Yorumlar azalmış sanki.. :(
Önceden okuyanlar ortalama kaç bölüme biteceğini gidişattan dolayı tahmin etmeye çalışacaktır ama hayır, daha çok var. Zaten oldukça değiştirmiştim, bundan sonraki kısım çok daha farklı gidecek. Yani mesajdan gelenlere yanıt olsun, daha bitmiyor.
İyi okumalar.
**
Bir alt kata koşuyordum, merdivenlerden paldır küldür indiğimi duymamış olmama ihtimali yoktu ama işittiğini sanmıyordum çünkü avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
"Ne hakla işime burnunu sokarsın?"
Vincent'ın sesini takip ettim, onu odalardan birisinde bulacağıma inandım ama sesler hemen koridordan geliyordu. "Ne hakla arkamdan iş çevirirsin?" Bu Bruce'un sesiydi ama bir dakika öncekine nazaran öfke kusuyor gibi çıkmıştı.
Vincent'ınki gibi.
Nefes nefese köşeyi döndüm, elimi duvarın üzerinde destek almak için yasladım lakin köşeyi döndüğüm an dondum kaldım.
Odada değillerdi, koridordalardı. İkisinin arasında maksimum iki adımlık mesafe vardı. Vincent'ın yanında kalan kısım çökmüştü, duvarın tam ortasında yumruk izi vardı ve paramparça olmuştu. Elinden aşağı kanlar akıyordu, abisine vurmasın diye kendisini parçalamıştı.
İkisinin de omuzları aldıkları nefesle kalkıp iniyordu, Vincent'ın suratını görebiliyordum ama o bana bakmıyordu. Gözleri kıpkırmızı bir ışıkla parlıyordu, sapsarı bir ışık da Bruce'u ele geçirmişti. Bruce benim adımlarımı duyduğu an bana bir bakış atmıştı. O konuşmayı kesince Vincent varlığımı hatırladı ve sönmeyen gözleri saniyelik olarak bana döndü.
Bruce, beni baştan aşağı inceledi. Burada olduğuma şaşırdı ama öfkesinden dolayı suratına yansımadı. Bakışları bileğimde parlayan ince bileklikle durdu.
Gördü, annesine ait olduğunu bilse bile hiçbir şey demedi ve Vincent'a tekrar baktı.
"Çeneni kapat ve sana ne diyorsam onu yap." dediğinde Vincent kahkaha atmak ve onu öldürmek arasında kalmış gibi göründü.
"Yolumdan çekil Bruce. Seni bu duvarların içine gömmemi istemiyorsan siktir git."
Sesi... Abisine olan tavrı ilk defa bu denli sesine yansımıştı. Onları daha önce malikanede tartışırken görmüştüm ve Vincent yine delirmiş gibiydi. Lakin bu ses... Bana önceden nefretin çok güçlü bir kelime olduğunu söylemişti. İşte bunu duyuyordum.
Vincent onun yanından geçecekken Bruce elini kaldırıp onu omzundan tuttu. "Sakın bana arkanı dönme. Sakın beni sınama Vincent."
O ittirince Vincent deminki yerine geri döndü. Fakat bu kez kaşları çatıldı, ona cevap vermeme güdüsüne hakim olamadı. Aklı zaten bulanıktı ve kendisini kontrol edemiyordu.
"Bana sormadan..." dedi Bruce ayıplar gibi. Beyefendi görünüşünden çoktan çıkmıştı. Abi rolünde de değildi. Zaten hiç olmamıştı. "gizli saklı iş çevirerek."
"Gizli saklı iş çeviren sensin. İmzanı almadan o bölgeyi kullanabileceğimi mi sanıyorsun? Lanet olası arazinin yarısı senin ve istesem de imzan olmadan bir sik yapamam." Kasadan aldığı tapudan ve yanına koyduğu diğer dosyalardan mı bahsediyordu? Sahip oldukları hiçbir şeyi paylaşmamış olmalılardı. Her şey yarı yarıyaydı ama bunun miras kavgası olduğunu hiç mi hiç sanmıyordum. "Ben mi suçluyum?" dedi Vincent onun üzerine yürüyüp. "Onları dağıtan sensin! Benim kendime kurduğum düzenimi mahveden sensin!"
"Onun teslim edilmesi gerektiğini bildiğin halde kaçakçılık oynayan sensin."
Bruce neyden bahsediyordu bilmiyordum ama Vincent'ın damarına bastı. "Kendisini kontrol edemeyen bir herifi işlediği suçtan dolayı ölüme yollamayacaktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FantasyKurtlar, şekil değiştirenler, büyücüler ve gölgeler... Anlaşmazlıklar sebebiyle hepsi ayrı yaşarken konseyin yaptığı bir açıklamayla hepsinin hayatı değişecektir artık. Birlikte yaşamayı ve anlaşmayı öğrenecektir bu ırklar. Konseyin gücünü reddede...