Hilal'den
Bir elimle Leon'un elini sımsıkı tutarken, bahçeye giren misafirlerimizi gülümseyerek karşıladım. Herkes elinde hediye paketleriyle bahçeye girdiğinde gülümsemem daha da genişledi. Bu denli düşünmeleri beni çok mutlu ediyordu. Tek eksiğimiz Ömer ve Burcu'ydu. Arkadaş adı altında şehir dışına tatile gitmişlerdi. İşin aslının öyle olmadığını bilsekte kimse bu konuda üstelememişti. Bir elimide karnımın üzerine koyduğumda Leon gülümseyen gözlerini bana çevirdi. Ikimizde heyecandan çatlamak üzereydik çünkü biraz sonra bebeklerimizin cinsiyetini öğrenecektik.
Annem dünkü muayeneden sonra bize bebeklerin cinsiyetini söylemek için bunu teklif etmişti. Yani hep beraber toplandığımız bir yemekte bize bunu bir hediyeyle söylemek istediğini söylemişti. Ben heyecanla kabul etmiştim ama Leon'u ikna etmek beni biraz zorlamıştı. Hamile olduğumu öğrendiğimiz andan beri cinsiyetleri hakkında yorumlar yapıp duruyordu, dün öğreneceğimizi düşünürken bugüne kalması Leon'u daha da meraklandırmıştı. Gece boyu fikir yürütüp durmuştuk.
Leon ikisinin de erkek olduğunu düşünüyordu. Benimse bir fikrim olmamasına rağmen Leon'la inatlaşıp durmuştum. İkimiz içinde cinsiyetlerinin bir öneminin olmadığını bildiğimiz için tabiki de bu inatlaşmamız tartışmaya dönüşmeden son bulmuştu.
'Hoşgeldiniz.' dedim bize doğru yaklaşan kalabalığa. Herkes buradaydı. Tüm arkadaşlarımız ve ailelerimiz. Babamı görmek, beni ayrı mutlu etmişti çünkü annemle aynı ortama girmek istemeyeceğini düşünüyordum. Ama torunları için o da en az bizim kadar heyecanlı olduğu için bunu umursamamıştı. Leon'la beraber herkese sırayla sarıldıktan sonra tekrar el ele tutuştuk. Sabahtan beri özenle hazırladığım masanın başına doğru ilerledik hep beraber.
'Çok heyecanlıyım.' dedi Yıldız ellerini birbirine çarpıp. 'Hepimiz çok heyecanlıyız bence babama baksana.' dedi Dmitri. Onun konuşmasıyla bakışlarım Güven Amcaya dönerken gülümsedim. Ellerini birbirine kavuşturmuş gülümseyerek bizi izliyordu o da. 'Tabi heyecanlıyım.' dedi Güven Amca.
'Bence Leon birazdan bayılacak.' diyen Mehmet'le kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Dimitri ve Ali dayanamayarak gülmüştü. Bakışlarım Leon'un yüzüne çıktığında elini tutan elimi sıktım. 'Baba olunca...' diyip bakışlarını Selin'e çevirdi Leon. 'Senide görürüz kardeşim.' dedikten sonra tekrar Mehmet'le baktı. Mehmet boğulmuş gibi öksürmeye başladığında bu seferde gülme sırası Leon'daydı. Mehmet'in yanında ki Selin, yavaşça elini Mehmet'in koluna koyup 'Iyi misin?' diye sordu. Aralarında bir şeyler vardı ve henüz bize bir şey anlatmamışlardı. Leon'la bunu iğnelemekten vazgeçmiyordu. 'İyiyim, iyiyim.' dedi Mehmet. 'gıcık tuttu da.'
....
Masanın etrafına hepimiz oturduğumuzda Veronica Hanım ve annem bir sohbet içerisine girmişti yemeklerini yerken. Güven Amca, babam, Dmitri ve Selim'de ayrı bir konu, Ali, Selin, Mehmet ve Yıldız'da ayrı bir konu hakkında konusuyorlarmış gibi görünüyorlardı.
'Daha fazla bekleyecek miyiz?' diye sordu Leon gülümsemeye çalışıp. O kadar heyecanlıydı ki... Annem üzerine alınarak Veronica Hanıma bir şey söyleyip ayağa kalktı. Hediyeleri bıraktıkları yere doğru ilerledi ve kendi hediye kutularını eline aldı. 'Evet.' dedi bize doğru yaklaşıp. Leon heyecanla ayağa kalktıktan sonra benimde kalkmam için koluma girdi. Evet daha dört aylık hamile olmama rağmen oturup kalkmakta zorlanmaya başlamıştım bile. Ama ikiz bebek beklediğimiz için bu doğal bir şeydi. Ayağa kalktıktan sonra annemin yanına doğru ilerledik. Herkes içerisinde olduğu sohbetten sıyrılıp dikkatlerini bize vermişlerdi.
'Alın bakalım.' Leon'la ikimize iki küçük hediye kutusu verdikten sonra gülümseyerek yüzümüze bakmaya devam etti. Derin bir nefes aldım ve elimde ki kutuya bakışlarımı çevirdim. Elim kutunun kurdelesini bulup çözdüğünde başımı kaldırarak Leon'a baktım. Aynı heyecanla onunda kutunun kurdelesini çözdüğünü görmemle tekrar kendi elimde ki kutuya baktım. 'Hadi artık çocuklar.' dedi babam heyecanla. Ona bakıp gülümsedikten sonra derin bir nefes aldım ve kutunun kapağını açtım. Bir çift mavi bebek patikleriyle karşı karşıya kaldığımda nefesim tekledi. O kadar güzeldi ki. Mavi.. Rengi maviydi... Başımı kutudan kaldırdım ve bana heyecanla bakan aileme çevirdim. Daha sonra Leon'a baktım. Öyle güzel bir şekilde ayakkabıyı inceliyordu ki... Kalbime dokunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN
Fiksi PenggemarRuhunda ki tüm yaralara rağmen sevebilen insanlar cesur insanlardır. Karanlığın içinde kalsalarda, kendilerini aydınlatamadıklarını düşündükleri anda, hayat onlara asıl ışığın kendilerini olduğunu gösterir. Belki acıtarak, belki kanatarak. Belki de...