Tekrar

522 31 0
                                    

    ~ ALBERT ~

    Kapıyı omzumla tekrar kırdım. Bu kapı ne zaman tamir edilmişti ki? Neyse bir defa daha tamir ederdi. İçeride yine yataktan başka bir şey yoktu. Yatağın altına baktığımda birşey göremedim. Aslında ne aradığımı bilmiyordum. Sadece Malia'ya ait olan birşey. Onun kaçırdığına emindim. Başka birisi olamazdı. Kafamı geri çekerken çarptığımda, "ah hadi." Diye sızlanarak kafamı sıvazladım. Örtüyü kaldırdığımda ise.. Bu Malia'nın kolyesiydi. Tabutu bulduğum zaman gördüğüm kolyeydi. Sinirden almayı unutmuş olmalıydım. Şimdi kolyeyi alıp Emmet'a hesap soracaktım veya onu yarın sabah nereye gittiğini takip edecektim. Evet, yine evde yoktu. Kesinlikle bir iş çeviriyor olmalıydı. Kolyeyi bıraktım. Almakla hata ederdim. Yatağın başka taraflarına baktığımda birşey bulamadım. Dışarıdan ayak sesleri geldiğinde saklanıcak yer aradım, ama malesef bulamadım. Yatağın altına ben hariç herşey sığabilirdi. "Anlaşılan albert gelmiş." Kapıda beliren salak salak gülen emmet'a baktım. Güldüm. Şüphelenmemesi gerekiyordu. "Ne oldu?"

"Yine mi ormana gittin?" Dalga geçercesine sormuştum. Sırıttıktan sonra duraksadı ve bana yaklaştı. "Evet, ormana gittim."

Kafasını salladıktan sonra devam etti. "Ve birde ne göreyim!" Dedikten sonra iki elinide kaldırdı. Dilini şaklattı. "Malianın boş tabutu." Gülmesi durmuştu. Elleri inmişti. Ve yerlerine ciddi bir bakış gelmişti. Sinirleniyordum. Sanki oyun oynuyormuş gibi bir havası vardı. "Dalgamı geçiyorsun lan!" Sinirime hakim olamamıştım. Aniden yakasından tutup zaten çökmeye yer arayan duvara sertçe yapıştırdım. Canının acıdığını belli etmemeye çalışarak gülmeye devam etti. "Yoksa benden mi şüpeleniyorsun?"

Ellerimi yavaçca indirdim. Yumruk atmaya yer arıyordum. Bir kere daha kötü birşey demesini bekliyordum. "Malia öldü! Onu kim bilir hangi hayvan. Alı-" isteğimin gerçekleşmesi üzerine gülümseyerek yumruğu attım. Anında yere doğru düştü. "Ne diyosun lan sen! Malia yaşıyor!" Bende onun yanında çöküp yakasından tutup kaldırdım. "Ve sen bunu gayet iyi biliyorsun." Sakince söylemiştim. Ama tükürürcesine. Yakasını yere sertçe bıraktım. Nefesleri ardı ardına kesilmiyordu.

Ayağa kalktım ve dışarıya çıktım. Ne yapmalıydım. Ya sabahları Emmet Malia'nın yanına gidiyorsa? Buda olabilirdi evet. Yarın sabah güneş doğarken onu takip edecektim.

***
~Albert~

Sokaklar sepsessizdi. Ayak seslerim yankılanıyor gibiydi. Emmet'ın evine geldiğimde evin yan tarafına geçtim. İçeriden ses gelmiyordu. Hava daha karanlıktı. Yere oturdum ve beklemeye başladım. Malia için herşeyi yapmaya hazırdım.

Bir anda kapı sesi geldiğinde kafam yana döndü. Islık çalmaya başladığında sinirden dişlerimi sıkıyordum. Ona bir türlü ısınamamıştım. Nefes alması bile benim için işkenceydi. Emmet dışarıya çıktığında biraz eğildim ve bir adım geri attım. Ormana doğru koştuğunu gördüğümde bende peşinden koştum. Hızlı bir şekilde o önde ben arkada koşuyorduk. Ondan biraz geride kalmak için yavaşladım. İleride kulübe gibi bir yerde durdu ve arkasına baktı. Hızımı alamadığımda hemen kendimi bir ağaca doğru yana fırlattım. Emmetın ıslık sesi tekrar geldiğinde nefesimi dışarı üfledim. Beni farketmemişti. Ama önemli olan kolumdu. Kanıyordu. Kanamayı durdurmak için gömleğimin birazını yırtıp koluma sardım. Şimdi acıyı çekecek değildim. Acıyı önemsemeden hemen kulübüye doğru sessizce yürümeye başladım. Tahta bir kulübeydi. Biliyordum işte, malia buradaydı. Pencereler eski değil, aksine yepyeniydi. Sanki yeni aile evi gibiydi. Çiçekler etrafta evi süslüyordu. Korkunç görünmek yerine şirin bir ev gibi görünüyordu. Şaşırmıştım. İçeriden çığlık sesi geldiğinde hemen herhangi bir cama baktım. Tesadüf o ki, malia! Malia buradaydı. Emmet ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Malia ise.. Kafası karışmış gibiydi. Dokunmaga kıyamadığım saçları kabarmıştı hep. Gözleri ağlamaktan şişmişti! Kahretsin. Dayanamıyordum.

Konuştuklarını duymaya çalıştım ama olmamıştı. Emmet'ı evden çıkarmanın yolunu bulmalıydım. Evin arkasına geçip oturdum. Malia o haldeyken düşünemiyecek gibiydim ama zorunluydum.

***

- malia -

"Beni kandırdın! Her şeyi hatırlıyorum. Sen.. Emmetsın. Adın sam değil. Ben senle değil, Albertla sevgiliyim. Kardeşim gördüğüm sandra var. Sen.." Tekrar ona baktım. Ailemi öldüren yüze.. İğrenerek baktım. "Canavar bir katilsin!"

Tokatı yüzüme geçirdiğinde gözlerimi yumdum. Kendimi serbest bıraktım. Yere düştüğümü ve kafamı duvara çarptığımı hissettim. Ama çığlık atmadım, atamadım.

Bayılmamıştım. Bunu biliyordum en azından. Ya da ölmemiştim. Çünkü hala o iğrenç yüzü görebiliyordum. Gürültülü bir ses geldiğinde gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar açtım. Bu ses.. Rahatsız etmişti. Kafam ciddi anlamda zarar görmüştü. "Malia!" İhtiyacım olduğum o ses işde. "Albert.." Kısık sesimle elimi uzattım kapıya. Emmet telaşla etrafına bakıyordu. Sonunda odaya gelebildiğinde emmetı yere serip üst üste yumruk atmaya başladı. "Albert." Sesimle bana döndü. Özür dilercesine sarıldı bana. "Gidelim burdan." Kafama baktığında telaşla hemen gömleğinden yırttı ve kafama koydu. "Kahretsin! Naptın lan kıza!" Emmeta bakıp tekrar bana döndü. Gömleği daha önceden yırtılmış ve koluna sarılmıştı. Beni yavaşça yere bıraktı. Cebinden çıkardığı iple emmetı bağladı. O ip onda ne arıyordu bilmiyordum ama bir an önce gitmek istiyordum buradan. Emmetın her yerini bağladıktan sonra tekme attı karnına. "Seninle görüşeceğim." Beni kucağına alıp evden çıkardı.

Tekrar.. Tekrar onunla birlikteydim. Tekrar onun kokusuylaydım.

Kurt kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin