59. Bölüm

4.4K 529 301
                                        

Ayaz hançerimi boğazıma batıra batıra beni geri sürükledi. Beni Marcus'un ellerine bırakacak ve Xavier'a yardıma koşacak sanıyordum ama hayır, o altlarında ezilmeyeyim diye çekmişti.

Çünkü Vincent Xavier'ın üstüne atladığı an kazığa doğru yuvarlanmışlar ve demin durduğum yeri toz etmişlerdi.

Vincent, Xavier'ın tepesine çıktı ve ağzını kocaman açıp etinden büyük bir parça kopardı. Ama Xavier'ın acı dolu iniltisini duymadım. Yaptığı tek şey pozisyon değiştirmek ve onu arka bacaklarıyla fırlatmaktı. Vincent kendi dengesini bile sağlayamıyordu. Gözü dönmüş gibi saldırıyor, kendisini daha fazla yoruyor, açık yaralarını daha da derinleştiriyordu. Darbeleri sertti, normal bir kurdu ikiye yaracak kadar asabiydi. Fakat kendisini öldürdüğünü görmüyordu.

Ayaz beni yürütmeyi kesti. Kaçışan insanlar yeteri kadar uzaklaştığından emin olunca durmuştu, Xavier'ın Vincent'ı öldürmesini bekliyorlardı. Arkamdaki mırıltıları duyabiliyordum. Herkes fısıldaşıyor, bunu bir gösteriymiş gibi izliyordu.

Ayaz bile karışmıyordu çünkü onlar gelenekleri takip ediyordu. Bir kişiye karşı bir kişi. Kaybeden canından olacak. Kimse müdahale etmeyecek.

Galibi çoktan görüyordum. Eğer normal şartlarda kafa kafaya çarpışsalardı Vincent'tan şüphe duymazdım ama Hamyam onu yok ediyordu, Xavier'ı güçlendiriyordu.

Ayaz'ın bileklerini iki elimle tutup ittirmeye çalıştım. Kendi hançerimi bana karşı kullanıyordu. Henüz beni götürmemişti, henüz beni kullanmamıştı. Halbuki durması için Vincent'ı benimle tehdit etse Vincent çoktan teslim olurdu. Bekliyordu çünkü Xavier'ın onu öldüreceğinden emindi.

Sonra? Benim zihnimi yıkamaya devam etmeyi planladığı için mi şu an zarar vermiyordu? Artık Vincent'ı kullanamayacaklardı.

Parçalanıyordu.

Ayaz beni onlara dönük tutuyordu, boğazımdaki hançerden dolayı kafamı çeviremiyordum ama zaten gözümü kırpmadan izliyordum. Karşımda onun yok oluşunun kısa filmi oynuyordu.

Xavier, Vincent'a dişlerini geçirdi ve onu ittirdi. Vincent bir kere daha yere düşerken başını kayaya çarptı.

Kan...

Hem vücudundan hem de çarptığı kayanın tepesinden aktı, her yeri kirletti. Xavier göğsünü şişirerek pençesini kaldırıp yüzüne bir yarık açtığında hançeri unuttum, öne eğildim ve delicesine bağırdım. "Hayır! Dur. Dur!" Ayaz beni kesecekmiş gibi tutmayı bıraktı. Belimden kollarını sardı. Önünde debeleniyor, Vincent'a koşmaya çalışıyordum. Kemiklerim çatlamış mıydı? Hissetmiyordum. Acıyı artık hissetmiyordum.

Vincent gibi kendimi bitiriyordum ama beni sadece tutuyorlardı, onu parçalıyorlardı.

"Dur! Xavier, dur!" Öne eğildiğimde Ayaz'ın kolları metal gibi beni kesti. Çığlık atarken gözyaşlarım toprağı ıslatmaya başladı. "Seni geberteceğim! İkinizi de geberteceğim!" Haykırışlarım bir hiçti. Ayaz tepki bile vermiyor, sadece izliyor ve bir yandan beni çekiyordu.

Bacaklarına bacaklarımla vurmaya, onu düşürmeye çalıştım. Yerinden kıpırdamadı bile.

Vincent, ayaklarından güç alıp başını sallayarak kalkmaya çalıştı. Fakat Xavier o an ona bir kere daha pençe darbesi indirdi ve yere düşürdü.

Kalkmadı.

Kalkamadı.

"Kalk!" Bu kez ben kükredim. "Kalk dedim sana! Senin içindeki gücün yanında onunki bir hiç! Kalk, lütfen... kalk! Beni sakın bu dünyada yalnız bırakma!"

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin