Aç gözlerini de göreyim
bahsettiği kişi misin,
buna değer misin?
Deniz mavisi gözlerin gerçek mi Jane? Elimi tutman seni tanımama yeterli. Fakat henüz bana dokunamazsın, göremezsin. Her lütuf, aslında bir lanettir. Fakat lanet gerçek değildir. Bunu başta ben yaratmadım, bunu bir yetenek sandım. Aslında tam tersine, bitmeyen bir çaresizliğe dönüştü.
Şimdi anlıyorum ki onu dinlemeliydim, örnek almalıydım.
Ve yine şimdi anlıyorum ki, yoldaşım en başından beri tertemiz bir yürekle bana gelmişti. Bir taşla iki kuş... benim çaresizliğim, seninkiyle ortaklaşacak ve belki de birbirimizi kurtarırken diğerlerinin duvarlarını yıkacağız, Maria Jane.
Güç, eğer onunla birlikte evrileceksen seni parçalayan bir beladır.
Gözler, sana her zaman istediğini göstermez. Ve bir kere gördüğünde yok sayamazsın. Kör olsan bile, her zaman aklında kalır.
Metal sıvının içinde kızıllıklar uçuşuyorsa ondan kaç.
Eğer yeterince bağışıklığın yoksa, Hamyam bir zehirdir.
Güneş batsa bile, hala çevrende geziniyor. Sözümü tutacağım. Bana ne kadar ihtiyacın varsa, benim de sana var. Bundan sonra güneşi değil, beni göreceksin.
**
Kabuslarımın devam ettiğini bilen tek kişi Jenn'di.
Geceleri kalkıyordum, birkaç kere Seth de buna denk gelmişti. Mia ile telefonda konuşmuştum ve arkadan gizli gizli dinlemişti. Sesimi beğenmediği için bir gün sonra buradaydı. Seth, daha önce üzerime bu kadar belli ederek düşmemişti. Hep korumacıydı, gözlemlerdi fakat çaktırır mıydı? Asla. Çünkü benden tepki alacağını biliyordu.
Rose, Maya ve Jenn ile sonra mutfakta oturuyordum. Yalan söyleyemezdim, yanaklarıma iki haftada renk gelmişti. Beni sokaktan buldukları, aç bir yavru kediymişim gibi besledikleri ve eve gelen herkes bana yemek söylemeye çalıştığı için olabilirdi.
Başta ona ve evime paket dolusu tatlıyla gelen kurtlara bir şey demiyordum. Ama şimdi bıkmıştım. Beni tamir edilmesi gereken bir oyuncak gibi görmeleri korkunçtu. Bu yüzden o paketlerle her geldiklerinde buz tutturan bakışlarımı görüyorlardı. Anladıklarını umuyordum. Cold Lake'e dönme sebebim tamir edilmek istemem değildi.
Fakat hala bu kalabalığa adapte olamıyordum. Fazla geliyordu. Çok fazla.
Yarısını bitirdiğim kahveyi elimden bıraktım ve saate baktım. Büyücüler ve Jenn, konuşmayı kesip başını bana kaldırdı. "Ne oldu?"
"Çıksam iyi olur." dedim pencereye bakarak. Sahil evinin kemik titreten havası nasıl bakiyse burada da yağmur eksik olmuyordu. Öylesine yağıyordu ki kafamı on saniye tepeye doğrultsam boğulurdum. Ama şimdi hafiflemişti. Jenn, hala bakmaya devam ettiği için "Arabayla gezeceğim." diye ekledim.
"Ama bu saatte..."
"Altı ay bir evde kapalı kaldım, şimdi de iki hafta oldu. Geceleri ne kadar sevdiğimi biliyorsun."
Çünkü karanlıkta gölgeler kaybolur.
Jenn yüzüme uzunca baktı ve sonunda içimden geçen söz onun da aklına gelmiş gibi başını salladı. "Evet, bunu bazen ben de yapıyorum. Telefonunu almayı ihmal etme."
Elinden kayıp gidecekmişim gibi davranması artık beni sinirlendiriyordu. Hak vermiyor değildim çünkü bazen konuşmuyordum, öylece izliyordum ve hançerimle masayı dövüyordum. Cold Lake'teydim ama sadece fiziken çünkü burada olmasam da olurdu. Burada kalmam için tepeden emir yağmıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FantasyKurtlar, şekil değiştirenler, büyücüler ve gölgeler... Anlaşmazlıklar sebebiyle hepsi ayrı yaşarken konseyin yaptığı bir açıklamayla hepsinin hayatı değişecektir artık. Birlikte yaşamayı ve anlaşmayı öğrenecektir bu ırklar. Konseyin gücünü reddede...