Beklediğimden daha çok okuyucum varmış, buna çok sevindim. Önceki bölümde kitap ismini 10 olarak değiştirsem mi diye sormuştum. Kimse cevap vermedi:( Bir avuç kişiyiz şunun şurasında, cevap verin lütfen:)
Yorum da yaparsanız çok sevinirim. Gidişat hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu bölümde Lydia'nın ağzından yazdım sizce nasıl olmuş?
İyi okumalar...Lydia'nın ağzından
Bu hayattaki en zorlandığım şey şımarık ve ukala akrabalarımla uğraşmak olabilir. Eskiden onlara laf anlatmaya çalışırdım ama o kadar beyinsiz ve bu beyinsizliklerine rağmen o kadar özgüvenliler ki doğru bildikleri şeylerden asla şaşmıyorlar.
Evime döndüğümün ertesi günü 'sevgili' misafirlerim gelmiş evime kurulmuşlardı. Başta Fefee halam, sonra kuzenlerim Shelia, Jean ve Jessica ikizleri ana salonu bambaşka bir yere dönüştürmüşlerdi. Fefee halam evinden özel koltuğunu -bir nevi taht- getirmişti. Yelpazesinin koltuğuyla uyumlu olduğunu tekrar tekrar söyleyip duruyordu.
Yelpazesi tavuskuşunun kuyruk tüylerinden yapılmıştı. Böyle birkaç yelpazesi daha vardı. İtiraf etmek gerekirse küçükken onun bu yelpazelerine hayranlık duyardım. Tabi bu hayranlığım tüylerin tavuskuşlarından koparıldığı kafama dank edene kadar sürmüştü.
Fefee halam yeşilli siyahlı koltuğu ve yelpazesiyle salonun ortasına yerleşmişti. Orada neredeyse bütün gün oturuyor ve gözlerini kısarak bizi denetliyordu. Ailemizde yaşayan en büyük kişi olduğu için bu hakkı kendisinde görüyordu.
Ev o kadar delirmiş bir haldeydi ki Nicola'yı davet ettiğime pişman olmuştum. Evimin eski sakin ve asil halini görmesini tercih ederdim.
Jean ve Jessica ikizleri ergenliklerinin zirvesinde iki baş belasıydılar. Jean erkek olanıydı ve sürekli yanımda bitip ona okuldan kız ayarlamamla ilgili şeyler söylüyordu. Jessica pek ortalarda görünmüyordu. Çünkü yanında taşıdığı özel fotoğrafçısıyla evin ve bahçenin her köşesinde fotoğraf çekilmek gibi bir derdi vardı.
Shelia benimle ayni yasta olan kuzenimdi. Ve itiraf ediyorum aralarinda en sevmediğimdi. Sürekli beni izliyordu ve hata yapmamı umuyordu. Küçükken yaptığım her yaramazlığı büyükannemize ispiklerdi. Şimdi büyükannemiz yaşamadığı için onun yerini Fefee halam ve annem almıştı. Ama ben artık daha dikkatliydim. Yüzüme en güzel gülüşümü yerleştirip en ikna edici ses tonumla konuştuğumda Shelia'nın hakkımda söyledikleri çok da umurlarında olmuyordu.
Shelia'nın başka kötü huyları da vardı. Sürekli beni konuşturarak ağzımdan laf almaya çalışırdı. Durupdururken bana laf sokardı ve sahip olduklarıyla beni kıskandırmaya çalışırdı. Ama tabi onu hiç de kıskanmıyordum.
Bir de 5 yaşındaki kuzenim Belle vardı. O yaşayam amcamın küçük ve tek kızıydı. Tam bir prenses gibi davranıyordu. Ortada kabarık pembe elbisesi ve çakma tacıyla dolaşıp cırtlak sesiyle bize emirler veriyordu. Oyuncak bebeklerini yerlere atmıştı ve bir tanesinin üstüne basıp kafasını koparınca avazı çıktığı kadar bağırmıştı. Geçen gün onu odamda eşyalarımı karıştırırken yakalamıştım. En sevdiğim elbisemi üstüne giymiş, bir de makyaj ürünlerimi kullanarak yüzüne saçma sapan bir makyaj yapmıştı. O kadar fazla pudra kullanmıştı ki kıyafetim aşırı pudralamadan dolayı renk değiştirmişti.
Shelia Fefee halamın kızıydı. Jean ve Jessica ölmüş olan amcamın çocuklarıydı. Belle'nin bir ağabeyi -mike- de vardı ve o-neyse ki- gelmemişti. Ağabeyi Belle'den bile beterdi. Oradan oraya koşturup durur ve evdeki bibloları kırardı. İki yıl önce geldiğinde o kadar fazla şey kırmıştı ki o kadar kibar olan annem onu evden kovmak durumunda kalmıştı. Kısacası hiçbirini sevmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10
Science FictionEğer son derece güzelseniz 5. katta, sporcuysanız 6. katta, sanatkarsanız 7. katta, zeki ve becerikliyseniz 8. katta, eğer bunların çoğuna ya da birden fazlasına sahipseniz 9.katta, bunlardan birkaçına sahip ve zenginseniz 10. katta kalırdınız. Eğer...