K.M | 5.BÖLÜM

21K 828 124
                                    

"Adın dudaklarıma değen en güzel melodiydi, sevilmekten eskimiş bir şarkının nakaratında"

"Adın dudaklarıma değen en güzel melodiydi, sevilmekten eskimiş bir şarkının nakaratında"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birileri - Zamanın Dışında Boşluğun İçinde

Ne yapacağımı şaşırırken yukarıya baktım. Barlas, tepemde dikilmiş bana, bakıyordu. Hızla ayağa kalktım ve "iyi akşamlar" diyip, içeriye koştum ama kapıya toslayınca acıyla bağırdım. Barlas yukarıdan, "iyi misin?" diye seslenince, canımın acısına rağmen "iyiyim iyiyim" diye karşılık verdim. İyi miyim gerçekten? Kahkaha sesleri gelince çok büyük rezil olduğumu anladım.

"Salaklık bende, niye sesli söylersin ki dışından?"

Kendi kendime söyledikten sonra, bacağımı tuta tuta içeriye geçip, kendimi koltuğa attım. Kalbim deli gibi atıyordu. Ne yapıcaktım ben şimdi, Barlas'ın yüzüne nasıl bakacaktım?

"Ah Dolunay ah, yaktın kendini!"

Ayağa kalkıp, balkonda ki bardakları almaya gidecektim ki, aklıma orada olma ihtimali gelince, kalktığım gibi geri oturdum. O sırada telefonum çalmıştı. Kimin aradığını baktığımda ise yakın arkadaşım olan Ceren'in aradığını gördüm. Bunun da bir sevgilisi var komşum, çocuk akıllara zarar!

Aramayı, "efendim kanka?" diye cevapladım. Ceren kısa ve öz olarak, "kanka bir saate sendeyim haberin olsun" diye bir bilgilendirme yaptıktan sonra, telefonu yüzüme kapattı. Biz böyleydik, neredesin, ne yapıyorsun demek yoktu 'geliyorum' deyince iş biterdi. Oflayıp mecburen balkona çıktım. Masadakileri tepsiye yerleştirirken, Barlas'ın, bana seslenmesini duydum ama duymamazlıktan geldim. Allahım sen şu kulunu kurtar ya, lütfen!

Tekrardan, "Dolunay" diye seslenince, bu sefer kafamı yukarı el mecbur yukarı çevirdim.

"Efendim?"

Kıkırdama sesi, kulaklarıma ulaşırken, "ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Masayı topluyorum."

Kahkaha atıp, "iyi iyi devam et" dedi. Duymuştu işte ve aklı sıra duyduğunu belli etmeye çalışıyordu. Pislik!
Masayı hızlı bir şekilde toplayıp, Ceren'i beklemeye başladım. Saate baktığımda daha 21:01 olduğunu gördüm. Biraz zaman geçtikten sonra zil çalınca gidip kapıyı açtım. Ceren içeriye damlayıp, "ay kanka ay, yoruldum" dedi.

"Nereden geliyorsun da yoruldun?"
Sorduğum soruya heyecanla cevap verip, içeriye geçti. "Geç içeri geç, dedikodularım var."

Hemen ardından bende içeriye girdim. Üşümüş olacak ki, açık olan balkon kapısına laf etti. "Kapat şu balkonun kapısını. dondum!"

"Abartma be" diyip, balkonun kapısını kapadım. Ceren desturu çektikten sonra, dedikoduyu başlatmıştı.
O, bana dedikoduyu anlatırken, benim, aklım hâlâ Barlas'ın öğrenmiş olmasındaydı. Çocuğun sevgilisi de vardı, valla şimdi bana olmadık şeyler söylese bile hak verirdim.
Ceren, anlata anlata bir hâl olmuş, elinde ki kahvesini yudumlamıştı. Bir anda kahveyi başına dikip, "ay benim sevgilim bekler, hadi ben kaçtım" diyip, kalkmama bile izin vermeden kapıdan çıktı.

Derin bir nefes alıp, oturduğum koltuğa bacaklarımı uzattım. Canım sıkılıyordu, hem de çok. Gezmek istiyordum, yaz gelsin istiyordum, Barlas'la vakit geçirmek istiyordum ama istediklerim olmuyordu, neden?

Oflayıp kanalları gezdim, bir şey bulamayınca google'ı açıp, film sitelerinden birini yazdım ve film aramaya başladım.
Dikkatimi çeken hiçbir film bulamayınca göz devirip, ayağa kalktım ve odama gittim.
Dolabımdan siyah tayt, adidas baskılı, beyaz sweatshirt ve beyaz ayakkabımı çıkardım. Çıkardıklarımı giyindikten sonra, saçımı iki yandan balık sırtı ördüm. Son olarak ayak bileğime halhal da taktıktan sonra, ev kartımı ve bir miktar para alıp evden çıktım.

Bakkala gidecektim. Oflayıp asansörü çağırdıktan sonra, çıkış katına bastım. Site bakkala on dakikalık uzaklıktaydı. Sıkılmamak için yürürken telefonumla ilgileniyordum. Ne zamandır sosyal medya hesaplarımı boşladığımı fark ettim.

Arabanın teki kornaya basınca başımı otomatik olarak oraya çevirdim. Kekonun teki başını horoz gibi çıkartıp, "analar neler doğruyor be!" diye bağırınca göz devirip, sesli bir şekilde "sorunlu" dedim. İğreniyordum böylelerinden ya. Lise aşkımı göz ardı edin hemen!

Arkadan biri koluma girince, korkup, olduğum yerde sıçradım. Barlas, "sen balkonda bir şey mi demiştin, yoksa bana mı öyle gelmişti?" diyip gülünce, telaş yapıp,
"kim? Ne zaman? Ben? Yok ne diyeceğim ki? Hayır yani ne diyebilirim? " diye sorularımı ard arda sıralamıştım.

Barlas, " sakin ol, sadece bir şey öğrenmek istiyorum " diyince, kalbim çoktan depar atmaya başlamıştı. Allah'ım şuan canımı al! Al canımı şuan!

Barlas sözüne devam edip, "beni seviyor musun?" diye sordu. Kafamı hızla sağa sola sallayıp, "yok be ne seveceğim seni, seni Çiğdem sevsin" dedim.

Barlas kaşlarını çatıp, " Dolunay " dedi sert bir sesle. Bende ciddileşip durdum.

"Ne duymak istiyorsun Barlas? Seni seviyorum dememi mi, yoksa saçmalama sen benim sadece arkadaşımsın dememi mi?"

Barlas aynı ses tonuyla, " bir şey duymak istediğimden değil, sadece içindekileri merak ediyorum" dedi.

Sesli bir nefes verdim. Kurtar kendini bakalım Dolunay. "İçimde sana karşı duyabileceğim hiçbir şey yok, o yüzden merak etmene de gerek yok."

Sinirlenmiş miydi o? Dişlerinin arasından
"o zaman balkonda dediğin neyin nesiydi?" diye sordu. Buna cevabım ne olacaktı ben bile merak ediyordum. Yavaş yavaş bok yoluna gidiyoruz hanımlar!

Biraz sessiz kalıp, "bilmiyorum" dedim.

Sinirle bir kahkaha attı. "Peki arkadaşım." Özellikle 'arkadaşım' kelimesinin üstüne baskı uygulamıştı. O giderken, arkasından bakakaldım. Bu neydi şimdi? Söylemedim diye sinirlenmişti, hem de benim kalbimi kırıp çekip gitmişti.

Her şeyin sonunda olan yine bana oluyor ya, şaşırıyorum valla! Sinirle bakkala yürümeye devam ettim. Bakkala gelince aklıma ne kadar çok abur cubur geliyorsa almış ve geri evimin yolunu tutmuştum. Sitenin içinde Çiğdem yellozunu görünce yüzümü buruşturup, yoluma devam ettim. Birde bununla uğraşamazdım. Ben hızlı hızlı yürürken, Çiğdem arkamdan " Selam Dol- " diye kalmıştı çünkü arkamı bile dönmemiştim. Valla nereden geliyordu bu samimiyet anlamış değilim.

Asansörle çıkarken aklıma tek bir şey takılmıştı, o da sayemde daha olmamış şeyi bitirmiştim. Bu saatten sonra da olamazdık ve bu da demek oluyordu ki Barlas'ı unutmam gerekti. Çünkü, kendi kendime avucumu yalatmıştım.

#Düzenlendi

KOMŞU MÜZİĞİ - Aşıklar Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin