10

Bölüm-5: Doğum günü

Bu hikayeyi okuyan 72 kişiye sesleniyorum! Neden herhangi bir şey yapmıyorsunuz? Sadece 5 oy alıyorum ve üstelik biri de benim oyum!
Haydi yorumu geçtim artık da neden böyle yapıyorsunuz anlayamıyorum. Okumaya devam ediyorsunuz ama hiç oy vermiyorsunuz :(
Bir önceki bölümde yorum yapan ve oy verenlere ise buradan çok teşekkür ediyorum :)
Keyifli okumalar...

Lydia bir kolunda Lois diğer kolunda babası reimiz ile malikanenin merdivenlerinden indi. Lydia her zamanki gibi güzeldi. Elbisesindeki ve saçlarındaki taşlar üzerlerine tutulan spot ışıkları altında parlıyordu. Saçları hayatımda gördüğüm en zarif ve sade topuzdu ve harika görünüyordu. Sol kolundaki Lois de en az onun kadar etkileyiciydi. Üzerindekilerin Ellie'nin en kaliteli takım elbisesi olduğuna bahse girebilirdim. Lydia ile aynı tondaki saçları doğal haliyle bile fazlasıyla etkileyiciydi. Reimiz efendimiz hazretleri de çocukları kadar güzel giyinmişti. Ama yüzündeki gülümseme beni etkilemektense iğrendiriyordu. Onlar merdivenlerden inerken herkes elleri çatlayıncaya kadar onları alkışladı.

Lydia Derek'i resmi sevgilisi olarak takdim etmemişti. Babasının bunu kabul etmeyeceğinden emindi. Etmeyeceği gibi Lydia'ya kızacaktı da.

Aynı bankete yaslanmakta olduğumuz Derek zaten böyle olmasını beklediğini söylemişti. Üzülmemiş gibi yapmıştı ama kırıldığına eminim.

Rei ailesi merdivenlerden indi ve bir platform üzerinde hazırlanmış kürsüde Reimiz her zamanki Ellie konuşmalarından birini yaptı. Üzerinde ışıklar parlıyor ve bu konuşması tüm ülkede canlı yayınlanıyordu. Bizler de çıt çıkarmadan onu dinliyorduk.

Konuşmasını bitirince yerini sırasıyla Lois ve Lydia'ya verdi. İkisi de daha önce kamera karşısında onlarca konuşma yapmışlardı. Ama ben onları ilk kez bu kadar yakından izliyordum. İlk kez Ellie'nin en önemli mülküne davet edilmiştim.

Lydia hiç olmadığı kadar mutlu görünüyordu. En neşeli ve içten sesiyle doğum gününü izlemek için ekranlarının başında olan herkese teşekkür etti ve Ellie'nin geleceği için iyi dileklerini sundu.

Alkışlar koparken devasa pembe pastası ortaya geldi. Annesi, babası ve Lois hemen arkasına geçtiler. Bu aile tablosu benim hiç sahip olamadığım bir lükstü. Ve ilk defa onu gerçekten kıskandım.

Lydia gözlerini kapadı ve bir dilek tuttu. Sonra nefesini mumlar üzerinde gezdirmesiyle havai fişekler patladı. Ve alkışlar bir kez daha ortalığı inletti.

Reimiz ve Lydia dans pistinde dans etmeye başladılar. Lois ile de annesi. Dans pisti platform ile bizim bulunduğumuz banketler arasındaydı. Pistin sağında Katriane'nin fransız dansçıları vardı. Hepsi tülden ve dantelden oluşan beyaz elbiseler giyiyorlardı. Ve müziğe uyumlu danslarıyla salınıyorlardı.

Piste yavaş yavaş başka çiftler de çıktı. Baldric yan banketten bana doğru yaklaştı. Dans etmek istediğini görebiliyordum ama bu kadar tedirginken canım dans etmek istemiyordu.

Baldric ona attığım isteksiz bakışları görünce Rockelle'e yöneldi.
"Benimle dans eder misin Rockelle?"
"Memnuniyetle."
İkisi el ele tutuşup piste yöneldiler.

Lydia dansına Lois ile devam ederken biz banketin başında Derek ile ölü gibi duruyorduk. Bize içecek servis eden garson gelene kadar tek kelime etmedik.

10'lardan biri bana dans etmeyi teklif etti. Kendimi iyi hissetmediğimi söyleyip onu postaladım.

"Neyin var?"diye sordu Derek içeceğini yudumlarken.

Ona verecek uygun bir cevap bulabilmek için zaman kazanmak amacıyla içeceğin pipetini ağzıma götürdüm. Pipetin içindeki havayı çektim ama ağzıma hiçbir şey gelmedi. Bir kez daha çektim. Sonra bir kez daha. Yine de pipetten hiçbir şey gelmiyordu.