K.M | 14.BÖLÜM

17.8K 739 251
                                    

"İster öp öldür, istersen okşa. Aşk için ölmeli aşk, o zaman aşk."

Duman - Her Şeyi Yak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Duman - Her Şeyi Yak

Barlas'la birlikte balkonda oturup düşüncelere dalmıştık. Ben şu evlilik mevzusunu düşünüyordum ama Barlas kimi, neyi düşünüyordu bilmiyorum.
Aramızda bir sesizlik almış başını giderken, sessizliğimizi Barlas bozdu. "Evlilik mevzusunu nasıl halledeceksin?" Demek ki ikimizde aynı şeyi düşünüyorduk. Omuz silkerken, dudağımı büzdüm.
"Bilmiyorum ama evlenecek gibiyim."

Tek kaşını kaldırdı. "Sevmediğin biriyle mi?"
Sen beni kabul etmezsen, evet sevmediğim biriyle. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Öyle gözüküyor."

Ellerini yumruk yapıp, geri açmıştı. "Böyle bir şeye zorunlu değilsin biliyorsun değil mi?"
Sorusuna güldüm. "Anneannem hasta ve ne zaman, ne olacağı belli değil. Bu yüzden, onları kıramam."

"İyi." Sessizlik tekrardan sağladı. Düşünceler beynimi yoruyordu. Dışarıdan pek umursamıyor gibi dursam da öyle değildi, içim yanıyordu resmen. Barlas, beni sevmezse olacak olan belliydi.

Ayağa kalkmasıyla, ona doğru döndüm. "İyi geceler." O kapıya doğru ilerlerken, arkasından onu takip ettim. "Sanada iyi geceler."

Barlas gittikten sonra odama gittim ve üstümü, makyajımı çıkardım. Salona gidip balkon kapısını da kapattıktan sonra kendimi koltuğa attım.
Uykum gelmişti ama uyuyasım yoktu. Sabaha kadar oturmak istiyordum.
_

Gözlerimi açtığımda saat akşam 16:56 'yı gösteriyordu. Gözlerim büyürken, şaşkınlıkla bağırdım. "Oha be!" Dün gece biraz geç yatmıştım ama bu kadar uyuyacağımı da tahmin etmemiştim. Ayağa kalkıp lavaboya gittim ve rutinlerimi hallettikten sonra kendime yiyecek bir şeyler hazırladım. Elma suyu ve ekmek arası domates, peynir, salatalık yapmıştım. Bazı şeylerden daha güzeldi şu ekmek arası domates, peynir, salatalık.

Ekmeğimi yedikten sonra evi havalandırmak için balkon kapısını açtım ama çok soğuk gelince anında kapattım. Kış yavaş yavaş geliyordu.
Televizyonu açıp, google'ye girdim ve komedi filmlerini arattım. Tam bir tane film seçmiş izleyeceğim sırada yukarıdan gelen müzik sesiyle gözlerimi devirdim .
Şarkı dinlersin anlarım, hadi sesini biraz açarsın onu da anlarım ama şu bütün apartmanın müzik sesini duyacağı kadar açmasını anlamam!

Ayağa kalkıp kapı kartını aldım ve evden çıkıp, merdivene doğru ilerledim. Yukarı çıkınca Barlas'ın dairesinin önüne gelip zile bastım. Biraz beklemiştim ama kapı açılmayınca bu sefer, parmağımı zilde bıraktım. Zil delicesine çalarken, kapı hızla açılmıştı.
"Dolunay güzelim mal mısın?"

Göz devirdim. "Sensin mal. Şu müziğin sesini kıs rahatsız oluyorum." Dediğime omuz silkti. "Bana ne."
Yüzünde eğlenen bir gülümseme vardı ama ben hiç eğlenmiyordum. Ellerimi bel boşluğuma koydum ve tek kaşımı kaldırdım. "Ne demek bana ne? Rahatsız oluyorum rahatsız, anlamıyor musun?"

Kafasını sağa sola salladı. "Anlamıyorum."
"O zaman anlatırım!" Kapının önünden onu itip, içeriye geçtim ve televizyonu kapattım. Oluşan sessizlikle gülümsedim. "Şimdi oldu."
Baygın gözlerimi bir süre üstümde gezdirdi. "Ne yapıyorsun Dolunay?"

Omuz silktim. "Senin yapman gerekeni." Bir şey demeyip, bana bakmaya devam etti. Geldiğim gibi, kapıya geri ilerledim ve elimi kaldırdım. "Hadi bay."
Tam gidecekken açtığım kapıyı, geri kapattı ve bir anda dudağıma yapıştı.

Hanımlar, tutun beni bayılacağım. Gözlerimin kocamaj açılmasından başka bir tepki verememiştim. Ellerimi göğsüne yapıştırıp, hafifçe ittim. "Ne yapıyorsun?"
Tebessüm etti ve gözümün önüne gelen bir tutam saçı, kulağımın arkasına koydu. "Evleneceğin adam olduğunu gösteriyorum."

Gülümsememek için kendimi zor tutup, düz bir ifadeyle cevapladım onu. "Belki sen değilsin, nereden biliyorsun?"

Yüzündeki tebessüm solmuştu. "Ben, evleneceğin kişiyim güzelim. Öyle diyorsam, öyle olacak."
Kafamı alayla salladım. "Sen öyle san."
Bir şey demesine izin vermeden kapıyı açıp, aşağıya kaçtım. Eve girip olanları algılamaya çalıştım. "Allah be!" Ve klasik bir göbek atma seansı gerçekleştirdim.
Öpmüştü, üstüne üstlük benimle evleneceğini söylemişti. Kız Çiğdem, senin gitmen nelere kâdirmiş öyle!

_

Saat bayağı geç olmuş ve ben fazlasıyla acıkmıştım ama yemek yemeye de üşeniyordum. Ne yapsam diye düşünürken pizza aklıma gelince, hızla ayağa kalkıp telefonumu aldım ve kayıtlı olan pizzacının numarasına tıklayıp, açmalarını bekledim.

Biraz obur bir insan olduğum için büyük boy, mantarsız pizza söyledim. Bir yarım saat sonra falan kapı çalınca pizzacı diye kapıya bakmıştım ama karşımda Barlas'ı görünce şaşırmıştım çünkü beklemiyordum.

Barlas'ı görünce akşam saati olanlar aklıma gelmiş hem sevinmiş, hem de utanmıştım. Göz kırpıp, içeriye girdi. "Ne yapıyorsun?"
Geri zekâlı mısın Dolunay? Utanma bu kadar!
"Hiç."
Bu hâlime munzurca gülümsedi. "Pek bir suskunsun."

Tam cevap verecektim ki, kapı çalınca kapıya bakmak zorunda kaldım. Pizzacıya parasını ve bahşişini verdikten sonra içeri mutfağa geçip, iki tane bardak getirdim ve dolaptan kolayı da alıp içeri geçtim.

"Bunları yeme yeme kilo alırsın, zaten duba gibisin."
Duyduğum sözlerle, omuzuna hafifçe yumruk geçirdim. "Yavaş gel be! Nerem duba gibi?"

Gülümsedi. "Ben kilolu gelin istemem ona göre."
Gözlerimi kısarak, ona baktım. "Seninle evlenmeyeceğim ki zaten."
Parmaklarının ucuyla, hafifçe yanağıma vurdu. "Dilini kopartırım senin he."

"Tabii canım kopartırsın." O bir cevap vermezken, pizzamı yemeye başladım. Barlas'ta pizzasını yerken, beni süzüyordu. Evleneceğim adamı da bulmuştum. Oh rahattaydım valla!

#Düzenlenmiştir.

KOMŞU MÜZİĞİ - Aşıklar Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin