Bölüm 24

165 18 4
                                    

Yoon Hee gözlerini araladı. Oda önce hatırladığından sıcak ve aydınlıktı.
Odada yanan tahta parçalarının çıkardığı çıtırtı ise huzur vericiydi.
Sonra kıyafetlerinin olmadığını farketti. Üzerindeki örtüyü tutarak toparlandı. Ateşin başında oturan Deniz onu izliyordu.
Yoon Hee kulaklarının ucuna kadar kızardığını hissedebiliyordu.

Deniz "Nasılsın?"diye sordu.
Yoon başıyla iyi olduğunu onayladı.
Bir açıklama yapması gerekiyordu. Ancak nereden başlaması gerektiği hakkında hiç bir fikri yoktu.

"Ateş yakmışsın. Dumanı görürler."

Deniz omuzlarını kaldırdı. Ne yapayım der gibi. Bir açıklama bekliyordu.

"Neden sakladınız?"

"Özür dilerim. Öyle olması gerekiyordu."

"Neden?"

"Annemi sana anlatmıştım."

"Öldü demiştin."

"Öldürüldü"

Yoon ağlıyordu. Deniz ise merakla bekliyordu.

"10 yıl öncesine kadar mutlu bir ailesi olan küçük bir kızdım. Pusan da oturuyorduk. Babam limanda çalışıyordu. Sonra birden ortalık karıştı. Hemen hergün bir yerler bombalanıyor, bir sürü insan kurşuna diziliyordu. İnsanlar evinden çıkamaz duruma geldi. Yiyecek bulmak çok zor bazıları için imkansızdı.  "

Yoon Hee anlatırken acı çekiyordu. Yutkunarak devam etti.

"Benden üç yaş büyük  bir abim vardı. Yiyecek stoğumuz azaldığı için  Pazar yerine gitmişti. Erzak almak isterken çıkan kargaşada vurdular onu.
Annem günlerce ağladı. Abimin hatırası her yerdeydi. Babamda pes etti. Annemin baskılarıyla şehirden ayrıldık.
Sonra buraya büyükannem in yanına geldik daha güvenli diye.
Aileme, özellikle anneme çok kızgındım, şehir i okulumu bırakıp köye geldiğimiz için.
Onunla haftalarca konuşmadım. Yaşadığım en büyük pişmanlık da bu oldu hayatımda.

Bir gün babam ve büyük annem kasabaya erzak almaya gitmişlerdi. Annem panikle eve geldi. Tepeden burada gelen askerleri görmüş. Hemen kapıyı kilitleyip, beni çatıya sakladı. Onunda gelmesini istedim. Ama o gelmedi.  Ne olursa olsun hiç ses çıkarma dedi son kez.
Bana söyleneni yaptım. Başka çarem de yoktu."

Yoon Hee artık ağlıyor, Deniz de onun çaresizliğini görebiliyordu.

"İçeri gelen adamlar önce annemi tartakladılar. Onunla oynuyor, canını yakıyorlardı.
Gitsinler diye dua ettim hep . Ama olmadı gitmediler.
Tam daha kötüsü yok diye düşünürken o da oldu. Onu zorla sahip oldular.
Annemin çığlıkları içimi yakıyordu. İlk üç kişiden sonra saymayı bıraktım.  Annem kurtulmaya çalıştıkça üzerindeki hayvan boğazını daha fazla sıkıyordu. Sonra annemin sesi kesildi. Artık bağırmıyordu. "

Deniz in kanı donmuştu. Yoon Hee nin gözyaşları ise  adeta çağlıyordu.

Deniz onu göğsüne yaslayıp susturmak istedi. Yoon a sıkıca sarıldı.

Sus! artık anlatma!

Ancak Yoon sakladığı büyük sırrın etkisiyle bir kriz geçiriyordu. Deniz i itip, hıçkırarak devam etti yaşadığı kabusu anlatmaya.

"Çapulcular gidince yanına indim. Uyandırmaya çalıştım ama hiç ses vermedi.
Annee dedim! Aç gözlerini! Bak gittiler!.
Açmadı. Artık o nefes almıyordu.
Saatlerce cansız bedeninin başında bekledim.
Kimse onu böyle görsün istemedim.
Elini yüzünü sildim sabunlu bezle.
Üzerini değiştirdim.
Saçlarını taradım...

Kimse bilsin istemedim.
O hep çok güzeldi. Güzel ve temiz. Tertemiz olsun istedim. Kirlenmemiş!

Babam bile bilmiyor detayları. Ama ben gördüm . Ben yaşadım. İşte o gün nefret ettim kadınlığımdan. Vaz geçtim.
Zamanla da unuttum ne olduğumu..."

Deniz onu tekrar çekip göğsüne yasladı. Zavallı Yoon ne büyük bir acı yaşamıştı. Deniz in elinden ise sadece ona sarılarak teselli etmek geliyordu.

"Şşşt. Geçti küçük güvercin!"

Uzunca bir süre öylece kaldılar. İkisi için de tuhaf bir durumdu.
Birkaç saat öncesine kadar erkek sandığı, meğer yaralı bir kadındı. Yaralı ama güçlü bir kadın.

Yoon içinse daha da anlamlı...

CAMDAKİ iZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin