Acı haberi alalı neredeyse altı ay olmuştu. Stella O gün de her zamanki gibi odasına kapanmış yasını tutuyordu.
Deniz in ölü yada diri bulunduğuna yönelik hiç bir gelişme yoktu. O ise umudunu kaybetmeden beklemeye devam etti.
Ancak günden güne kahroluyordu. Acı içini kemiriyor, korkuları katlanarak, onu yiyip bitiriyordu.
Oğlunun öldüğü kanıtlanmadıysa, bir ümit hep vardı. Ancak tehlikede olabilirdi. Orada kaldığı hergün risk büyüyordu.
Alex, Stella kadar emin olmasa da, Stella nın ön sezilerine güvenmek istiyordu.
Kore'ye gidebilmek için birkaç girişimde bulunmuş ancak savaş hali hazırda devam ettiği için ülkeye giriş çıkışlar kapatılmıştı. Yasa dışı yollardan insan ticareti yapan bir grupla irtibata geçip, içeriden haber almaya çalışmış ancak ondan da bir sonuç alamamıştı.Hare Stella ile olan görüşmesinden sonra evine dönmüş pişmanlıklar ve hayal kırıklıklarıyla yaşamaya devam etmeye çalışıyordu.
Oğuz la olan evliliğinde beklediğini pek bulamamış, babasının zamanında söylediği gibi, Oğuz malesef para avcısı çıkmıştı. Ancak Hare bu gerçeği bile bile onu sevmeye devam etmiş bu evliliği bir bebekle taçlandırmak istemişti.
Ayna karşısında uzunca bir süre kendini seyretti.
Tecrübesiz olduğu için daha önceki gebeliği hüsranla son bulmuş, Oğuz un suçlamalarıyla günlerce kahrolmuştu.
Şimdi karnında büyümeye çalışan yavrusu için tekrar üzülmekten korkuyor, kocasına bahsetmiyordu.
Aynadaki görüntüsünü uzun uzun izledi. Hafif belli olan göbeğini okşadı.
Mutsuz giden evliliğine çare olarak görüyordu. Kocasını onun sayesinde eve bağlayacak, evliliğini güçlendirecek ve evde hak ettiği saygınlığı kazanacaktı.
Böyle düşünmeye mecburdu. Stella yüzüne tüm kapıları kapattığı için başka çaresi de yoktu.
Çarpan dış kapının sesiyle toparlandı. Artık müjdeli haberi vermenin vakti geldi diye düşündü.
Aceleyle kapıya koştu.
Oğuz yine son zamanlarda olduğu gibi sarhoş gelmişti.
Şirkette olan pozisyonunu bir türlü beğenmiyor, sürekli daha iyisine, daha fazlasına sahip olmak istiyordu.
Ancak Hare nin evlilik öncesi babasına verdiği söz nedeniyle elindeki ile yetinmek zorunda kalıyordu.O gün artık daha fazlasını almaya kararlıydı. Güzellikle değilse zorla olacaktı. Kumar borcu vardı ve alacaklılar peşini bırakmıyordu.
Elindeki kağıtları Hare ye uzattı. Sevgili karısı reşit olduğu için imza yetkisi vardı ve Oğuz, Hare nin olan herşeye sahip olmak istiyordu.
Hare merakla kağıtlara baktı."Bunlar ne?"
"İmzalaman için getirdim. Şirketteki hakkını babandan alıp bana devredeceksin."
"Sen ne diyorsun böyle birşey olmayacak."
"Bal gibi de olacak. Bıktım artık babanın yanında köpek gibi çalışmaktan."
"Ben babama bir söz verdim. Tüm yetki onda olacak zamanı geldiğinde, sen yeterince iyi olunca zaten o herşeyi sana devredecek."
Oğuz çaresiz görünmeye çalışıyordu.
"Ne zaman? İki sene oldu ama hala birşey yok. Beklemekden çok sıkıdım ve artık daha fazla beklemek istemiyorum. At şu imzayı da bitsin çilemiz."
"Hayır babam olur demeden olmaz!"
"O senin baban bile değil. Ama herşeyin üzerinde o oturuyor. Şu halimize bir bak. Biz sefalet çekiyoruz. Onlar sefa sürüyor. Hadi karıcığım at imzayı da bitsin artık. Seni çok mutlu edeceğim. Söz veriyorum. Hadi bitanem kırma beni."
Hare hayır anlamında başını salladı.
Oğuz üzerine doğru yürüdü. Hare nin ensesini hafif tehditkar bir şekilde tuttu.
"Beni zor kullanmaya mecbur etme."
"Senden korkmuyorum. Daha öncede söyledim. Babam izin vermeden asla!."
"At şu imzayı dedim lanet olasıca!"
Oğuz gerçek yüzünü göstermiş, Hare yi korkutmayı başarmıştı. Ancak Hare geri adım atmayacaktı.
"Asla dedim!"
"Seni öldürürüm."
Oğuz Hare nin omzunu sıkarken çok ciddi görünüyordu.
Hare şimdi gerçekten de korkmuştu oradan uzaklaşmak istedi ancak Oğuz un saçlarına dolandığı eli buna engel oldu."Bırak saçımı canımı acıtıyorsun!"
"Seni temin ederim! O imzayı atmazsan bu daha başlangıç olacak."
Hare pes etmiş gibi kalemi alarak ellerini kaldırdı. Oğuz un gevşeyen elini fırsat bilerek mutfağa doğru koştu.
"Gel buraya seni şıllık."
Oğuz onu yakalayıp geri doğru fırlatmasıyla Hare kendini yerde buldu. Canı çok yanıyordu. Ard Arda yediği tokat darbeleri de onu kendinden geçirmişti.
"Beni öldürsen bile o imzayı atmayacağım. "
Oğuz sinirle bir tekme daha atıp Hare yi oracıkta bırakarak ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMDAKİ iZ
Romansaİlk hikaye BUĞULU CAM ın devamı niteliğinde yeni bir hikâye ile karşınızdayım . Yalnız başlayan bir yaşam mucadelesi. Not: Hikayedeki kurgu kişiler, yer, olay ve zaman tamamen hayal ürünüdür. Keyifli okumalar! İlk yayın tarihi: 01-11-2016