ฯYirmi İkinci Bölüm-Bebek

2.4K 117 61
                                    

Hilal'den

'Leon'u görmek istiyorum' diye mırıldandım. Dmitri'nin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışıyordum. Ben hamileydim. Leon'a ait bir parçayı karnımda taşıdığım için bir yanım heyecanlıydı, mutluydu. Ama diğer yanım bu durum karşısında sadece korkmuştu. Dışarıya duygu karışımımı yansitabilen bir insan olmadığım için tepkisiz bir şekilde kalakalmıştım. Böyle bir haberi yanımda Leon varken almayı o kadar isterdim ki.

'Hilal Hanım kadın doğum uzmanı sizi muayene edecek, daha sonra Leon Bey'i görebilirsiniz.'

'Ben istemiyorum muayene olmak, Leon' u görmek istiyorum.' diye söylendim tekrardan.

'Hilal önce muayene ol, daha sonra görürüz Leon'u' Dmitri'nin sesi kulaklarıma dolduğunda başımı ona çevirmeden salladim.

'Ben daha sonra muayene olacağım. Leon'u görmem lazım..' dedim yarım yamalak. Odadan çıkıp koridora yöneldim hızla.

Dmitri peşimden gelirken, adımlarını hızlandırdı ve benimle yan yana yürümeye başladı.

'Hilal?' bakışlarımı ona çevirmeden, 'Efendim' diye mırıldandım.

'Hilal, Leon bunu öğrendiğinde öyle mutlu olacak ki! Ben bile bu kadar sevindiysem Leon"u düşünemiyorum. Hele babam.. Hilal yüzüme baksana..' Dmitri heyecanla konuşurken bakışlarımı yavaşça ona çevirdim. Adımlarımı durdurup vücudumu tamamen ona çevirdim.

'Mutlu olur mu gerçekten?' dedim şaşırarak. Başını aşağı yukarı salladığında tebessüm ettim. 'Dmitri senden bir şey rica edebilir miyim?'

'Tabiki de..'

'Bu durumu kimse bilmese olur mu? Lütfen kimse bilmesin şu an.. Benim kafamı toparlamam lazım. Leon'un iyi olması lazım. Daha sonra bu konuyu açarız. Ama şimdi değil. Hele Güven Amca falan. Duymasını istemem, yani...' diye mırıldandığımda anlayışla başını salladı.

'Merak etme böyle güzel bir haberi vermeyi senin elinden almam... Aramızda sır' dedi neşeyle.

Başımı sallayıp gülümsedim yarım yamalak. Odaya doğru tekrar ilerlemeye başladım. Derin bir nefes alırken kapının önünde kimsenin olmaması dikkatimi çekti. Leon'un annesi ve babası büyük ihtimalle iyi olduğunu duyduklarında aşağı falan inmişlerdi. Biraz önce Mehmet ve Selim'in geldiğini duymuştum. Onlarda büyük ihtimalle aşağıdalardı.

Derin bir nefes alarak odanın kapısını açtığımda gözlerim yine dolu dolu olmuştu. Bir an önce uyanmalıydı.. Gözlerini aralayıp beni iyi olduğuna ikna etmeliydi.

Hızla yanına ulaştığımda yatağın kenarına oturdum. Elim elini kavrarken, diğer elim yüzüne ulaşıp, alnına değen saçları itmekle meşguldü.

'Yine ben geldim... Hatta bu sefer biz geldik.' diyip derin bir nefes aldığımda elini daha da sıkı tuttum.

'Leon artık yalvarırım gözlerini aç. Sana o kadar ihtiyacım var ki... Sesini duymaya, gözlerini görmeye. Öyle özledim ki şu iki günde seni.. Sanki sen burdayken ben yaşamıyordum... Aklımı yitirmiş gibiydim. Lütfen uyan artık Leon. Bizim sana ihtiyacımız var.' sesimin titremesine engel olmaya çalışıyordum. Sabah tek geldiğimi zannettiğim bu yere şimdi iki kişi olduğumu bilerek gelmek tuhaftı. Hatta şu an hissettiklerimin çoğu tuhaftı. Nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Mutlu olmuş muydum? İçten içe sevinirken bunu yansıtamıyordum. Sadece huzurluydum. Aynı zamanda korkuyordum. Bir de Leon'a duyduğum derin keder ve endişe vardı. Tamamen karmakarışık halde hissedebildiğim duyguları yansıtamamakla meşguldüm.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin