Yeni ev

605 36 0
                                    

      Evin küçük odasını sandra ve ben almıştık. Ev dıştan küçük olmasına rağmen içi büyüktü. Erica ve Albert aynı odadaydı. Edward tek kalmıştı ve oda yetmiyordu. Bay john'la bayan kate yanımızdaki eve gitmişlerdi.

Eşyalarımızı almıştık az önce. Şimdi yerleştiriyorduk.

"Sanırım, iki hafta içerisinde burada baya bir eğleneceğiz, ha?" Koyduğum kıyafetler çok geldiği için son kes üstüne elimle bastırarak çekmeceyi kapattım. Sandraya döndüm. "Aynen, umarım.. Öyle olur." Dedim. Bana imayla baktığında bir cümleye hazırlıklı oldum. "Yine ne var?" Diye isyan ettiğimde kahkaha attı. Gözlerimi devirdim. "Beni dövmeyeceksin." Dedi. İşte bunu kabul edemezdim.

"İşte bunun garantisini veremem." Oflayarak bendn biraz uzaklaştı. Ve kapının oraya gitti. Eli kapının kulpundaydı.

"Senin Yanında Albert olduktan sonra zaten sana her yer mükemmel gelir." Dedikten sonra kapıyı hızla açıp koşarak gitti.

Bunda ne var diyenler var. Ama ben sevmiyorum. Böyle birisinin demesini. Anladınız mı? Anladınız anladınız.

Derin bir nefes aldım ve kendimi yatağa bıraktım. Aslında bu şehirde bizim gibi insanların olması iyi bir şeydi. Hem birbirimizi anlayabilmemiz gibi.. Karşıma yeni insanlar çıkacacakmış -ki öyle zaten- ve onlarla iyi anlaşacağım gibi bir his vardı içimde. Ve umarım boş boşuna bir his değildir.

Burada iyi anlaşabileceğim insanların olması hem daha çok arkadaşım olması demekti. Kendimi yalnız hissetmeyeyim diye demiştim ama, sandra yeterince yeterliydi benim için. Ama yinede bizim gibi insanların, kurtların bir şehri olması.. Tuhaftı. Yani nasıl olduda burayı böyle yapabildiler? İnsanlardan nasıl sakladılar? Burayı yapmak için izin lazımdı kesinlikle. Çünkü o kadar büyüktüki burası.

Düşüncelerimden ayrılma sebebim Albert'ın kıskanç içeren cümlesiydi ; "o jack mıdır nedir bir daha konuşmayacaksın onla." Kapıyı hızla kapattı ve yanıma yattı benim gibi.

Gözlerimi kapattım. "Jackson." Diyerek düzelttim onu. "Ezberlemişsin demek." Dedi. Haraketlenme olduğunda Albert hemen üstümdeydi. Kolunu destek amaçlı kafasına dayamıştı. Ve yan bir şekilde bana çok yakın duruyordu. Kendime gelerek onla kavga etmeye başladım. Dikkatimin dağılması lazımdı.

"Evet." Dedim rahatlıkla. Bu onu sinirlendirmeye değil, çılgına dönmesini sağlamıştı. "Demek şimdi öyle oldu ha? Bak Malia, bundan sonra sözümden çıkmayacaksın, konuşma dediğim kişilerle arana mesafe koyacaks-" cümlesini kesmeseydim eğer boğazını kesmememin garantisini veremezdim. "Bir dakika ya, asıl sen benim dediklerimi yapacaksın. Ne o öyle, evlendikleri ilk günden eşini döven adam gibi." Diye sinirle dediğimde kahkaha attı. Koluna vurdum. Gülmesi kesilince kısık gözleriyle bana baktı. "Pekala, o zaman kimse kural koymasın. Kimin ne yapacağı kimseyi ilgilendirmesin, hatta hatta ben şimdi gidip sandray'la berab-"

"O kadar da değil heralde Albert. Sandra bana yamuk yapacak biri değil. Asıl ben şimdi jackson'nun yanına giderim." Bana kötü kötü bakışlar attığında gözlerimi tekrar kapattım. Ofladı ve yerinden kalktı.

Sen orada iyiydin..

Kes iç ses.

Haklıydı da yani.. Yakındı biraz.

Ah pekala, tamam iyiydi orada.

"Ha bu arada sandray'la konuştum. Senin yanında ben kalacağım. Erica ve sandra birlikte kalacak. Edward'da kanepede yatacak." Dediğinde gözlerimi açarak ona baktım. "Hayır hayır, ben seninle yatmam. Aynı pdada kalamam." Dedim. Bana güldü.

"Biz neyiz Acaba Malia?" Dediğinde biraz düşündüm. Haklıydı biraz ama sevgiliydik sadece. Ama o başka yerdede yatabilirdi aslında. Bakın bu aklıma gelmemişti.

"Sevgiliyiz." Dedim. Bunu derken biraz garipsemiştim nedense. O tam bir anda bir şey söylecekken ben konuştum. "Vazgeçtimde, kalabilirsin." Gözleri parladı ve tam yanıma gelirken onu kelimelerimle durdurdum. "Tabii ki şu küçük kanepede yatman şartıyla." Dediğimde yatağa koymuş bacağını geri çekerek bana tip tip baktı.

Oflayarak odadan çıktı.

daha sonra uykuya dalmıştım.

Kurt kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin