Finale ne kadar kaldığını net söyleyemiyorum, sonuna karar verdiğimde o kesinleşir. Her türlü maksimum 3 bölüme bitiyor.
Üst üste atmamı beklemeyin, ben finale geldiğimde o hızlı yazışımı kaybediyorum.
ÖTEKİ adlı kitaba başladım ve sanırım yazdığım en hızlı kitap olabilir. Aldım başımı gidiyorum, onun ilk kısmı neredeyse bitti ve ilk kısım tamamen bittikten sonra Gölge'nin finalini oturup bir okuyacağım, yani aynı vakte denk bitiririm diye düşünüyorum.
Öteki'yi de seveceğinizi düşünüyorum, artık orada görüşürüz.
Bölüm kısa uzun demeyelim, final zaten üç bölüme bedel olur herhalde...
İyi okumalar!
**
Bir sandalyenin üzerinde oturuyordum, makyaj masasının önündeydim. Elimdeki tarakla saçlarımı tarıyordum. Kapıya bir kere vuruldu ve içeri koca botlarıyla Jay girdi. Hemen arkamda durdu ve ellerini omuzlarıma koydu. Aynadan bana baktı, uzun uzun izledi. Elimdeki tarağı bıraktığımda masaya doğru eğildi ve siyah bandanayı alıp gözlerimin üzerine koydu.
Arkadan düğüm yaparken parmakları saçlarımı çekmesin diye fazla nazik davranıyordu.
Bağlamayı bitirdikten sonra tekrar beni tuttu ve çenesini tepeme hafifçe yasladı. "Güzel miyim?"
"Hep öylesin." Tepemi öptü. "Gidelim mi?" Elimi tutup beni merdivenlere götürdü. Aşağı yavaşça indik. Vincent ve Liz'in orada beklediğini hissettim. Vincent merdivenlerin yarısına kadar geldi ve beni belimden tutup döndürerek aşağı indirdi.
Dudaklarımı öptü. "İyi ki doğdun, Gölge."
Karnımda sıcacık bir top vardı sanki. Vincent'ın eli aşağı yukarı hareket ediyordu ama beni uyandıran o değildi. Gözlerimi açtım fakat hâlâ karanlıktı. Bandın üstünü kapatan saçlarım başımı ona çevirdiğimde yüzümden çekildi.
Burun buruna kaldık, nefesi nefesimi okşadı. "Karnının ağrıdığını söyledin." dedi beni uyandırdığına inanıp.
Böyle bir şey mi demiştim? Demiş olabilirdim.
Elimi aşağı kaydırıp hareketli parmaklarını yakaladım. Başımın arkasından sıkı sıkı bağlanan kumaşa öteki elini götürdü ve düğümde parmakları dolaşırken saçlarımı hafiften çekiştirdi. "Jane," Kumaşla oynuyordu. Odada yalnız olduğumuzu hissediyordum. Başını yattığımız yastıktan kaldırdı ve dudağımın kenarını öptü.
Aynı zamanda kumaşı yavaşça çekip çıkardı.
Gözlerimi sımsıkı yumdum ve sakince açtım.
Vincent'ın yüzündeki gergin kaslar bandanayı çıkardığı an gevşedi, gözleri bana bakarken resmen parladı. Nefesi göğsünde kaldı, sanki o an ölmüştü. "Jane," Boğazından gelen bir hırıltıyla alevden farksız avucunu yanağıma koydu ve burnunu boynuma gömdü. "Jane..." Zincire sarılı elimi kaldırdım ve ensesini okşadım. Üzerimdeydi, vücudumu örtüyordu. Hafif geri çekilirken başparmağı çenemi okşamaya devam etti. Yüz yüze kaldı ve masmavi parladığına inandığım gözlerime baktı.
Öyle derinden baktı ki...
Bu bakış beni bir başka dünyaya götürdü.
Jay ofladı ve saçlarını karıştırarak ağaçlara doğru yüzünü çevirdi. O sırada Vincent'ın gözleri turuncu ve kırmızı bir şekilde parlıyordu. Çenemi alttan tutup parmaklarıyla tenimi uyuşturucu biçimde seviyordu. Gözlerini gözlerimden çekemedi. Çok derinden baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FantasíaKurtlar, şekil değiştirenler, büyücüler ve gölgeler... Anlaşmazlıklar sebebiyle hepsi ayrı yaşarken konseyin yaptığı bir açıklamayla hepsinin hayatı değişecektir artık. Birlikte yaşamayı ve anlaşmayı öğrenecektir bu ırklar. Konseyin gücünü reddede...