❝ ve madem artık öpücüklerin yok
dikişlere ihtiyacım olacak. ❞
⋟ Aslen Koreli olsa da Kanada'da yaşayan Park SeoNeul tekrar Kore'ye dönüyor. Yeni ev, yeni okul, yeni insanlar derken yan evde oturan Jung Yoonoh ve aynı bedene tıkılı kalan diğer k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Oturdukları ciks mekanın fotoğrafı.)
Beraber POP'S un kapısından içeriye adım atar atmaz yüzüme vuran ılık hava dalgasıyla titredim. Çok üşümüştüm ve birden bire ısınmak bedenimin tepki göstermesine neden olmuştu. Hala elim Jaehyun'un ceketinin cebindeyken cam kenarındaki kırmızı koltuklu masaya ilerledik ve karşı karşıya oturduk. Elini bıraktım.
Ellerimle kollarımı ovuşturdum ve çantamı çıkarıp kenara bıraktım. Dirseklerimi masaya, çenemi de iki elime yaslayarak etrafa bakınırken yakışıklı bir çocuk masaya doğru yaklaştı. Belinde beyaz bir önlük, elinde de defter ile kalem tutuyordu. Jaehyun'un ofladığını duydum, ona döndüğümde çocuğa dik dik bakıyordu.
"Ne alırdınız?" Çocuk bana gülümseyerek sorduğunda ben de gülümsedim.
"Çikolatalı milkshake," dedim ve Jaehyun'a döndüm. Dışarıya bakıyordu.
"Siz efendim?" Çocuk Jaehyun'a sorduğunda Jaehyun bakma gereği bile duymadı. Ona masanın altından tekme attım. Bana bakıp yüzünü buruşturdu.
"Vanilyalı milkshake."
"Hemen geliyor."
Çocuk arkasını dönüp giderken Jaehyun'a soru sorarcasına baktım.
"Ne?"
"Niye öyle davrandın?" Ellerimi masada birleştirdim. Gözlerini devirdi ve, "Onunla kavga etmiştim," dedi.
Devam etmesini beklercesine ona baktım. Bacağını sallamaya başladı. "Eski sevgilime asılıyordu. Sevgilim de beni onunla aldattı tamam mı? Bende onu dövdüm. Şimdi kiminle gelsem inadına-"
"Jaehyun," dedim gülerek. "O kızın salaklığı. Ayrıca dediklerinden sonra hiçbir gelecek sevgilinin o çocuğa asılacağını sanmıyorum. O yüzden sakin ol."
Bakışları masada birleştirdiği ellerindeyken gülümsedi. Ardından bana baktı.
"Mark'la bir daha görüşecek misin?"
Beynimdeki tozlu raflardan dün olan olayların düşünceleri yere yığıldı. Bu sefer de ben bakışlarımı ellerime çevirdim.
"Yüzüne bakacak cesareti yeniden topladığımda belki," diye mırıldandım. Dün beni öpüşü aklıma geldi. Ben bu kadar vicdan azabı çekiyorsam o ne hissediyordur, Tanrı bilir.
"İlk öpücüğün müydü yoksa?" Jaehyun sorduğunda güldüm. "Hayır, Tanrı aşkına. Benim de sevgililerim oldu."
"Bilmem, karşılık vermedin."
"Onu sevmediğim için karşılık vermedim."
İkimiz de sessizleştik. Parmaklarımla ahşap dikdörtgen masada daireler çizmeye başladım. Çenemi sol elime yasladım ve başımı sola, camdan dışarıya çevirdim. Yağmur bulutlarının arasından batmaya başlayan güneş ışınlarını görebiliyordum. Yürüyen insanların ceketleri ve saçları uçuşuyor, sevgililer kol kola girmiş hızlıca uzaklaşıyordu.