Yazardan
Leon karşısında ki manzaraya daha fazla dayanamayarak kendisi tekrar çıktığı restaurantın içine attı. Derin bir nefes alarak lavaboya ilerledi. Aynada gördüğü simasinda anlam veremediği duygular vardı. Ellini yüzünü yıkadıktan sonra şakaklarına masaj yapmaya başladı ıslattığı eliyle. Başına giren ağrı zaten zor olan durumu daha da zor kılmıştı...
Koray'ın sıcak nefesini yüzünde hissetmişti Hilal. Valenin kornaya basmasıyla kafasını hızlıca çevirdi arabaya doğru. Koray Hilal'i öpmek için eğildiği mesafede kalakalmıştı.
'Binelim mi ? Ben çok üşüdüm' diyebilmişti Hilal titreyen sesiyle. Koray'ın yüzüne bakmak istemiyordu. Eğer az önce Koray onu öpmüş olsaydı da uzun bir süre bakabileceğini düşünmüyordu. Titreyen dizleriyle ellerini bedenine sardı Hilal. Vale binmeleri için kapılarını açarken Koray'da arabayı yeni farketmiş gibi hareketlendi.
'Öyle olsun küçük hanım, binelim' Koray'ın sesiyle daha da bir ürpermişti Hilal. Nasıl bir yola girdiğini sanki yeni anlıyordu. Koray'ın ona yaklaşmasına bile tahammülü yokken onunla nişanlıydı. Koray'a ilk öpücüğünü vermekten korkarken, onunla evlenmeyi kabul etmişti..
İkisi de arabaya bindikten sonra Koray emniyet kemerini takması için Hilal'i uyarmıştı. Hilal o kadar dalgındı ki kemeri takmadığını yeni farketmişti. Yavaşça kemeri takarken Koray'la göz göze gelmekten çekiniyordu.
'İyi misin Hilal?' Koray'ın sesiyle başını yaslandığı camdan kaldırdı. Koray yüzünde anlam veremediği bir ifadeyle Hilal'e bakıyordu.
'İyiyim, sabah erken kalktım uykum geldi sanırım' dedi Hilal.
'Bende bir şeyler yapalım diyecektim, yorgunsun madem yarın akşam çıkarız değil mi ?' beklenti dolu gözlerini Hilal'e dikmişti. Hiçbir şey olmamış gibi davranması Hilal'in sinirini bozmuştu. Daha az önce tartışmışlardı.
'Vizelerim başlıyor bu sıralar çok fazla dışarı çıkabileceğimi sanmıyorum'
'Peki madem. Müsait olduğun bir gün çıkarız o zaman.' böyle anlayışlı davranmasına ne tepki vereceğini bilemedi Hilal.
Evlerinin önüne geldiğinde Koray'la vedalaşıp hızla arabadan indi. Kendini evin içine atarken gün zor da olsa bittiği için şükrediyordu.
Leon'dan
Anlam veremediğim bir şekilde göğüsümün üzerinde bir baskı hissediyordum. Nefes almak hiç bir kadar zor olmamıştı ta ki Hilal ile Koray'ı o yakınlıkta görene kadar.
Koray Hilal'i öpmüştü. Hilal ne tepki vermişti acaba? Bizim bir öncemiz yok Koray, sonramız olsun diye uğraşıyoruz demişti. Nasıl bir anlam çıkardı ki bundan. Başka bir zaman olsa düşünebilirdim belki, ancak şu an ne bunun hakkında düşünecek merakım ne de umudum kalmıştı. Hilal Koray'ı seviyordu. Belli ki kavga falan etmişlerdi o soğuklukda o yüzdendi. Ne de olsa onlar nişanlı iki insandı, kavga etseler bile günün sonunda görüldüğü üzere barışıyorlardı.
Sıkıntıyla nefes verdim. Sanki üzerimde tonlarca ağırlıkta bir şey vardı ve nefes almamı engelliyordu.
Ömrümde ilk kez bir kız için böylesine şeyler hissediyor, onu görünce içimde oluşan duygulara engel olamıyordum. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu mesela onu görünce. Sanki sadece o vardı dünyada. Bakış açıma girdiği vakit, etrafta ki her şey siliniyordu. Sadece Hilal kalıyordu ve kaybolmak istediğim mavi gözleri. Bana yabancı olan bu hisleri çok çabuk kabullenmiş, benimsemiş ve inkar etmemiştim. Neden bilmiyorum ama sanki benim hayatım için tek doğru olan insan Hilal'di. Ve o olmadığı sürece ben yanlış yapmaya mahkumdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN
FanfictionRuhunda ki tüm yaralara rağmen sevebilen insanlar cesur insanlardır. Karanlığın içinde kalsalarda, kendilerini aydınlatamadıklarını düşündükleri anda, hayat onlara asıl ışığın kendilerini olduğunu gösterir. Belki acıtarak, belki kanatarak. Belki de...