfta olmasıydı. Harika diye düşündüm. Bakalım bütün sene boyunca bu sınıfı çekebilecek misin Nicola Keltz?
Kapının önünde uzun süredir dikiliyor olmalıydım ki arkadan kibar bir ses " Çekilebilir misin?" diye sordu.
Bu sınıfta kibar insanlar da mı var? Bir adım atıp sağa çekildim. Ve bu kibar çocuğun kim olduğuna baktım.
Bu düzgün taranmış parlak sarı saçları ve güneşte parlayan kahverengi gözleri olan, hani yardım ettiğim, hani dün görevliyle tartışan çocuk. Kalp atışlarımın hızlanmasına izin verdim.
Sınıfa geçerken bana gülümsedi. Ve ben de ona karşılık verdim.
Benden bir daha gülümseme koparması zor mu olur demiştim?
Kendime gelip nereye oturabileceğime şöyle bir baktım. Sarışın ve güzel bir kız tek başına oturuyordu. Yanına oturdum.
" Merhaba." dedim. Sarı uzun saçları ve masmavi gözleri vardı. Saçları o kadar uzundu ki kızın dikkat çekmemesi imkansızdı. Ve bilekliği ilgimi çekti. ' Lastsong'. Bu kız kesin bir sanatçı.
Sanatçılar.. Onların gürültüleri bile ahenklidir.
Ama beni karşılıksız bıraktı. Ben bir 10'um tatlım demek geldi içimden. Ama o zaman diğerlerinden bir farkım kalmazdı.
İlk dersimiz beden eğitimi olduğu için basketbolcuların koçu sınıfa gelmişti. İlk dersimizin beden eğitimi olması sinir bozucu değil mi?
" İsterseniz dersi değiştirtebilirim." demişti Lydia Greendoor. Sanırım onunla aynı fikirde olduğum nadir konulardan biri. Ve evet, ben oturduğum yeri bile değiştiremem.
Koç sınıftaki isim listesini gözden geçirirken birden " McCarter" diye bağırdı yüksek bir sesle. Sonrada şu yeşil gözlü sporcu sapıkla konuşmaya başladı.
" Ondan daha iyi olacağıma emin olabilirsiniz koç." diyordu çocuk her seferinde.
Yanımdaki kız bana döndü. " O Derek McCarter. Abisi okulun basketbol takımının kaptanı ve Derek'ten yalnızca 1 yaş büyük. Gerçek bir yıldız. Derek'in de basketbolda çok iyi olduğunu duydum. Zaten bu yüzden koç sınıfta başkanın kızı varken gidip McCarter ile ilgileniyor."
Sonra da uzun uzun yüzüme baktı. Bir şeyler söylememi bekliyor olmalıydı.
Ama ne diyebilirdim ki? Ağabeyi geçen sene de bu okulda okumuş olduğuna göre abim onu tanıyor olmalıydı. Ama daha fazlası yok.
Kız yüzünü diğer yöne çevirdi. Ve o sırada kafama dank etti. Bu okuldakiler her şey için bir karşılık beklerler. Ağabeyimin sözlerini hatırladım.
Ona döndüm. " Biliyorum." dedim. " Dün o ve arkadaşlarıyla aynı asansördeydik. Ve sanatçılar arasındaki çok güzel bir kızdan bahsedip durdular..." Sonra bilekliğinden gördüğüm soyadını ekledim. ".. Lastsong."
Sanırım üzerinde beklediğimden fazla etki bırakmıştım. Anında gülümsedi.
" Ben Rockelle Lastsong. Sanat bölümünün müzik sınıfındayım."
Ve işte kimse sonsuza kadar yalnız kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10
Science FictionEğer son derece güzelseniz 5. katta, sporcuysanız 6. katta, sanatkarsanız 7. katta, zeki ve becerikliyseniz 8. katta, eğer bunların çoğuna ya da birden fazlasına sahipseniz 9.katta, bunlardan birkaçına sahip ve zenginseniz 10. katta kalırdınız. Eğer...