CAMDAKİ iZ

Bölüm 21

Gece herkez yatınca yola koyuldular. Ortalık sakin görünüyordu.
İkiside oldukça endişeliydi. Düşma birliğinin kamp yerinden geçerken oldukça dikkatli davrandılar. Ancak sık otların arasında saklanan bir gözcü onları farketti.
Asker gecenin bu saatinde orda dolaşan iki köylüye seslendi.

Deniz şapkasını önüne eğip çaresiz bekledi.
Yoon Hee askere bu saatte orada olmalarını anlatmaya çalışıyordu. Asker iyice yaklaştığında Deniz i farketti. Tam ateş edeceği sırada Yoon el çabukluğuyla silahı alıp askeri saf dışı bıraktı. Deniz hala şaşkındı. Bu ufaklık sandığından daha hızlıydı.

Oradan aceleyle ayrıldılar. Ancak yerde yatan askeri farkedip peşlerine düşmeleri an meselesiydi. Çok geçmeden de bağırış sesleri duyuldu.
Mümkün olduğu kadar hızlı kaçıyorlardı.
Şaşırtmak için kaçış yönlerini değiştirmek zorunda kaldılar. İki saat aralıksız koştular.
Birden başlayan sağanak yağmurun da yardımıyla izlerini kaybettirmişlerdi. Ancak gitmeli gereken yönden çok uzaktaydılar.
Yoon bulundukları ormanı avucunun içi gibi biliyordu. Yakınlarda küçükken geldiği, annesinin köyü vardı.
Biraz orada dinlenebiliriz diye düşündü.
Bir süre sonra savaşın ortasında kalıp harabeye dönmüş köye ulaştılar. Yoon Hee çok küçükken geldiği köyünü tanımakta epey zorlanmıştı.

Ortalıkta kimseler yoktu yıkık kulübeler arasında dolaşıp, güvenli olduğunu düşündükleri bir yere saklandılar.
Şiddetli yağan yağmur sayesinde ıslak kedi yavrusunu andırıyorlardı. Farkedilmemek için ateşte yakamazlardı.

Deniz ıslak kıyafetlerden kurtulmaya çalışırken Yoon un ürkek bakışlarıyla karşılaştı.

"Zatürre mi olmak istiyorsun? Çabuk sende soyun!."

Yoon başını salladı hayır der gibi.

"Böyle iyi."

"Sen bilirsin"

Deniz çıplak vücudunu orada bulduğu bir battaniyeyle sardı ve bir köşeye uzandı.
Yoon Hee de çıkardığı örtüyü örtünerek Deniz in yanındaki boşluğa uzandı.
Uyumaya çalıştılar ancak hava çok soğuktu. Deniz arkasında yatan Yoon a dönerek üzerindeki örtüyü kaldırıp yanına sokuldu. Yoon korkuyla çığlık atınca Deniz onu susturdu.
"Hey sakın ol Çinlileri başımıza toplayacaksın. Hava çok soğuk. Islaksın ve senin dış takırtın uyumamı engelliyor. İki örtü birden daha iyidir. Vücut ısısı diye birşey duymadın mı? "

Yoon karşı çıkmak istedi ancak Deniz çoktan ona sıkıca sarılıp uyumaya başlamıştı. Bir süre sonra sıcaklık ikisine de iyi geldi.
Sabah gün agırırken İlk uyanan Deniz oldu. Kolları arasında kıvrılarak bebek gibi uyuyan Yoon Hee ye bakıp toparlandı.
Bir erkekle bu şekilde yatmak tuhafına gitmişti. Hemen toparlanmak istedi.
Yoon u itmeye çalıştı ancak hiç tepki vermiyordu.

"Yunii uyan."

Hiç cevap gelmedi. Eliyle tutup itmek istedi. Ancak sorunu hemen farketti.

"Oğlum! Sen ateş gibi yanıyorsun."

Tekrar seslendi.

"Yunii Uyansana!"

Yoon Hee hiç tepki vermiyordu.
Deniz hemen toparlanıp Yoon un üzerindeki örtüyü açtı. Soğuk uygulama yapması gerekiyordu. Yoon u kucaklayıp kaptığı gibi dışarı çıktı. Hala şiddetini kaybetmeden yağan yağmurda iyice ıslanmasını sağladı.
Hep şikayet ettiği zayıflığı işine gelmişti. Kucağında rahatlıkla taşıyabildiği için oldukça mamnundu.
Yeteri kadar ıslandığına kanaat getirince içeri girdi.
Daha fazla üşütmesini istemediği için onu soymaya başladı. Gömleğin düğmelerini açmaya çalıştığında güçlükle Deniz in elini tutan Yoon Hee nin dudaklarından silik bir
"yapma"
döküldü.
Deniz kararlıydı o istemese de bu sefer soyunacaktı.
Eğer akşam inat etmeyip soyunsaydı, şimdi böyle baygın yatmayacaktı.

"Şşt sen uyu. Birşey yok sakin ol ufaklık."

Yoon un karşı koyacak halı ve bilinci yoktu.
Gömleğin önünü açınca gördüğü manzara Deniz e neredeyse küçük dilini yutturtacaktı.

"Sen kız mısın?"

Yoon belli olmasın diye göğüslerini bir kuşak ile sarmıştı.
Deniz hemen üzerini örtüp şoku atlatmaya çalıştı.