Rose, Jamie ve Hector duvardan döneli bir hafta oluyordu. Onların yokluğunda hem Jenn'in hem de benim aklımı dağıtmak için burada kalan üç patili bizi dışarı çıkarıp durmuş ve evimizden çıkmamıştı. Kevin koltuğumda iz bırakmıştı, diğerleri ancak bizi tuvalete gittiğimizde rahatsız etmiyordu. Çünkü vakit geçmiyordu.
Bir yandan sürekli Mia, Seth ve Raphael'i aramak zorunda kalıyordum. Onlar planın bu aşamasına dahil olmamışlardı ama durum bilgisini sürekli iletmem gerekiyordu. Raphael sadece dinliyor, duvara yaklaşıp yaklaşmamak konusunda endişeleniyordu.
Çatlağı bulacak ve onun bize ulaştırdığı kameraları yerleştirecektik. Bundan sonrasına ise Mia ve Bruce bakacaktı. İzlenen arazi kayıt altına alınacaktı, böcekler ormanın içinde gezinecek ve birileri duvarı geçiyor mu diye bize haber verecekti. Eğer çıkan birisi olursa onu bulurduk, konuştururduk.
Kimse olmazsa... Bruce ihlal gerçekleşti, savaş çıkamaz diyordu. Yani kimseyi görmezsek kendimiz içeri girebilirdik. Ama kanıt olmadan o duvarı geçer miydim bilmiyordum.
Shun Lee'nin oğullarının mirasıydı.
Ne yaparsanız yapın, o duvarı geçmeyin.
Babamın bozmadığı ve büyükbabamın son sözleri...
Günahlarımızdan bizi ayıran duvar kalenin korumayacağı ve yıkmayacağı tek bölgedir. İhlal olmadıkça ihlal gerçekleşemez. Bu, benim mirasımdır.
Bu yüzden geçmek istemiyordum. Gölge kimliğimi kendim üzerimden çekip atmış olsam bile şüphelerim vardı.
Fakat gidiyorduk.
Mia, kendi özel hayatı olarak saydığı ve kaleye ihanet etmediği bu saatlerinde bize katılmıştı. Jetten inmiştik ve Lincoln Navigator ile saatlerdir ilerliyorduk. Mia arka bagaja yerleşmişti, kucağına bilgisayarını almış ve önüne bir sürü şey yerleştirmişti. Vincent ile birlikte, onun hemen önündeki iki koltuğu işgal etmiştik. Bizim önümüzde Jenn ve Blaxton oturuyordu. Kev arabayı sürüyor, Hector onun yanında copilot olmuştu. Jamie arabaya binmeyeceğini, motosikletle arkadan takip edeceğini söylemişti. Kaskını kafasına geçirmişti, onu arkama baktığımda görebiliyordum ve dışarıdaki sesleri dinliyordu.
Bu sekiz kişilik arabada yedi kişi gidiyorduk ama çıkan tek ses Mia'nın tıklamalarıydı. Kev ekrana tıkladı, yanındaki kahvesine uzandı. "Müzik açabilir miyim?"
"Aptal mısın sen? Hayır." dedi Jenn onun koltuğuna doğru kalkıp. "Dinliyorlar."
"Kuş cıvıltılarından başka hiçbir şey yok." dedi Kev.
Hector onun vurdumduymazlığına karşın başını salladı ve dışarı baktı. Jenn homurdanarak geri çöktü ve benimle göz göze geldi. "Gölge olmayabilirim ama bu resmen bir görev ve çocuklarla çıktığımıza inanamıyorum. O lanet kameraları ellerimle yerleştirebilirdim."
Mia sakızını patlattı ve güldü. "Daha hoş." diye mırıldandı. Kev bir taşın üzerinden geçtiğinde Mia hopladı. "Kolay bir görev olacaktı. Kev sayesinde zorlaşıyor. Çocuk işte, bırak eğlensin."
Sessiz kaldım, başımı cama yaslamadan önce Vincent'a baktım. Arkasına yaslanmıştı, neredeyse konuşmuyordu. Camdan dışarıyı izliyor, yanından geçtiğimiz ağaçları inceliyordu ve sürekli kulaklarını açık tutuyordu. O kadar odaklanmıştı ki ben konuşsam bile duymayacaktı.
"Rihanna?" Kev mırıldanınca gözlerimi açtım. Jenn'e laf yetiştiriyordu.
"Hayır."
"Backstreet Boys?"
"Hayır?"
"Queen? Hadi ama sevdiğini biliyorum."
"Kapa çeneni ve sür! Buna direksiyon başına geçmesini kim söyledi?" diye bağırdı Jenn. Blaxton kıkır kıkır güldü, Hector pişmanlıkla elini kaldırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/106728971-288-k501266.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FantasiaKurtlar, şekil değiştirenler, büyücüler ve gölgeler... Anlaşmazlıklar sebebiyle hepsi ayrı yaşarken konseyin yaptığı bir açıklamayla hepsinin hayatı değişecektir artık. Birlikte yaşamayı ve anlaşmayı öğrenecektir bu ırklar. Konseyin gücünü reddede...