Sarmaş Dolaş

844 48 3
                                    

     Belimdeki el gıdıklayıı bir hale geldiğinde artık pes ettim ve o böceğ- pardon albertın kafasına vurdum. Eliyle belime sarılmıştı. Bende onun sırtına düşmüşüm gece.

"Albert! Uyan." Kafası oynadı biraz. Ama kalkmadı. "Beni takar mısın!? Kalk. Sandra umarım görmemiştir." Aynı şeyi yaptı. "Elini belimden çekmen için on saniyen var." Dediğimde yine kıpırdamadı.

Tabii ki on saniyeyi içimden saydım. Ayağa birden kalktığımda yere düştü. Kahkaha attım. Sinirli gözüküyordu. "Sana kalk demiştim." Dedim. O yerde acı çekerken içeri girdim. Girmeden önce de "balkonun kapısını kapatacağım! Git burdan." Diye demiştim.

Balkonu kitleyerek perdeleri de çektim. Sandra yatalta uyuyordu. Sessice lavaboya doğru ilerledim. Yüzümü yıkadıktan sonra balkona temrar baktım.

Gitmişti.

Sonunda!

Sandra birden ayağa kalktığında esnedi ve bana baktı. "Kime bakıyorsun?"

"Hiç öylesine dışarı. Bi ses duydumda. Kuşmuş."

Ne kuş ama. Baya büyük. Bunu sandraya demek isterdim. Evet!

"Rahat uyudun mu balkonda bari?" Dedi imalı imalı.

"Biliyorsun!" Güldü ve kafasını telrar yastığa koydu.

Sinirle yaklaştım ve yatağa yattım bende.

"Benden kaçmaz." Dedi. Tabii ki kaçmazdı. Sandra bu!

"Sandra yalvarıcı bir sesle konuştu. Yani bilmiyorum. Kötü görünüyordu biraz. Bir anda kucağıma yatınca bir şey diyemedim." Dediğimde derim bir nefes aldım. Yoruldum!

"Açıklama yapmana gerek yok. Aslında Alberta sinirliydim ama 'sarmaş dolaş' güzel bir şekilde uyuyordunuz. Bir şey yapamadım." Dedi ve kalktı. Bende kalktım.

Kafamı salladım. Peki demekte yetindim.

***

Yine sandrayla dışardaydık. Karşıda ericalar vardı. Albert ve erica gizliden bize bakaran konuşuyorlardı. Çok uzaktaydık. Biraz daha yakın olsaydı duyabilirdik!

"Onları duymamız lazım sandra. Onların yanına doğru yürüyormuş gibi yap." Dediğimde güldü ama bir şey demedi. Kafasını salladı.

Yavaş yavaş yürümeye başladık. Onların sesini şimdi duyabiliyordum. Erica,"ondan asla özür dilemem abi!" Dediğinde gidip dövesim gelmişti. Özür bekleyen yok senden! Dilesen de kabul ediceğimi sanmam.

Alberta baktım. Kafasını biraz yana eğip sakallarını kaşıyormuş gibi yapıp ağzını oynattı. "Malia bizi dinlediğini biliyorum." Dediğinde hemen önüme döndüm. Sandra gülüyordu. Koluna vurdum. Gülmesi kesildi ama gülümsüyordu şuan.

Erica kısa zamanda yanımıza geldiğinde gözlerimi devirdim. "Ne o? Zorla özür mü dilettirecek abin sana?" Sandraya baktım. Bana 'ne' dermişcesine bakıyordu. Erica derin bir nefes alarak Alberta 'al işte' bakışını attı. "Ben zorlamadım. Kendisi istiyor." Kendi kendime güldüm. "Duyduk onu." Bir amda söylediğim şeyi farkettim. Albert gülüyordu. "Yani.. Her neyse. Özür dilemesine gerek yok." Dediğimde erica yürüyerek geri doğru giderken albert tuttu. "Ne var? Gerek yok dedi." Ericaya göz devirdim. Aptaldı bu kız!

Albert bakış attığında erica bizden özür diledi ve gitti. "Çok güzel bir özür. Ayrıca se affettiğimi filanda sanma. Balkonda uyurlen kaldıracaktım maliaya kıyamadım. Ona göre Albert!" Sandraya tekrar tekrar ve tekrar vurdum. Kolunun morarması umrumda değildi. Bunları dememeliydi. "Affetmedim dediğine göre malia affetmiş o yeterli." Dedi ve sırıttı. Sandra sinirle bana döndü.

"Ne?"

"Affetmedin değil mi?" Tıslarcasına söylemişti. Eve gidince ben sana gösteririm gibisinden! "Hayır" diye mırıldandım. Albert halime güldü. Yine..

Albert gittiğinde bizde eve gittik. "Sanda onların yanında şöyle konuşmayı kes." Bana döndü. Öyle bir bakış atmıştı ki hemen banyoya girdim.

Sadece..

Canımı seviyorum.

Korktuğumdan değil canım.

Canınızı sevin sjs.. (Yorum lütfen.. Vote de tabi.)

Kurt kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin