Beklentilerinizi sürpriz diyip yükselttiysem özür dilerim.. Umarım beğenirsiniz.❤
Hilal'den
Kahvemden bir yudum aldıktan sonra karşımda oturan Selin'e baktım. Beni defalarca aramış ve görüşmek istemişti. Kendimi toparladığıma inandığım için kabul etmiştim onun bu isteğini. Ne de olsa kardeşimdi değil mi?
Artık hissettiklerim, öfkeden ibaretti. Babama karşı öfkeden başka hiçbir şey hissetmiyordum. Selin'e karşı da ne hissedeceğimi bilmiyordum. Sanki kardeşim değildi o benim. İnanmak gelmiyordu içimden...
'Ben ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum Hilal.' diyip derin bir nefes alan Selin'e gözlerimi kısarak bakmaya devam ettim. Bir şey vardı sanki bu kızda. O gün kafede ki gibi bakmıyordu gözleri. Belkide bana öyle geliyordu ama bakışlarındaki duygulara anlam veremiyordum.
'Konuşmayacaksak neden çağırdın beni Selin?' sesimi sabit tutmaya çalışırken gözlerimi ondan ayırmadım.
'Hayir.. Konuşacağız ama ben nerden başlayacağımı bilmiyorum. Bak benden nefret edebilirsin.. Öfke duyabilirsin ama lütfen...'
'Senden nefret etmem içinde öfke duymam içinde orta da bir sebep olması gerekir Selin. Ben hakkında hiçbir şey bilmediğim insanlara nefret dahi olsa bir duygu beslemem.'
'Babama davranışlarından sonra benden de nefret edebilirsin diye düşündüm. Adamı dinlemedin bile Hilal..' dediğinde bu saçma cesareti beni şaşırtmıştı.
'Karşılıklı olarak birbirimizi dinlemediğimiz çok zaman olmuştu. Buna takılacağını düşünmüyorum.' dedim sahte bir tebessümle.
'O gün gerçekten çok fazla öfkeliydin ve ben gerçekten bugün buraya geleceğini düşünmedim.' dedi bu seferde. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu.
'Selin gerçekten anlamıyorsun sanırım. Sana karşı değildi öfkem... Baba demeye utandığım o insanaydı sadece. Ben sandığının aksine şımarık bir şekilde büyümedim. Annem bana her zaman insanları anlamam konusunda öğütler verdi. Şimdi babamın yaptığı bu şey için sana kızmam ben. Ben olmaktan çıkarım çünkü o zaman.' önünde ki kekten bir parça ağzına tıkıp bana bakmaya devam etti. 'Senin aksine ben babamla gülüp eğlenerek büyümedim Selin. Onunla vakit geçirmedim, oyunlar oynamadım. Bilmiyorum ne yaşadınız, aranızda nasıl bir durum vardı ama belliki baba kız ilişkiniz gerçekten sağlam. Bu söylediklerimi de yanlış anlama sakın. En azından birimize babalık yapabilmiş..'
'Ben ne diyeceğimi bilmiyorum bu konuda Hilal. Ona kızmalıyım bu konuda onuda bilmiyorum. Senin aksine ben senden hep haberdardım. Babam sizin yanınızdayken bunun farkındaydım. Ben sanmıştımki babam seni daha çok seviyor. İçten içe hep sana kızmıştım..' dediğinde kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Babam beni mi sevecekti? Yüzume bile bakmayan, ne istediğimi önemsemeyen bir adam, gururumu, çocukluğumu, annemi yok sayan bir adam kalkıp beni mi sevecekti?
'O gün kafeye geldiğinde neden konuşmadın benimle?' diye sorduğumda söylediklerine bir cevap vermek istememiştim. Zerre gerçekliği olmayan şeyleri konuşmak saçmaydı. Masadaki telefonum titremeye başladı. Leon'un aradığını gördüğümde konuşmayı bölmemek adına açmadım. Selin'in bakışları telefonuma kaydığında bende onun bakışlarını takip ettim. Bakışlarını tekrar kaldırdığında benim bakışlarımla çarpışınca öylece baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN
FanfictionRuhunda ki tüm yaralara rağmen sevebilen insanlar cesur insanlardır. Karanlığın içinde kalsalarda, kendilerini aydınlatamadıklarını düşündükleri anda, hayat onlara asıl ışığın kendilerini olduğunu gösterir. Belki acıtarak, belki kanatarak. Belki de...